29 Kasım 2013 Cuma

YÖNETİCİ


3. YÖNETİCİ


3.1. TANIMI


Endüstri devrimiyle birlikte işletmelerin sayısal ve niteliksel olarak büyümeleri ve patron-yöneticilerin yetersiz kalması sonucu işletmelerde profesyonel yöneticilerin çalışmaya başladığı görülmüştür. En genel anlamıyla yönetici; üretim kaynaklarıyla belirlenen amacın gerçekleştirilmesine çalışan kişidir. Tanımı biraz daha geliştirecek olursak; Yönetici; “Belirli yetkilerle donatılmış, kendisine teslim edilmiş kaynaklar ile belirlenen amacın gerçekleşmesi için gerekli işbirliği ve koordinasyonu sağlayan kişidir.”[1].

Tanımda dikkati çeken önemli hususlar şunlardır;

-          Yönetici yetkilerle donatılmış

-          Kendisine üretim faktörleri verilmiştir

-          Tespit edilen amaca yönelik çalışan

-          Kaynaklar arası gerekli uyumu sağlayan

-          Gerçek kişidir.

Yöneticilere emrindeki kaynakları amaca yönlendirebilmek için kendilerine yetki ve sorumluluklar verilir. Yönetici işleri sahip olduğu yetki sayesinde yürütür. İşletmeler mal ve hizmet üretmek için kurulmuş ve bu yolla insanların ihtiyaçlarını karşılayan sosyo-teknik sistemlerdir. Mal ve hizmet üretmek için gerekli kaynaklara ihtiyaç vardır. Bu kaynaklar girişimciler tarafından sağlanır. Yöneticiye teslim edilir. Yöneticiler de bunları en iyi şekilde kullanırlar.Yöneticiler işletmenin amacını belirler ve her departman yöneticisi bu amacın gerçekleştirilmesi için gayret gösterir.

“Yönetim kademesinde olan bir kişi, işletmenin amacını saptar, daha sonra işletmeyi amacına yöneltir.”[2] Yönetici kendisine verilen kaynaklar arasında gerekli koordinasyonu ve işbirliğini sağlayan kişidir.

Yönetici; başkaları vasıtasıyla iş gören kişidir. Başkalarının zihinsel ve fiziksel güçlerinden yararlanarak onlarla gerekli işbirliğini kurarak belirli bir amaca ulaşma faaliyetinde bulunan herkes yönetim faaliyetinde bulunuyor demektir. Yöneticiler işletmeler için en önemli üretim faktörüdür. Bir işletme ne kadar kaliteli yöneticilere sahip olursa o kadar başarılı olurlar.

Günümüzde yöneticilik profesyonel meslek haline gelmiştir. Gelişmiş ülkelerde faaliyet gösteren işletmelerin sahipleri ile işletme yöneticiliği aynı kavramlar olarak değerlendirilmektedir. Yöneticiler ve işletme sahipleri ayrı ayrı fonksiyonları yerine getirmektedirler.

Girişimcilik, liderlik ve yöneticilik gerek yerine getirdikleri fonksiyonlar gerekse uyguladıkları politikalar açısından değişik kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

“Girişimci, ekonomik mal ve hizmet üretmek ya da pazarlamak için üretim faktörlerini ele geçirip, düzenli bir şekilde bir araya getiren, kar amacı güden ve girişimlerinin neticesinde doğabilecek tüm risklere katlanan kişidir.”[3] Diğer bir tanım ise; “Üretim faktörlerini satın alarak veya kiralayarak üretimi organize eden gerçek kişilere, tüzel kişilere ve kamu kuruluşlarına girişimci denir.” [4]

Girişimci ile yönetici arasındaki farklar aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir:

-          Girişimci üretim faktörlerini elinde bulundurur

-          Girişimci risk üstlenir

-          Girişimci gerçek kişi, tüzel kişi ve kamu kuruluşu olabilir. Yönetici ise gerçek kişidir.

-          Yönetici ücret veya maaş alırken, girişimci kar alır.

-          Girişimci yöneten, yönetici yönetilen konumundadır.[5]

Girişimcilik kavramıyla birlikte yöneticilik ve liderlik kavramlarını birbirinden ayırmak gerekir.

Yöneticilerden yönetim fonksiyonlarını yerine getirmeleri beklenirken, liderlerden izleyenleri etkilemeleri beklenir. Yöneticilerden yönetim fonksiyonlarının gerçekleştirilmesi beklenirken, liderlerden sadece kendilerini izlemeleri için kişileri etkilemesi beklenir. Bu önemli özellik nedeniyle yönetici ve lider birbirinden farklı kişidir. Lider ile yöneticileri farklı kılan faktörler şunlardır:[6]

Yöneticilerin amaçlara karşı tutumu kişisel olup, şirketin kültürü ve geçmişi ile yakından ilişkilidir. Liderlerin ise amaçlara karşı tutumları kişisel ve hareketlidir. Bir liderin kişilerin tutum ve davranışları üzerinde yarattığı etki işyerinin amaçlarına göre farklılık gösterecektir. Diğer bir ifade ile lider lideri olduğu grubun amaçlarına göre hareket eder. Bu yüzden işletmenin amaçları ile liderin etkilediği grubun amaçları farklılık gösterebilir. Yöneticiler işletme için gerekli stratejileri saptayarak çalışanların işletme amaçlarına katılmaları için gerekli koordinasyonu sağlar. Bunu yaparken işletmenin amaçları ile çalışanların amaçları arasında gerekli dengeyi kurar. Liderler ise sorunlara yeni yaklaşımlar getirirler, büyük risk getiren durumlarda çalışırlar. Yöneticiler kendilerini mevcut düzenin koruyucusu olarak görürler. Yetki ve sorumluluklarına uygun çalışma yaparlar. Liderler ise kendilerini çevrenin dışında görürler.

3.2. YÖNETİCİNİN ÖZELLİKLERİ


Yöneticilerin başarılı olabilmeleri için bazı özelliklere sahip olmaları gerekir. Her geçen gün yöneticilerin sahip olmaları gereken özellikler artmaktadır. Sanayi devrimiyle birlikte önem kazanan yöneticilik, gelişme sürecine bağlı olarak yöneticinin taşıması gereken özelliklerde değişmektedir. Sanayi devrimi yıllarında işletmelerde görev yapan yöneticiler otoriter kişiliğe sahipti, sonuçları sayısal olarak değerlendiriyor, çalışanların sorunlarıyla ilgilenmiyordu. Sadece kar ve verimlilik gibi kavramlarla ilgilenen yöneticilerin özellikleri günümüzde değişime uğramıştır.

“Yöneticiler yönettikleri işletmelerin özelliklerine göre farklı niteliklere ihtiyaç duyarlar.”[7]

Genel olarak yöneticilerin özellikleri üç başlık altında toplanabilir.[8]

3.2.1. Doğuştan Gelen Özellikler


Yöneticilerin doğuştan gelen özellikleri, insancıl olmak, yaratıcı yapıya sahip olmak, sabırlı azimli cesur ve mücadeleyi sevmek, alçak gönüllü, samimi, dürüst ve açık sözlü olmaktır.

3.2.2. Bilgi ve Tecrübeye İlişkin Özellikler


Doğuştan sahip olunması gereken özelliklerin yanında yöneticilerin eğitim ve tecrübelerine bağlı olarak bazı özelliklere sahip olmaları gerekir. Bu özellikler şunlardır:

Yönettiği işletmesinin başarılı olması için o konu ile ilgili uzmanlığa sahip olmalı, yönetim konusunda eğitim görmüş olmalı ve kendini yenilemesini bilmelidir. “Yönetici geniş genel kültürü yanında kendini devamlı olarak yenilemelidir.”[9]

Yönetici başarılı olabilmek için yönetim tekniklerini çok iyi bilmeli ve bunları yerinde kullanmalıdır. Yönetici ekip çalışmasına önem vermeli ve ekip çalışmasının gereğine inanmalıdır.

3.2.3. Yürütmeye İlişkin Özellikler


Yöneticiler yönetim fonksiyonlarını yerine getirmek için yürütmeye ilişkin özelliklere sahip olmalıdır. Bu nitelikler işbirliğini geliştirmek, çalışanların ödüllendirilmesi, görüş ve kararlarında tutarlılık, çalışanlara güven vermektir.

Yöneticiler; kuruluşu, işletme sahiplerini, çalışanları sevmeli, haklarını korumalıdır. “Yönetici görevlerinin yerine getirilmesinde astları arasında uyumlu çalışma ve işbirliği yatar.”[10]Ayrıca yöneticiler sosyal sorumluluk kavramına da önem vermelidirler.

Yönetici bir kuruluşa ya da işletmeye hayat veren dinamik ve önemli bir elemandır. Günümüzde işletmelerin başarıları geniş ölçüde yöneticilerin çabalarına ve sergiledikleri performansa bağlıdır. Günümüzde tanımlanan ve aranan yönetici özellikleri geçmiş yılların yönetici özelliklerinden çok farklıdır. Günümüz yöneticisinin profilini çizebilmek için önce günümüzde oluşan ve  yöneticinin performansını etkileyen önemli değişimlerin neler olduğunu belirlemek gerekir.

21 inci yüzyılın başında dünyamızda ekonomik, sosyal, politik, teknolojik gelişmelerde önemli değişimler söz konusudur. “21. yüzyılın başında dünyada siyasal, kültürel, ekonomik değişiklikler yaşanmakta ve bu değişiklikler beraberinde enformasyon çağı, bilgi toplumu ve globalleşme gibi yeni kavramları ortaya çıkartmaktadır.”[11]

2050 yıllarında dünya nüfusunun on milyara ulaşacağı tahmin edilirken zengin ülkelere oranla daha yoğun bir nüfusa sahip yoksul ülkelerde sorun çok daha tehlikeli boyutlarda görünüyor. Kontrol altına alınamayan doğum oranı, üssel bir nüfus hareketi genel bir açlık tehlikesini gündeme getiriyor

Otonom olduğu kadar eko sisteme bağlılığı açısından açık bir sistem olan ekonomi biliminin sosyolojik, kültürel, politik nosyonlardan uzaklaştığı ve kendi gerçek koşulunun karmaşıklığını unuttuğu, diğer ifadeyle kendisine bağlı olanlara bağlılığını unuttuğu gözleniyor. Matematiksel olarak gelişmiş özelliğine rağmen ekonomi bilimi sosyal ve insan değerleri bakımından geri kalmış, böylece ekonomi içine sıkışan ekonomist bilgisi, ortaya çıkabilecek değişimleri öngörme yeteneğini kaybetmektedir. Ekonomik büyümenin doğrusal olmayan karakteri biyosferi çok boyutlu yıkım sürecine götürmekle kalmayıp psişik, duygusal, moral ve bir çok bozukluklara zincirleme olarak sürüklüyor.

Dünyayı saran bir gelişme krizi yaşanıyor. Gelişme kültürel, toplumsal ve ekonomik problemlerle karşı karşıyadır. Endüstrileşen toplumların aşırı olan eşitsizlikleri ortadan kaldıracağı düşünülürken ve diğer taraftan ekonomik büyümenin sosyal, psişik, moral gelişmelere yeterli olacağı söylenirken bütün bunlara rağmen zengin ülkelerde var olan nüfusun % 25’i üretilen enerjinin % 75’ini tükettiği görülüyor.

Dünyanın ciddi ve gelecek için bir çok kuşkular uyandıran global sorunlar için tek çare şimdi “globalleşme” denilen yani bir dünya düzeni oluşturmaya çalışılıyor. Globalleşen dünyada yeni teknolojiler kol gücünü enerji kaynağı olarak kullanma dönemini tarihe gömecektir. Yeni teknolojilerin giderek artan üretimini yeterince pazarlayabilmek için dünyadaki yoksul insan kitlelerinin zenginleşmesi gerektiği tüm açıklığıyla ortadadır.

Bugün global sermaye, yoksul ülkelerin teknik üretimlere geçmesini engellemek biçiminde bir kaygı taşımıyor. Enerji kaynaklarıyla üretim biçimindeki değişim, yönetim modellerini de değiştiriyor.

Hızlı toplumsal ve teknolojik gelişmeler öğrenim görmüş insan gücüne olan talebi arttırmıştır. Günümüzde toplumlar için en iyi yatırımın eğitime yapılan yatırım olduğu görüşü önem kazanmıştır. Küreselleşme sonucu toplumların kültür ve inançları, etik ve sosyal sorumluluk gibi kavramlar önem kazanmıştır.

Sanayi devrimi sonucu işletmelerin büyümesi patron-yönetici tipinin yetersiz olması sonucu yöneticilik önem kazanmıştır. İkinci dünya harbinden sonra yönetim alanındaki değişimler daha da hızlanmıştır. Bunun en önemli nedeni askeri alanda kazanılan yönetim becerisinin endüstriyel alanda uygulanmasıdır. Yöneticilik her geçen gün yeni teknikler ve felsefeler ile desteklenmekte, uygulama biçimleri ortaya atılmakta ve dolayısıyla çevredeki gelişmelerden ve değişimlerden etkilenmektedir.

3.3. YÖNETSEL DÜZEYLER


İşletmeler belli bir amacı gerçekleştirmek isteyenlerin oluşturduğu sosyo-teknik sistemlerdir. “Dolayısıyla grubun oluşmasında görev alan ve bu görevi yerine getiren kişiye veya kişilere yönetim organları denir.”[12]

Yönetim başkalarına iş yaptırmadır. Bu açıdan bakıldığında bir örgüt içerisinde iki grup çalışan söz konusudur. Bunlar iş yapanlar ve iş yaptıranlar olarak tanımlanırlar. İş yaptıranlar yönetim dilinde yönetici diye isimlendirilirken, işleri yapanlar da yönetilenler olarak isimlendirilir. Yöneten konumunda olanlara üst, yönetilenlere de ast denmektedir.

“Bir işletmede, gerek fikren gerekse bedenen çalışan insanların meydana getirdiği topluluk işgücü olarak tanımlanır.”[13]

Bir işletmede yönetsel düzeyleri belirlemede birinci ölçüt ast ve üst olma durumudur. Diğer bir ölçüt ise yetkidir. “Yöneticileri yönetici olmayan personelden ayıran en önemli ölçüt yetkidir.”[14]

Hiyerarşik şekilde düzenlenmiş bir sosyal kurum ortamında her biri belirli yetkilerle sınırlı farklı karar düzeylerini ayırt edebilir. Böylece bir işletme de bir birim yöneticisi hemen hemen belirli, sınırlı bir genişliği olan bir alan içinde problemsel koşula müdahale etmekle yükümlüdür. Problemlerin tek bir basamağa sunulması şeklinde bir zorunluluk olmadığı halde, bu basamakları açık bir biçimde ayırt etmek gerekir. Problem çıktığı yere çözümsüz kalmış olabilir. Fakat bir yanıt, problemi zorunlu bir geçişle elinde daha fazla yetki bulunduran bir üst basamağa götürebilir. Karmaşık problemlere üst düzeyde çözüm aranır. Buna karşılık orta kademe ve alt kademe yöneticilerinin karşılaştığı problemler nispeten daha kolaydır. Zira bunlar zaten tepe yöneticilerinden alınan direktiflerle geniş bir ölçüde yapılanmıştır.

Yetki kullanımına göre örgütler alt kademe yönetim, orta kademe yönetim ve üst kademe yönetim kademelerinden oluşan piramit biçimi bir düzenlemeye giderler. Her bir kademenin yetki ve sorumluluğu değişiktir. Bu kademelerde görev yapan yöneticiler de alt kademe yöneticileri, orta kademe yöneticileri ve üst kademe yöneticileri diye adlandırılır   . Bu durum şekilde gösterilmiştir.


 

 

 

 

 

 

 


Şekil 5  Örgütlenme Piramidi

Alt Kademe de bulunanlar; yönetimin planlarını uygulayanların oluşturduğu gruptur. Bu kademede görev yapan yöneticiler yönetimin taktiksel planlarını uygulatırlar. Genellikle bu kademe yöneticileri şef, formen, nezaretçi, sürveyan gibi adlarla anılan kişilerdir.

Orta Kademe Yönetim ve Yöneticileri; şube müdürleri, müdür muavini gibi unvanlarla anılan yöneticilerle idari kararları alıp uygulayan kademedir. “Bulundukları örgütün üst yönetimi tarafından tanımlanan amaçları başarmak için gerekli olan program ve faaliyetlerin eşgüdümlemesinden sorumlu kişilerdir.”[15]

Tepe Yönetimi ve Yöneticileri; stratejik kararların alınması, amaçların tespit edilmesi ve işletmenin son sorumlularının oluşturduğu kademedir.

Üst yönetim kademesi yöneticileri; Başkan, genel müdür, koordinatör, genel müdür yardımcısı gibi unvanlarla anılırlar.

Sektör ne olursa olsun, çalışanların organizasyon içerisindeki yeri ve unvanları değişik olmakla beraber kademelerin dağılımı üst, orta, alt kademe olarak bir benzerlik içerisindedir. “İşkolu özelliğine göre, çalışanların örgüt kademeleri arasındaki istihdam piramidi az çok değişiklik göstermekle beraber genel olarak her kademede bulunanların oranları şöyledir.”[16]             

Üst kademe %3, orta kademe %5, alt kademe %92 dir. Bu oranlar sektöre göre az çok değişiklik göstermektedir.

Kurumsal düzey: İşletmenin kısa ve uzun vadeli amaçları ile politikalarını belirleyen kademe.

3.4. YÖNETSEL BECERİLER


Günümüzde ortaya çıkan ekonomik ve teknolojik gelişmeleri anlamak, kabullenmek ve bunlara adaptasyon sağlamak önem kazanmıştır. Bu önemli değişiklikler beraberinde toplumlarda ve toplumun bir parçası olan işletmeler üzerinde de etkilerini göstermektedir. İşlerin yapısında ve işleri yapanların yetenek ve becerilerinde önemli değişimler meydana getirmektedir ."Bütün çevremizi alt üst eden ekonomik değişiklikleri anlamak önemlidir. Çünkü gelecek yüzyılda talep edilecek becerileri bunlar belirleyecektir”[17].

Günümüze gelene kadar adale gücü tercih edilmiş ,ussal güçten belirli işler için yararlanma yoluna gidilmiştir. Günümüzde ussal güç önem kazanırken beraberinde teknolojinin gerektirdiği makine ve cihazları kullanabilme ve bunlara uyum sağlamada önem kazanmıştır.

Sistem kuramına göre;

Makine – makine,

Makine – insan,

İnsan – insan

Bu sistemler içersinde insan ve insanlardan meydana gelen sistemler ile makine–insan sistemleri önem kazanmıştır. Makine insan sistemlerinden,insanların makinelere veya makinelerin insanlara uyumu günümüz işletme yöneticileri için üzerinde önemle durulması gereken bir konudur

Teknolojik değişim sonucu bilgisayar ve iletişimde meydana gelen değişimler insanla makinenin birlikte çalışmasını gerekli kılmıştır. Makine-insan bütünleşmesinin önem kazanması sonucu siber orglar meydana çıkmıştır. “Siber orglar  (sibernetik organizmalar) fiziksel toleransları ve becerileri insanın geçmişteki sınırlılıklarını kat kat aşan yarı insan, yarı makinelerdir.”[18]. Günümüz işletme yöneticileri sahip oldukları beşeri sermayenin yapılan işle uyumunun öneminin bilincinde olmak durumundadırlar.Bu nedenle işlerin yapısında meydana gelebilecek değişiklikleri bu günden tespit edip insan becerilerinin buna göre şekillenmesine gerekli şartları hazırlamaları işletmelerin yararına olacaktır. Bu çalışmada gelecekte işletme yöneticileri için gerekli olacak beceriler ve bunları kazanma yolları açıklanacaktır.

3.4.1. Beceri ve Beceri İle İlgili Varsayımlar


İnsanlar işlerini yaparken sahip oldukları yetenek ve becerilerinden yararlanırlar. Yaptıkları işin kalitesini de işi yapanın yetenek ve becerileri belirler. En genel anlamıyla, beceri; “Güç sanılan ustalık isteyen bir  işi yapabilme yetisidir”[19]. Diğer bir tanım ise; “Uygulamaya yönelik, yatkınlık, ustalık, hüner, maharettir”[20]. İnsanların yetenek ve becerilerini yaptıkları işteki gösterecekleri performansla belirlemek mümkündür. Yetenek ve becerinin temeli bilgiye dayanır. “Beceriyi bilgiyi uygulama yeteneği veya bilgiyi eylem haline getirme alışkanlığı olarak görmekteyiz”[21].

Kavram olarak yetenek ve beceri uygulamada birbirleriyle iç içe olmaları nedeniyle karıştırılmaktadır. Beceri ve yetenek ayrı ayrı kavramlardır. “Yetenek doğal ya da öğrenilmiş, bir bireyin zihinsel ya da fiziksel olarak bir şeyi yapabilmesidir. Beceriler ise işe ilişkin yeterliliklerdir”[22]. İnsanların sahip oldukları zihinsel ve fiziksel yetenek ve becerileri ile yapmış oldukları iş, iş şartnamesindeki gereklere uyumlu olduğu takdirde işi yapan başarılı ve yapılan iş kaliteli olur.

İnsanların başarılarını etkileyen bireysel etkenleri, bireyin zihinsel ve fiziksel beceri ve yetenekleri ile özgeçmişi, tecrübesi ve demografik özellikleridir. Zihinsel yetenek, muhakeme, beyin gücü, analitik analizler yapabilme, sayılar arası ilişki kurabilme, anlama ve ifade edebilme gibi özelliklerdir. Fiziksel yetenekler ise dayanıklılık, vücudun iyi kullanılması ve organlar arası uyumluluktur. İnsan becerisi  üç ana başlık altında toplanabilir. Bunlar; “Bedensel beceriler, manipulatif beceriler, kavramsal ve dil becerileridir[23].

Bedensel becerilerden ifade edilmek istenilen insanın el ve kollarını kullanabilmesi, denge sağlanması, manipulatif beceri; olaylar arasında ilişki kurabilme, kavramsal ve dil becerileri ise, düşünme, konu ile ilgili sorun çözümleri üretebilme, matematik düşünce, kodlama ve diğer bildirişimleri kullanabilmektir.

Her işin istediği yetenek ve beceriler birbirlerine göre farklılık gösterir. Bunu belirlemenin önemi büyüktür.

 İnsan beceri ve yeteneklerinin belirlenmesi ve geliştirilebilmesi için beceri ile ilgili varsayımların neler olduğunun bilinmesi gerekir. Beceriler ile ilgili varsayımlar şunlardır:

-          İnsanlar yetenek ve becerilerine doğuştan itibaren sahip olurlar.Her insan doğumuyla birlikte bazı gelişmemiş becerilere sahiptir.

-          Zaman içerisinde insanlar sahip oldukları becerileri geliştirebilirler. Bu insanın tamamen kendisine bağlıdır.

-          Bütün beceriler beceri sahibinin anatomik özellikleri ile ussal yapısına göre şekillenir.

-          Becerinin kalitesini beceri sahibinin yaşı, eğitimi, deneyimi, moral yapısı ve çevresi etkiler. “İnsan beceri ve yetenekleri kazanılmış bilgilerden kaynaklanır”[24]

-          Becerilerin kullanılması yerine getirilecek aktiviteye bağlıdır.

-          İnsanın sahip olduğu becerilerin armonisi gerek yapılan işin kalitesini gerekse işi yapanın işten tatminini sağlar.

-          Becerilerin gelişmesinde motivasyon önemlidir.

-          İzlenen beceri ölçülebilir.

-          Beceriler amaca uygun şekilde ortaya konulur.

Günümüzde insanların yetenek ve becerilerinin tespiti teknolojiyle birlikte değişen iş yapıları ve oluşan yeni mesleklerin yerine getirilebilmesi için kaçınılmazdır. Gelişmiş ülkelerde teknoloji sonucu işgücü yapısında önemli değişimler olmuştur. İletişim becerisi yeterli olan işgücü yeterli olmayan işgücüne göre avantajlı hale gelmiştir. Bilgisayarların kullanımı ve programlarını hazırlama becerisine sahip olan işgücü açığı her toplumda kendini göstermektedir. Değişen sadece beceri bileşenleri değildir aynı zamanda bu beceriye sahip olanların karakter ve kişilikleri de değişmektedir. “Yalnızca iş becerileri değil, aynı zamanda bu becerilerle uyumlu karakter  ve kişiliği de yeniden tanımlıyoruz”[25].

3.4.2. İşletme Yöneticilerinin Becerilerinin Değişmesinde Etkili Olan Faktörler Ve Günümüz Yöneticilerinde Bulunması Gereken Beceriler


Değişen bir ortamda faaliyet gösteren ve açık sosyo-teknik sistem olan işletmelerin yapılarında meydana gelen değişimler bu işletmelerde yöneticilik görevini üstlenen yöneticilerin sahip oldukları becerileri de değişime uğratmaktadır.

Günümüze gelinceye kadar yalnızca teknik becerisi gelişmiş yöneticiler başarılı olurken günümüzde diğer beceriler önem kazanmıştır. Yöneticilerin sahip oldukları becerilerin değişmesinde rol oynayan faktörler aşağıda açıklanacaktır.

Günümüzde toplumlar teknolojik, ekonomik, kültürel, politik ve demografik değişimleri yaşamaktadırlar. Toplumlarca yaşanan bu değişimler işletmeler üzerinde de etkili olmaktadır. Günümüzde yöneticilerin becerilerinin değişiminde rol oynayan faktörler aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir:

-          Toplumlar sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçmişlerdir. Bu geçişle birlikte bilgi toplama, depolama ve kullanımı önem kazanmıştır. Bu da yöneticilerin, çalışanların eğitimine önem vermesi gereğini ortaya koymuştur.  Bundan böyle yöneticiler zamanlarının büyük bir kısmını çalışanların eğitimine ayıracaklardır. Yöneticilerin bunu yapabilmeleri için zihinsel beceriye, teknik beceriye, kültürel bilgi becerisine ve kalıpları algılama becerisine ihtiyaçları olacaktır. “Bu gidişle gelecekte, çalışanların eğitimi konusunun daha büyük önem kazanacağı ve geleceğin yöneticilerinin haftanın hiç olmazsa bir gününü tam günlük eğitim ve öğretime ayıracaklarını göstermektedir”[26]. Bilgi toplumuna geçiş işgücü niteliği üzerinde de etkili olmuştur. İletişim becerilerine ve elektronik bilgiye erişme ve kullanma olanağına sahip olan işgücü önem kazanmıştır. Bilgi toplumuna geçiş bilim ve teknolojilerdeki gelişmeleri beraberinde getirmiştir. Nitekim iletişimde, ulaşımda ve insan ihtiyaçlarına cevap verecek mal ve hizmetlerde üretim artmıştır.

-          Çevre kavramı önem kazanmıştır. İşletmeler açık sistem olmaları nedeniyle çevreden bilgi, enerji, hammadde alıp, çevreye mal ve hizmet verirler. İşletmeler belirli bir çevrede faaliyet gösterirler. “Sistemin dışında kalan her şey çevreyi oluşturur”[27]. Bütün olayların çevrede oluşması ve çevrenin belirsizlik göstermesi nedeniyle yöneticilerin çevreye gereken önemi vermeleri gerekir. “Çevrenin önemi,sistemi ve işleyişini etkileyecek potansiyeli taşımasından ileri gelmektedir”[28]. Çevre işletmeyi dolayısıyla işletmeye yön veren yöneticilerin faaliyetlerini etkileyip yöneticiye bazı yeni beceriler kazanmayı gerektirir. Çevrenin belirsizliğinin fazla olması nedeniyle yöneticiler belirsizlik içersinde karar verme zorunda kalırlar. Ayrıca çevreyi daha iyi tanıma ve olayları değerlendirme zorundadırlar. Günümüzde çevre globalleşme nedeniyle daha da karmaşık hale gelmiştir. “Globalleşme; ulusal boyutta yapılanların bütün dünya küresine taşınabilmesidir”[29]. Çevre kavramının bilincinde olan işletme yöneticilerinin kalıpları algılama, perspektif, esneklik, vizyon ve global değerler ile ilgili becerilere sahip olmaları gerekir.

-          Değişen insan hakları, sosyal değerler ve kişilik kavramı: Günümüz yöneticilerinin sahip olması gereken becerilerin değişiminde rol oynayan önemli faktörlerden bir diğeri de insana verilen değer ve üretim faktörleri içersinde işgücünden daha fazla yararlanmadır. Günümüz çalışanlarının çalıştıkları işletme yöneticilerinden beklentileri gerek nitelik gerekse nicelik olarak değişmiştir. Örneğin daha önceleri iş güvenliği, iş garantisi beklentisinde olan çalışanlar günümüzde kişisel gelişme, saygınlık ve kendilerinin fikirlerinden yararlanmayı beklemektedirler. İşletmelerde iş gücünde homojen niteliklere önem verirken, günümüzde yaygın niteliklere önem vermektedirler.

İşgücünün eğitim seviyesinin de yükselmesi sonucu çalışanlar daha özgün ve katılımcı olmayı istemektedirler. Gerek işgücünün eğitim seviyesinin yükselmesi gerekse kendilerine verilen değerin yükselmesi sonucu yöneticilerinde sosyal becerileri, iletişim becerileri önem kazanmıştır. “Yönetimin sistemler,bilgisayarlar ve teknik yol gösterme olanaklarıyla daha büyük çapta standartlaştırılması sosyal becerilerin yöneticiler için önemini daha açıklıkla ortaya koymuştur”[30].

1990'lı yıllarda yönetim düşünce ve yaklaşımında önemli değişmeler olmuştur. Bu değişimin sonucu globalleşme ,küreselleşme, demokratikleşme, bilgi toplama, depolama ve kullanma teknolojisindeki değişimler yeni yönetim tekniklerinin uygulanmasını gerekli kılmıştır. İşletmelerin yapılarında çalışanların statülerinde değişimler meydana gelmiştir. “Global şirkette statü veya yapı değil süreç önemlidir”[31]. Eski yönetim modellerinde meydana gelen değişimler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Bu tablonun hazırlanmasında, Reinventing America, Newsweek, 1997'de isimli makaleden yararlanılmıştır.

 

Tablo 3  Eski ve Yeni Yönetim Modellerinin Karşılaştırılması

Değişim Konusu
Eski Yönetim Modeli
Günümüz Yönetim Modeli
Organizasyon
Dikey
Yatay
Liderlik
Otokratik, emir verici
Demokratik, işbirlikçi
Amaç
Karlılık
Müşteri tatminine bağlı karlılık
Yapı
Kendine yeterli
Birbirine bağımlı, taşeronla çalışma
Pazar
İç
Global
Kaynaklar
Sermaye
Bilgi
Üstünlük
Maliyet
Zaman
İşgücü
Aynı nitelikte
Değişen nitelikte
Çalışanların beklentisi
İş güvenliği, ücret garantisi
Kişisel gelişme
İş
Kişiye bağlı
Grup ve Gruplarca
Kalite
Zorlama ile
Kişisel

Tablo incelendiğinde meydana gelen değişimlerin işgücü ile ilgili olduğu görülecektir.Yönetim üzerinde meydana gelen bu değişmelerin temeli işletmelerde meydana gelen değişimlerdir. “İşletmeler üzerinde ortaya çıkan ana değişmeler aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür”[32]

Büyük İşletmelerden------------- Küçük İşletmelere

Dikey Organizasyonlardan------ Yatay ve Yalın Organizasyonlara

Dikey Bütünleşmeden------------ Taşeronla Çalışmaya

Pazar Payını Artırmaktan-------- Yeni Pazarlar Bulmaya

Kantiteden-------------------------- Kaliteye

Yapıdan----------------------------- Sürece

Gerek işletmelerde meydana gelen ve gerekse yönetimde meydana gelen bu değişimler sürekli gelişmeyi beraberinde getirmektedir. Gelişmede temel unsur işgücüdür. Günümüzde bilgi, teknoloji ve sistemler süratle yenileriyle değişmektedir. “Herhangi bir konuda yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kişilerin bu bilgi ve uzmanlıkları her beş yılda geçersiz olmaktadır”[33].

Gerek işletmelerde meydana gelen değişimler gerekse yönetimde meydana gelen değişimler yöneticilerin sahip olması gereken becerileri de değiştirmiştir.

3.4.3. Günümüz Yöneticilerinde Bulunması Gereken Beceriler


Yöneticilerin yönettikleri sistemi belirlenen hedefe ulaştırabilmeleri için bazı beceri ve yeteneklere ihtiyaçları vardır. Sahip oldukları beceri ve yetenekleri de sürekli yenilemek ve geliştirmek başarılı olmaları için gereklidir. Beceri gerçekleştirilen performansın kalitesidir. Yöneticilerde diğer çalışanlar gibi işlerini yaparken zihinsel ve fiziksel gayret ortaya koyarlar. İşin kalitesini de ortaya konulan performans belirler.Yöneticilerin ihtiyaç duydukları becerinin ne olduğunu yöneticinin görev yaptığı yönetim kademesi belirler. “Bu becerilerin görece önemi yöneticinin örgüt içindeki kademesiyle orantılı olarak değişir”[34]. Becerilerin bileşimini belirleyen diğer unsur ise uygulanan yönetim biçimidir. “Modern yönetim tekniklerine uygun olarak orta düzey yönetici kesimi incelmiştir”[35]. İşletmelerin yapısı da becerilerin bileşimini belirleyen diğer bir faktördür. Genellikle organik yapıya sahip organizasyonlarda görev yapan yöneticiler sosyal ve iletişim becerisine daha fazla ihtiyaç duyarlar. Yöneticilerin sahip olması gereken becerileri Robert  L.Katz etkili bir yöneticinin becerileri isimli makalesinde yöneticilerin dört beceriyi kullandıklarını ifade etmiştir.

Bunlar;[36]

-          Teknik beceri,

-          İnsancıl beceri,

-          Kavramsal beceri,

-          Yönetsel beceri,

Diğer bir yazar yöneticilerin üç çeşit beceriye gereksinim duyduklarını ileri sürmektedir.

Bunlar;[37]

-          Teknik beceri,

-          Beşeri beceri,

-          Analitik beceri,

“Geleceği görme ve anlayabilmek için ihtiyaç duyulan beceriler ise”[38],

-          Perspektif,

-          Kalıpları algılama,

-          Kültürel bilgi,

-          Esneklik,

-          Vizyon,

-          Enerji,

-          Zeka,

-          Global değerler

Günümüzde gelişen ve büyük önem kazanan yöneticilik mesleğinde yukarıda sayılan becerilerin bütün yöneticilerce kazanılması ve geliştirilmesi kaçınılmazdır.Aşağıda bu beceriler açıklanacaktır.

Hızla değişen ekonomik ,politik ,siyasal ve sosyal sistemler işletme yöneticilerini bir suni kapsamlı ve karmaşık sorunlarla karşı karşıya getirmiş bulunmaktadır.Yöneticilerin bu sorunların çözümünde etkin kararlar alma ve örgütünü daha önce belirlenen amacına sağlıklı ve güvenli bir şekilde ulaştırabilmesi için aşağıdaki becerilere sahip olması gerekmektedir.

-          Teknik beceri,

-          İletişim becerisi,

-          Sosyal beceri,

-          Analitik beceri,

-          Karar verme becerisi,

-          Kavramsal beceri,

Her yönetici yukarıda sayılan becerilere sahip olması yanında zaman içersinde bu becerilerini de geliştirmek durumundadır. Yukarıda sayılan becerilerin bileşim oranlarını yönetsel kademeler belirler. Diğer bir ifade ile her yönetim kademesindeki yöneticinin hangi becerilere daha fazla sahip olması gerektiğini bulunduğu yönetim kademesi belirler. Örneğin teknik beceri alt kademe yöneticiler için önemli olurken üst kademe yöneticilerde ise karar verme becerisi önem kazanır.

3.4.3.1. Teknik Beceri


Bir işin yapılabilmesi için gerekli olan bilgi, yöntem ve tekniklerinin kullanılabilmesi için gerekli olan beceri teknik beceri olarak tanımlanır. “Teknik beceriden maksat belirli bir faaliyet alanının anlaşılması, bilinmesi ve bu faaliyet alanıyla ilgili işlerin yapılabilmesi, aletlerin kullanılabilmesidir”[39]. Teknik beceri her iş alanı için gereklidir. İşgörenlerle direkt ilişki içersinde olan yöneticiler için teknik beceri diğer becerilerden daha fazla önem kazanır. “Örgütün üst kademelerine çıktıkça doğrudan temas azalacağından bu tür becerinin önemi de azalacaktır”[40]

Teknik becerinin tam olarak performansa yansıtılması için yöneticinin iş zekası, inisiyatif, dinleme, verimlilik, eğitim, sorumluluk gibi niteliklere sahip olması gereklidir. Teknik beceriye sahip yöneticinin işin gereklerini kolaylıkla kavrayabilmesi, işin ayrıntılarını kolayca tespit edebilmesi ve en önemlisi ise kendi fikirlerini katması gerekir.

Günümüzde işletmelerde teknik beceri azalmaktadır. Teknik yapıya sahip işletmeler yöneticilerini o konuda eğitim almış kişilerden seçmektedirler.

3.4.3.2. İletişim Becerisi


Yönetici başkaları vasıtasıyla iş gören kişidir.Yöneticinin başkalarıyla iş görebilmesi, başkalarıyla sürekli ilişki içersinde olmasını gerektirir. “İçeriği ne olursa olsun, bir sorunu çözmek için insanların düşünce alışverişinde bulunmaları bir başka deyişle iletişim kurmaları gerekir”[41]. Yöneticinin düşünce ve görüşlerini etkili bir şekilde ifade edebilmesi, çalışanları ikna edebilmesi ve amaca yönlendirmesi için ortaya koyduğu beceri iletişim becerisi olarak ifade edilir.Yöneticinin başarısı belirlenen hedefe ulaşma kriteriyle değerlendirilir.Yöneticiler hedefe işgörenlerin çabalarıyla ulaşırlar. Bu ulaşmada yöneticinin yazılı ve sözlü bilgiye ihtiyacı vardır. İşte bu bilgiyi temin etmesi ve kullanması onun iletişim becerisini ortaya koyar. İletişim becerisini, dinleme becerisi, empati, iletişim kanalının iyi seçilmesi, mesajın belirgin olması, tekrar ve yönetim bilgi sistemlerinin kullanılması etkiler. Ayrıca, “iletişim bilgi ve becerilerin arkasında gönül zenginliği, sevgi, anlayış ve hoşgörü olmalıdır”[42]. İletişim becerisi her yönetim kademesi için aynı derecede önemlidir.

3.4.3.3.  Analitik Beceri


Analitik beceri yöneticilerin başında bulundukları işletmeleri yönetirken karşılaştıkları veya karşılaşabilecekleri olayları değerlendirirken matematiksel açıdan sentez ve analiz edebilmeleridir. “Analitik düşünme, olayları matematiksel açıdan analiz ve sentez edebilme olarak ifade edilebilir”[43]

Analitik düşünme becerisine sahip olan yöneticiler objektif ve tarafsız düşünürler. Karar alırken objektif yönetim tekniklerinden yararlanırlar. Bu beceriye sahip yöneticiler olumlu ve olumsuz faktörleri ölçebilme yeteneğine sahiptirler. Ayrıca kısa ve uzun vadeli gelişmeleri birbirlerinden ayırarak alternatif kararlar üretebilirler.Analitik beceriyi, öz güven, esneklik, sorumluluk, inisiyatif kullanma gibi yetenekler güçlendirir. Genellikle işletmelerin üst kademelerindeki yöneticilerin yönetsel becerileri içersinde analitik beceri önemlidir.Üst yönetim hedef belirler, kararlar alır, karmaşık problemleri çözer. “Üst kademelerde karmaşıklıklar ve belirsizlikler artmaya başlar”[44].

3.4.3.4. Sosyal Beceri


Sosyal sistemler farklı amaçları olan bireylerden oluşur. Yönetici bu farklı amaçları dengeleyebilen ve genel amaç doğrultusunda birleştiren kişidir. Yöneticinin bir  amaca yönlendirdiği bu kişileri anlamak, onlarla birlikte çalışabilmek ve onlarla iyi geçinebilmek için ortaya koyduğu beceri sosyal beceri olarak ifade edilir. İşletmelerde meydana gelen sorunların çoğu bireylerin sosyal yönlerinin zayıf olmasından kaynaklanır. “Sosyal becerisi gelişmiş olan bireyler, insanları sever, ilişkilerinde etkili ve tutarlıdırlar, duygu ve davranışlarında tutarlıdırlar”[45].

Yöneticiler başarılı olabilmek için sosyal becerilerini geliştirmek zorundadırlar. Global değerler, kültürel bilgi, vizyon, perspektif ve kalıpları algılama yeteneği sosyal becerinin kalitesinde önemli rol oynar. Her şeyden önce yöneticinin öz güveni tam olmalı, kendini tanımalı, birlikte çalışma ve başarma yönünün gelişmiş olmasıdır. Her yönetim kademesi yöneticisi için sosyal beceri önemli olmasına rağmen, alt kademe yöneticilerin sürekli çalışanlarla ilişki içersinde olması nedeniyle bu kademe yöneticileri için daha önemlidir.

3.4.3.5. Karar Verme ve Strateji Belirleme Becerisi


Karar verme birey yaşamının her aşamasında sık sık karşılaşılan bir işlemdir. “Akıl, muhakeme şuur ve irade gibi yeteneklere sahip olan insanlar her davranışlarında karar verme durumu ile karşı karşıya kalmaktadır”[46].

Yöneticiler de insan olduklarına göre sık sık karar verme durumunda kalırlar. Karar bir iş için düşünülüp taşınılarak uygun diye üzerinde durulan çare olarak tanımlanmaktadır. Karar alma zihinsel bir faaliyettir.Karar ile ilgili diğer bir tanım ise; “karar alma,karar alıcı tarafından belirlenen amaçların gerçekleştirilebilmesi için iki veya daha fazla hareket biçimi arasından birinin seçilmesini ifade eder”[47]. İşletmenin her yönetim kademesinde görev alan yöneticilerin karar alma gerekliliği vardır. Tepe yönetim kademesi yöneticileri stratejik kararlar, orta yönetim kademesi yöneticileri idari kararlar, alt yönetim kademesi yöneticileri ise taktik kararlar alırlar.

Genellikle iyi karar özellikleri olan  ve isabetli kararlardır. “Nicolaidis'e göre karar verenler açısından iyi kararın ölçütleri şunlardır”[48];

-          Karar kendi yargılarına göre iyi olmalıdır,

-          Karar üstlerce iyi olarak değerlendirilmelidir,

-          Kararın etkinliği ya da kararı uygulayacaklar arasında bu karar mümkün olduğu kadar fazla kabul görmelidir,

-          Karar alıcının çevresindeki başka kişilerde bu kararı iyi bulmalıdır.

Bu niteliklere sahip bir karar ancak zihinsel yetenekler yanında hafıza gücü, matematik kullanma yeteneği, uzay kavrayışı ve muhakeme yeteneği ile alınabilir.

İşletmelerin belirsizlik ve sürekli değişim gösteren bir ortamda faaliyet göstermeleri, uluslararası rekabetin artması ve globalleşme sonucu faaliyetlerinde başarılı olmaları uygun karar almaları ile mümkündür. Hayal gücü, esneklik, sorumluluk ve inisiyatif kullanma yeteneğine sahip olan yöneticilerin karar verme becerilerinin gelişmiş olduğu görülmektedir. Karar verme becerisi tepe yönetim kademesi yöneticileri için çok önemlidir.

3.4.3.6. Kavramsal/Birleştirme-Bütünleşme Becerisi


Kavramsal beceri olaylar arasında bağlantı kurma, olayları objektif olarak görme olanağı sağlar. “Kavramsal beceri; yöneticinin, tüm örgütün karmaşıklarını anlaması ve her bölümün örgütün temel hedeflerine katkısını değerlendirme becerisidir”[49].

İşletme yöneticisinin yakın çevresi, ulusal çevresi ve uluslararası çevresini anlaması ve onlarla uyum sağlaması ancak kavramsal becerisi sayesinde mümkün olur.Kavramsal beceri yöneticinin açık düşünmesine yardımcı olur. Bu sayede yönetici olayların olumlu ve olumsuz yönlerini görme ve ayırt etme imkanına kavuşur. Diğer yandan kavramsal beceri yöneticiye parçaların birbiriyle ve bütünle olan ilişkilerini algılamaya olanak hazırlar. Diğer bir ifade ile olaylara sistemsel yaklaşım alışkanlığını kazandırır.İşletme bir bütün olarak bir çok alt sistemlerden meydana gelir.Yönetici bu alt sistemlerin bütün ile ilişkilerini görerek alt sistemin sisteme yarar ve katkılarını tespit eder.Bu da yöneticinin kavramsal becerisi ile mümkündür.

Kavramsal beceri yöneticiye;

-          Açık düşünme olanağı kazandırır,

-          Parçaların birbiriyle ilişkisini görme olanağı sağlar,

-          Belirsizliği belirli hale getirmesine katkıda bulunur,

-          Mevcut eğilimleri yorumlayarak geleceği netleştirir,işletmesine vizyon kazandırır.

Yöneticilerin işlerin ve işletmenin gelecekte ne olacağını bu günden görmesi vizyonun kendisidir. Yöneticinin geleceği bugünden görmesi, işletmenin başarılı olmasına olanak hazırlar. Kavramsal beceri üst yönetim kademesinde görevli yöneticiler için çok önemlidir.

İşletme yöneticileri gerek belirlenen işletme amaçlarını gerekse kendi amaçlarını gerçekleştirmek için yukarıda açıklanan becerileri kullanmak ve bunları geliştirmek için gerekli gayreti göstermeleri gerekir.Becerilere bir bütün olarak yöneticilerin sahip olması gerekir.Becerilerle ilgili varsayımlarda açıklandığı gibi becerilerin kullanılma oranlarını yapılan iş ve işi yapan yöneticinin bulunduğu yönetim kademesi belirler.Aşağıdaki tablo becerilerin yönetim kademelerine göre gerekliliklerini göstermektedir.

Tablo 4  Becerilerin Yönetim Kademesine Göre Gerekliliği

Beceriler
 
Yönetim
Kademesi
Teknik Beceri
Sosyal Beceri
Analitik Beceri
Kavramsal Beceri
Karar Verme ve Strateji Belirleme Becerisi
İletişim Becerisi
Tepe
Az Gerekli
Az Gerekli
Çok Gerekli
Çok Gerekli
Çok Gerekli
Gerekli
Orta
Gerekli
Gerekli
Gerekli
Gerekli
Gerekli
Gerekli
Alt
Çok Gerekli
Çok Gerekli
Az Gerekli
Az Gerekli
Az Gerekli
Çok Gerekli

Yönetici gerek kendi gerekse başında bulunduğu sistemin başarılı olması için başkalarıyla iş gören kişidir. İnsanlar doğuştan bazı yetenek ve becerilere sahiptir. Bunların geliştirilmesi bireylere bağlıdır. Bireylerin yetenek ve becerilerini geliştirmeleri eğitim,tecrübe ile mümkündür. Becerinin kalitesini yapılan  iş belirler. Bu nedenle yöneticilerin bazı becerilerinin istenilen düzeyde olabilmesi eğitim düzeyi-tecrübe ve moral yapılarıyla yakından ilgilidir. Eğitim bireylere bilgi beceri yanında olumlu davranışta kazandırır. Bütün işlerde altı becerinin değişik kombinasyonları söz konusudur. Bu altı becerinin yöneticilikte aynı ölçüde geliştirilmesi mümkün değildir. Kalıtım nedeniyle daha baştan bazı becerilerin bulunmaması normaldir. İnsan soyunun ortak karakteristiği sonucu yukarıda açıklanan  altı beceri bir normal dağılım eğrisi çizer. Diğer bir ifade ile çok az kişide bu beceriler maksimum ve minimuma ulaşır. Ama büyük çoğunlukta ortalama seviyededir. Diğer yandan beceriler insanlara eşit dağılmamıştır. Bu iki varsayım dikkate alınarak her yönetici başarılı olmak için kendini tanımalı kendine saygı ve güven duymalıdır. Yöneticiler kendi eksikliklerini ve yeteneklerini gerçekçi bir şekilde görmeli, kendine dışardan bakmalıdır. Yöneticinin yönettiği insanlara ve karşı karşıya kaldığı sorunlara pozitif  ve etkili yaklaşım gösterebilmesi ancak sahip olduğu becerileri geliştirmesi ile mümkündür.

Teknolojik değişimler bireylerin daha fazla ussal çalışmasını gerektirmektedir. Ayrıca teknolojiyi kabullenme ve uyum sağlamada önem kazanmıştır.Yönetici sürekli öğrenmeli ve öğrendiklerini paylaşarak daha etkili ve verimli çalışmalı, başında bulunduğu sistemi belirlenen hedefine hızla bu yolla götürebilmelidir. Başarı gelecekte değişimi bu günden görüp kabullenen yöneticilerin olacaktır.

 



[1]      H.Albers, Principles of Management; A Modern Approach, 4th Edition, John Wiley and Sons Inc, New York 1974, s. 10.
[2]      İlker Birdal, Nilgün Aydemir; Yönetim Teorileri, Sistem Matbaacılık A.Ş., İstanbul 1992, s. 5.
[3]      Canan Çetin, Yeniden Yapılanma, Girişimcilik, Küçük ve Orta Boy İşletmeler ve Bunların Özendirilmesi, Der Yayınları, İstanbul 1996, s. 31.
[4]      Birdal, a.g.e., s. 5.
[5]      John Kao, Entrepreneourship, Creativity and Organization, Prentice Hall International, London, 1989, s. 167-168.
[6]      Besim Baykal, Organizasyon Yönetimi, Meter Matbaası İst. 1981, s. 470.
[7]      Burhan Şener, Modern Otel İşletmelerinde Yönetim ve Organizasyon, 2. Basım, Gazi Kitapevi, Ankara 1997, s. 77.
[8]      Hasan Olalı, Otel İşletmeciliği ve Yönetimi, İ.İ.B.F. Yayınları Yayın No.63, İzmir 1973, s. 256.
[9]      Ömer Akat, Uygulamaya Yönelik İşletme Politikası ve Stratejik Pazarlama, Ekin Kitapevi Yayınları, Bursa 1998, s. 25.
[10]     Aytek Bintug, İşletme Yönetimi, Ankara 1989, s. 86.
[11]     Ülkü Uzunçarşılı, Meral Toprak, Oğuz Ersun, Şirket Kültürü ve İş Prensipleri, İ.T.O. Yayını, Yayın No.2000-4, İst. 2000, s. 51.
[12]     Mehmet Şahin, Cilt I, s. 82.
[13]     İsmail Dalay, İmalat Sanayiinde Alt Kademe İşgörenlerinin Hizmet İçi Eğitimi ve Kocaeli Bölgesindeki Durumu, Yıldız Üniversitesi Yayını, İst.1984, s. 53.
[14]     Can,a.g.e., s. 24.
[15]     a.g.e., s. 24.
[16]     Reşat Özalp, “Mesleki ve Teknik Öğretim İçin Diyorlar ki”, Mesleki Öğretim Dergisi, Ankara 1980, S. 329, s. 36.
[17]     Jennifer James, Gelecek Zamanda Düşünmek, Boyner Hol.Yay., Çev.: Zülfi Dicleli, İst., 1997,s. 16.
[18]     a.g.e., s. 13.
[19]     Büyük Larousse, Sözlük ve Ansiklopedisi, Gelişim Yay., İst., 1986, s. 1442.
[20]     a.g.e., s. 1442.
[21]     Hayrettin Kalkandelen, Hizmet İçi Eğitim El Kitabı, Ankara, 1979, s. 21.
[22]     Halil Can, Organizasyon ve Yönetim, 3.B., Siyasal Kitapevi, Ankara, 1994, s. 138.
[23]     J.Ernest Mc.Cormick, “Human Factors in Enginering and Design”, Mc Graw-Hill Inc., New York, 1976, s. 224.
[24]     Cemil Toka, İnsan Araç Bağlantısında Ergonomik Tasarım İlkeleri, İ.D.G.S.A. Matbaası, Yay. No.:73, İst., 1979, s. 115.
[25]     James, a.g.e., s. 16.
[26]     Baykal, a.g.e., s. 542.
[27]     Koçel, a.g.e., s. 161.
[28]     a.g.e., s. 167.
[29]     Uzunçarşılı ve diğ., s. 51.
[30]     Baykal, a.g.e., s. 544.
[31]     Ömer Esener, Stratejik Ortaklıklar, İ.M.K.B.Yay., İst., 1997, s. 143.
[32]     Business Week, ”Is Your Company Too Big?”, March 27, 1989, s. 46.
[33]     Peter Drucker, “The New Society of Organizations”, Harvard Business Review, Sept.-Oct., 1992, s. 96.
[34]     Can, a.g.e., s. 24.
[35]     Esener, a.g.e., s. 143.
[36]     Paul James, Total Quality Management, Prentice Hall, London, 1996, s. 13.
[37]     Zeyyat Hatipoğlu, Temel Yönetim ve Organizasyon, Beta Yay., İst., 1993, s. 223.
[38]     James, a.g.e., s. 21.
[39]     Hatipoğlu, a.g.e., s. 223.
[40]     Can, a.g.e., s. 25.
[41]     Doğan Cüceloğlu, Yeniden İnsan İnsana, Remzi Kitapevi, 19.b., İst., 1998, s. 12.
[42]     a.g.e., s. 25.
[43]     Gökçek, a.g.e., s. 414.
[44]     Can, a.g.e., s. 26.
[45]     Arthur C.Croft, Personnel Management, Alexander Hamilton Institute, New York, 1973, s.17.
[46]     Münevver Turanlı, Pazarlama Yönetiminde Karar Alma, İst., 1988, s. 1.
[47]     M.H. Jones, Executive Decision Making, Richard Irwing Inc., Homewood, 1962, s. 5.
[48]     Oğuz Onaran, Örgütlerde Karar Verme, Sevinç Matbaası, Ankara, 1971, s. 149.
[49]     Can, a.g.e., s. 26.

Hiç yorum yok: