29 Kasım 2013 Cuma

YÖNETİMİN TARİHSEL GELİŞİMİ


BİRİNCİ BÖLÜM

YÖNETİM VE YÖNETİCİ


 

 

 

1. YÖNETİMİN TARİHSEL GELİŞİMİ


Yönetim insanların var oluşuyla başlayıp tarih boyunca değişik oluşumlardan geçerek günümüze kadar ulaşmıştır. Yönetim teorisinin tarihsel gelişiminde konuyu, “İşletme kavramının öncesi dönem ve bilinçli bir işletme kavramı geliştirildikten sonraki yönetim anlayışı biçimleri ” [1], olarak incelemek yerinde olacaktır.

1.1 BİLİMSEL YÖNETİM ÖNCESİ (1880 ÖNCESİ)


“İşletme kavramı öncesi dönem 1880 öncesi dönemi kapsar”[2].1880 öncesi dönemde yönetim gereken kuruluşların çok az olması, kendi yönetim anlayışlarına göre yönetilmeleri söz konusudur. Genellikle bu dönemde köle-sahip ilişkisi, korkuya zora dayanan bir yönetim anlayışıdır. Nitekim eski Mısır’da piramitlerin yapımında insanlar zor kullanılarak, kırbaçlanarak çalıştırılmışlardır. Eski Mısır’da piramitlerin yapımı sırasında uygulanan yönetim düşüncesi günümüz yönetim anlayışına iki önemli katkıda bulunmuştur. Bunlardan birincisi, organizasyon anlayışında görülmektedir. Eski Mısır’da yönetim kademeleri; oluşturulmuş üst kademede firavun ve çevresi, orta kademede hür Mısır’lılar alt kademede esirlerden oluşturulmuştur. İkinci katkısı ise piramitlerin yapımında stok ve gelir-gider kayıtlarının tutulduğu görülmüştür.

Roma’da yönetim ise; Roma’da ticaret ve askerlik önemlidir. Askerlerin örgütlenmesi ve görev bölümlerinin yapılması sonucu bugünkü anlamda yönetim, organizasyon ve iş bölümüne katkıları olduğu kabul edilmiştir. Bu dönemde yönetim kavramının bugünkü anlamda olmaması o dönemdeki toplumdaki oluşumdan da kaynaklandığı görülür. 1880 öncesi toplumlardaki yapıyı incelediğimizde çalışanlar önce köle ve esirlerden oluşmaktaydı. Kölelik bir bakıma iş gücüne duyulan ihtiyaçtan kaynaklanmaktaydı. Yine bu dönemde,“el işlerinin ruhu kabalaştırdığına inanılırdı”[3]. Bu nedenle bütün el işleri kölelere yaptırılırdı. Toplumun diğer sınıfları ise güzel sanatlar ve felsefe ile uğraşırlardı. Kölelik daha sonra yerini “serflik” müessesesine terk etmiştir. Serf köleye göre daha fazla haklara sahipti. Serf çalıştığı toprağın sabit kıymeti konumunda idi. Toprağa bağlı idi toprakla alınır toprakla satılırdı. Daha sonraları loncalar teşkil edildi. Loncalar kölelik ve serfliğin daha gelişmiş bir şeklidir. Sanayiinin hazırlığını bir bakıma loncalar yapmıştır denilebilir. Çıraklık, kalfalık ve ustalık şeklinde örgütlenen loncalar toplum içersinde gereken önemi görmemiş ve etkili olamamıştır. Bu şartlar altında toplumlarda çalışanların “iletişim ve üretimde sağladıkları günlük gelişmeleri görünce ümitlendiler ve etkili bir yönetim ihtiyacını o zaman anladılar[4]. Adam Smith’in ekonomik alandaki fikirleri, James Watt’ın enerji kaynağını bulması ve Fransa ihtilalini toplumlarda etkili olması sonucu bilinçli işletme kavramının ortaya atılmasıyla birlikte yönetim ve örgüt kavramlarının bilinçli olarak kullanılması dönemine gelindi.

1.2. BİLİMSEL YÖNETİM DÖNEMİ


1880 yılında başlayan yönetim hareketi endüstrinin sorunlarının ortaya çıkmasını sağladığı gibi yönetim üzerine düşünen ve uygulayıcıların çalışmalarının yoğunlaşmasına neden olmuştur. “Yönetim bilimsel olarak 1880’li yıllarda başlamıştır. Klasik (geleneksel) yaklaşım olarak adlandırılan bu dönemi neoklasik  (davranışsal) yönetim yaklaşımı ve modern yönetim yaklaşımı dönemleri takip etmiştir”[5]. Aşağıda verilen şema bu dönemlere ait tarihsel sıralamayı vermektedir.

 

 

Tablo 1 Yönetimin Tarihsel Gelişimi

1880 - 1930 Klasik ( Geleneksel ) Yaklaşım
Bilimsel Yönetim Yaklaşımı
(Frederick Winslow Taylor)
Yönetim Süreci Yaklaşımı
(Henry Fayol)
Bürokrasi Yaklaşımı
(Max Weber)
1930 - 1950 Neoklasik ( Davranışsal ) Yaklaşım
Hawthorne Araştırmaları
X ve Y Teorileri
C. Argyrs Modeli
Maslow
1950 - 1970 Modern Yaklaşım
Sistem yaklaşımı
İstisnalarla Yönetim
Amaçlara Göre Yönetim
Durumsallık Yaklaşımı
Stratejik Yönetim Yaklaşımı
1970 'den Günümüze (Post Modern Yaklaşım)
Toplam Kalite Yönetimi
Yalın Yönetim
Değişim Mühendisliği

2. YÖNETİM


İnsanların bir arada yaşamaya başlamasıyla birlikte yönetim kavramı ortaya çıkmıştır. İnsanların bireysel amaçlarını terk edip ortak amaçlara yönelmeleri diğer bir ifade ile belirli bir amaca birlikte ulaşma, başkalarına iş yaptırma, onların yardımını sağlama ile mümkündür. İşi yaptıran (yönetici), işleri yapanlarda yönetilen olmaktadır.

“Yönetim dilinde iş yaptırana üst, işi yapana da ast adı verilmektedir.[6]

İnsanlar doğası gereği faaliyetlerini kişisel amaçlara yönelik olarak yürütme eğilimindedirler. Ancak grupça kabul görülmeleri kişisel amaçlarının grubun genel amaçları ile çatışmaması gerekir. Bir gruba ait olma insanın temel ihtiyaçlarından birisidir. İnsan grup içerisinde faaliyetlerini öylesine planlamalıdır ki kendi amacına yaklaşırken diğer yönden grup amaçlarına da hizmet edebilsin.

Örneğin insanların herhangi bir işte çalışmaları kendi ihtiyaçlarını karşılamak için yani para kazanmak içindir. İnsan para kazanırken mal ve hizmet üretmektedir. Dolayısıyla o işyerinin amacı olan insan ihtiyacını karşılamaya da hizmet etmektedir.

“Bu durum insanlarda içgüdüler halinde olur ama, medeniyet ilerledikçe sistemleşen ve gelişen bir yönetim kavramını ortaya çıkarmıştır.”[7]

İnsan içgüdülerinden yola çıkılarak 20.yüzyılın başında yönetim kavramı üzerinde durulmaya başlanmıştır. İnsanlık tarihinde James Watt’ın 1765’te buhar makinesini bulması teknolojik alanda, Adam Smith’in 1776’daki “Milletlerin Serveti” ekonomik alanda, 1789 “Fransız Devrimi” politik alanda önemli ve belirleyici dönüm noktalarıdır. Buharın makineye uygulanması Sanayi Devrimi olarak ta adlandırılır. Bu devrim sanayi toplumunu doğmasına neden oldu. “Sanayi devrimini yaratan teknolojiler; üretimde, ekonomik alanda artan ölçüde kullanılmasına ve yeni sosyal yapıların doğmasına yol açmıştır. Oluşan yeni toplumsal yapı, kısaca Sanayi Toplumu olarak adlandırıldı.”[8] 

Sanayi Devrimi aşağıdaki değişikliklere neden olmuştur:

Üretim evlerde el ile yürütülürken fabrikalarda yapılmaya başlandı. Bunun sonucu köylerden fabrikaların olduğu kentlere akın başladı. “Emek özgürleşti, endüstriyel hareketlilik fazlalaştı, yönetici ve yönetilenlerin arasındaki ilişkiler değişti, yönetilenlerin örgüt içerisindeki statüleri değişti, ihtisaslaşma önem kazandı.”

İnsanlık tarihindeki diğer önemli bir olay ise Adam Smith’in  1776 da yayınlamış olduğu “Milletlerin Serveti” isimli eserinde üretim faktörleri arasında müteşebbisin yer almasıdır.

“İlkel anlayışa göre üretim faktörleri toprak ve emek olmak üzere iki tanedir. Fizyokratlar buna tarım müteşebbisini eklerken Ticaret ve Endüstriyi artık değer yaratmayan çalışmalar olarak nitelemiştir. Adam Smith ise müteşebbisin varlığını kabul etmiştir.”[9]

1789 Fransız İhtilalinin insanlık tarihindeki rolü ise şöyle açıklanabilir:

“Sanayi toplumunun temel felsefesi olan liberalizmi yaratmış, aklın özgürleşmesi ve laikleşmesi ile bireyin özgürleşmesinde rol oynamıştır.”[10] 1789 Fransız Devrimi ile liberal düşüncenin geri dönülmezliği kanıtlanmıştı.

Bu üç önemli olayla birlikte bilinçli bir işletme kavramı ve buna bağlı olarak yönetim anlayışı geliştirilmiştir.

2.1. YÖNETİM KAVRAMI


Günümüze kadar ve hatta günümüzde bile üzerinde çok geniş araştırmalar yapılmasına rağmen yönetimle ilgili alanların ortaklaşa kabul ettikleri yönetim tanımı söz konusu değildir.

“Yönetim henüz tam anlamıyla açıklığa kavuşturulamamıştır.”[11]

Önceleri doğuştan yetenekli ve insanları yönetenlerin uyguladığı bir tür Sanat olarak görülen yönetim kavramı bu yönünü bir süre korumuştur. “Sanatların en eskisi, bilimlerin en yenisi.”[12]

Sanayi Devrimi ile birlikte ortaya çıkan teknolojik gelişme sonucu insanı bir makine gibi gören ekol yönetime mekanik bir proses olarak bakmaya başlamıştır. Bu görüş açısı kantitatif  tekniklerin bulunması ve yaygın bir biçimde kullanılmasını savunmuştur. Birinci Dünya Harbinden bu yana ise insan ilişkileri ve davranışlar üzerinde çalışmalar önem kazanmıştır.

“Böylece yönetimin sanat yönü üzerinde durulmuş ve bilimsel hale getirilmiştir.”[13] Bunun nedeni de yönetimle ilgili bilgilerin XX nci yüzyılda kullanılmasıdır. “XX nci yüzyılda yönetim ve örgütlerle ilgili sistematik bilgi birikiminin gerçekleşmeye başlaması ile yöneticilik, hekimlik, mühendislik ve avukatlık gibi meslekler bir sanat haline gelmiştir.”[14]

Yönetim tanımının değişik yapılmasında üç önemli unsur rol oynar. Birinci unsur, tanımı yapan kişinin yönetim kavramına yaklaşımı. İkincisi unsur, örgütlerin amaçlarının birbirinden farklı olmasıdır. Üçüncü unsur ise, iletişim ve bilgi işleme teknolojilerindeki gelişmeler ile küreselleşme olayıdır.[15]

Yönetim yaklaşımları yönetim grubunun yönetime bakışını ifade eder. İleride de açıklanacağı üzere Harold Koontz’un yaklaşımları şunlardır:[16]

-          Yönetim süreci yaklaşımı

-          Deneysel yaklaşım

-          Kişiler arası ilişkiler yaklaşımı

-          Grup davranışı yaklaşımı

-          Sosyo-teknik sistemler yaklaşımı

-          Karşılaştırmalı sosyal sistem yaklaşımı

-          Karar teorisi yaklaşımı

-          Sistem yaklaşımı

-          Matematiksel yaklaşım

-          Durumsallık yaklaşımı

-          Yönetsel roller yaklaşımı

İkinci farklılık ise; yönetilen örgütlerin amaçlarının birbirlerinden farklı olması.

Yönetim tanımlarını farklı kılan bu üç unsura rağmen üzerinde görüş birliğine varılan tanım “Başkaları vasıtasıyla iş görmektir.”[17]

Diğer bir tanım ise; Yönetim; insanların işbirliğini sağlayarak eldeki kaynaklarla amacı gerçekleştirme faaliyetidir.

Her iki tanım dikkatle incelendiğinde yönetim;

-          Başkaları ile birlikte çalışmayı gerektirir

-          Gerçekleştirilecek bir amacın olması

-          Kıt kaynaklardan maksimum yararlanmak

-          Değişen , dinamik ortamda faaliyette bulunmak

-          Verimlilik ve etkinliği sağlamak.

Yönetim ile ilgili geniş bir tanım verecek olursak: Yönetim; bir örgütün elindeki kaynaklarla daha önceden belirlenmiş amaçlarına ulaşacak şekilde faaliyetlerinin planlanması, yürütülmesi ve kontrol edilmesini kapsayan sosyal bir faaliyettir.

2.2.   ÖRGÜTLERDEKİ FAALİYETLERİN DOĞASI, SINIFLANDIRILMASI VE YÖNETİM SÜRECİ


Endüstriyel örgütlerdeki faaliyetleri incelediğimizde bir çok faaliyetin yerine getirildiğini görmekteyiz. Bu faaliyetlerin bazılarının iç içe olduğunu ve birbirleriyle ilişkili olduğunu görürüz. Bu faaliyetler bir sınıflamaya tabi tutulacak olursa “organizasyonel faaliyetler” ve “yönetsel faaliyetler” olduğu görülür.

2.2.1. Organizasyonel Faaliyetler


Organizasyonel faaliyetlerden birbiriyle ilgili faaliyetlerin bir araya getirilmesi anlaşılır. Örneğin Endüstriyel Örgütteki teknik faaliyetler adı altında, üretim, üretim mühendisliği, tamir bakım onarım, kalite kontrol ve araştırma geliştirme faaliyetleri.

Tipik bir endüstriyel kuruluşta faaliyetleri aşağıdaki şekilde sınıflayabiliriz:

1.      Teknik çalışmalar

2.      Ticari çalışmalar

3.      Finansman çalışmaları

4.      Muhasebe çalışmaları

5.      Personel çalışmaları

Bütün bu faaliyetlerin etkili ve verimli bir şekilde yönetilmesi gerekir. Bu faaliyetlerin kendi aralarında ve kendi içlerinde uyumlu olmaları gerekir. Diğer bir ifade ile bu faaliyetler örgütün ana hedefini gerçekleştirecek, optimum çalışma şeklinin bulunmasını gerektirir.

2.2.2. Yönetsel Faaliyetler


Yönetsel faaliyetler ana hatlarıyla 5 grupta toplanır.

-          Planlama

-          Örgütleme

-          Yürütme

-          Koordinasyon

-          Denetim / Kontrol

Her yönetici bu faaliyetleri yerine getirmek zorundadır.

Yönetsel faaliyetler yönetim sürecinin evrelerini oluşturur. Süreç; “Durumdan duruma veya aşamadan aşamaya geçerek belirli bir sona doğru akış”[18] olarak tanımlanır.

Yönetsel faaliyetler belirli aşamalara göre yerine getirilir. Bunun amacı organizasyonda etkinlik ve verimliliği arttırmaktır. “Rasyonel olmayan hiçbir faaliyet işletmeciliğin konusu olamaz.”[19]

Bu açıklamalardan sonra yönetim “önceden belirlenmiş amaçlara ulaşabilmek için mevcut kaynakların planlanması, örgütleme/organizasyon, yürütme ve denetim fonksiyonlarıyla koordinasyonun sağlanması” şeklinde tanımlanabilir.[20]

Rasyonellik; en az girdi ile en çok çıktı elde etme diğer bir ifade ile girdi minimizasyonudur

Etkinlik; amaca ulaşma derecesidir.

Etkinlik = Erişilen Durum  x 100

                      Amaç

Amacın ne oranda gerçekleştirildiğinin belirlenmesinde kullanılır. Bir organizasyonda 2 tür etkinlikten söz etmek mümkündür: Yönetsel Etkinlik ve Örgütsel Etkinlik

Yönetsel etkinlik; yöneticinin davranışları sonucunda ortaya çıkan bir kavramdır. Örgütsel etkinlik ise daha iyi örgütlenme ve yönetim tekniklerini kullanmak suretiyle daha yüksek performansa ulaşmaktır. Diğer bir tanım ise; “işletmenin içinde bulunduğu şartlara uyum sağlayabilmesi ile diğer örgütlerle işbirliği, aktiflerin karlı bir şekilde kullanılması ve işletmenin çevresi üzerindeki etkisi gibi davranışlara yönelik ekonomik ve finansal kriterler içeren daha geniş bir kavramdır.[21] Örgütlerin diğer örgütlere karşı üstünlük sağlayabilmeleri kendilerine uygun amaç belirlemeleri ile mümkündür. Ackoff’un belirttiği gibi “Tüm örgütler mevcut durumda erişilmez gibi görünen amaçları benimsemeli, onlara ulaşmaya çalışmalıdırlar.”[22]

Verimlilik; “Çıktının girdiye oranı olup, kaynakların ne ölçüde kullanıldığına ilişkin bir ölçüdür.”[23]

                       Çıktı

Verimlilik =

                       Girdi

Bir örgütün çıktıları mal ve hizmettir. Girdileri ise; örgütün elindeki kaynaklardır.

Mal üreten bir örgütün kaynaklarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

-          Arazi ve Binalar; Örgütün çalışmaları için gerekli bina ve diğer tesisatın kurulacağı uygun yerdeki arazi ve bu arazi üzerine kurulan binalar.

-          Makineler; Örgütün faaliyetini sürdürebilmesi için gerekli makine, tesisat, araç, büro eşyaları ve büro makineleri.

-          Malzeme; Örgütün ürettiği ürünün meydana gelmesinde kullandığı hammadde, malzeme, yakıt.

-          İnsan gücü; “Bir hizmeti yada bir işlemi uygulamak, planlamak ve denetlemek, yazışmaları yapmak, araştırmalarda bulunmak, alım satım işlerine bakmak için erkek ve kadın personel.”[24]

Bu kaynakların bileşiminin kullanılması örgütün verimliliğini ortaya koyar.

Verimlilik ve etkinlik kavramları günümüzde eşanlamlı kullanılmaktadır. Gerçekte her iki kavram birbirinden farklıdır. Bu farklılığı Peter F. Drucker şöyle ifade etmektedir; “Verimlilik işi doğru yapmak, etkinlik ise doğru işi iyi yapmaktır.”[25]

2.3.YÖNETİM SÜRECİNİN ÖZELLİKLERİ


Günümüzde ayrı bir bilim dalı olarak ortaya çıkan yönetim faaliyetlerinin kendine özgü ve belirgin özellikleri vardır. Yönetim süreci olarak adlandırdığımız yönetsel faaliyetler şu temel özelliklere sahiptir:

2.3.1. Yönetim Amaca Yönelik Bir Faaliyettir


Belli bir amaç olmadan yönetim olmaz. İşletme yönetimi açısından amaç; “İşletmenin hangi yöne gideceğini gösteren, işletmenin ulaşmak ve gerçekleştirmek istediği sonuçlardır.”[26] Amaçlar geleceğe yönelik faaliyetlerin yönlendirilmesine yardımcı olur. Stratejiler, planlar, çeşitli öncelikler kaynakların dağılımındaki temeller amaçlara göre belirlenir. İşletmelerin özel amaçları farklı olmasına rağmen, temel amaçları ortaktır. Bunlar:

-          Kar elde etmek

-          Satış geliri sağlama

-          Sosyal sorumluluk

-          Varlığını sürdürme ve büyüme

Peter Drucker’e göre “işletme amacının sadece bir geçerli tanımı vardır. Müşteri yaratmak.”[27]

Yukarıda belirlenen amaçlar en uygun şekilde yönetim tarafından koordine edilerek herkesin belirli ölçüde tatmini sağlanmalıdır.

2.3.2. Yönetim Bir Grup Faaliyetidir


Yönetim sürecinin uygulanabilmesi için birden fazla insanın olması gerekir. Diğer bir ifade ile yönetimde gruba ihtiyaç vardır. Yönetim sürecinin gerçekleşebilmesi için yöneten ve yönetilenin meydana getirdiği grup söz konusudur. İnsan yalnız başına ihtiyacını karşılayabilir, amaçlarını gerçekleştirebilir, bunun için girişmiş olduğu faaliyetler ekonomik faaliyetler olarak adlandırılır. Dolayısıyla bu faaliyetler yönetsel faaliyet olarak adlandırılamaz. Örneğin; Robenson Cruose adada tek başına yaşamını sürdürebilmek için ekonomik faaliyetler içerisinde olmuştur. Ancak ada yerlilerinden Cuma ile karşılaşması sonucu birlikte hareket ve iletişim içerisine girerek yönetsel faaliyetlerde bulunmuşlardır. “Cuma ile işbirliği yaptıkları andan itibaren aralarında oluşan sosyal ilişkiler sayesinde yönetim süreci doğmuş bulunmaktadır.”[28]

2.3.3. Yönetim Faaliyetinin Beşeri Özelliği Vardır


Yönetim beşeri bir faaliyettir. Yönetim faaliyeti insanlarla ilgilidir. Yönetim faaliyetinin gerçekleşmesinde temel unsur insandır. Yöneten ve yönetilen insandır. Yerine getirilen faaliyette tarafların diğer bir ifade ile yöneten ve yönetilen insan değilse bu faaliyet yönetime konu olamaz. Yönetimde insanın motive edilmesi ve amaca sevk edilmesi söz konusudur.

“Yönetilen bir araç ise “sürme”, hayvan ise “gütme” olgusu söz konusudur.”[29] Diğer bir ifade ile insanlar yönetilir, araçlar sürülür, hayvanlar ise güdülür.

2.3.4. Yönetim Bir İşbölümü ve Uzmanlaşma Faaliyetidir


İşletmeler önceden belirlenmiş amaç veya amaçların gerçekleştirilmesi için kurulmuş sosyal organizasyonlardır. İşletmelerin sermayesi beşeri ve maddi sermaye olmak üzere iki ana gruptan oluşur. Beşeri sermaye çalışanlardan, maddi sermaye ise para ve paranın satın aldığı maddelerden oluşur.

İşbölümünün temelinde insanların farklı oluşumu yatar. İşbölümünde her birey belirli bir iş yapar. İşbölümüyle ifade edilmek istenilen şey; insanların bilgi ve kabiliyetleri doğrultusunda işlerin dağıtılmasıdır. Amacı ise işletme içinde işin yapılmasında karışıklığın ortadan kaldırılmasıdır. “İşbölümü, işlerin, kişilerin yeteneklerine, bilgilerine ve tecrübelerine göre dağıtılması olarak tanımlanabilir.”[30]   

İşbölümü işletmede verimliliğin ve etkinliğin artmasına yardımcı olur.

İnsanlar eğitimi ve kabiliyetleri ile orantılı işlerde çalışırlarsa verimli olurlar. İşbölümü beraberinde uzmanlaşmayı getirir. İşbölümü sayesinde o işi yapan kimse işinde uzmanlaşır. Uzmanlaşma sayesinde verimlilik artar. Verimliliğin artması masrafların azalmasına neden olur. Masraflar azalınca da karlılık yükselir. Uzmanlaşma belirlenen hedeflere minimum masrafla ulaşılmasına olanak sağlar.

2.3.5. Yönetim Bir Koordinasyon ve Haberleşme Sürecidir


Bir işletmede çalışanlar işbirliği nedeniyle yaptıkları faaliyetler hakkında rapor verme zorunluluğundadırlar. İşbirliği içerisinde olan bireyler birbirleriyle sürtüşmeden çalışma olanağını elde ederler. Birbirleriyle sürtüşmemeleri için koordinasyon sisteminin kurulması gerekir. Böylece yönetim koordinasyon sayesinde yürütülen faaliyetlerin belirlenen amaca uygunluğunu ve bu faaliyetlerin istenilen şekilde yürütülüp yürütülmediğini denetler. İyi bir haberleşme koordinasyon için şarttır. Bireyler arasında koordinasyonun sağlanması her zaman mümkün olamaz. Bunun en önemli nedeni ise bireylerin fikir, duygu ve amaçlarının birbirlerinden farklı olmasıdır. İyi bir koordinasyon işletmede işlerin uyum içinde yerine getirilmesine yardımcı olur. İyi bir koordinasyon ancak çalışanların çoğunun katılımıyla sağlanır. Yönetim yetkisini kullanarak koordinasyonu zorla sağlayabilir. Ancak bugünkü yönetim anlayışında zorlamaya yönetimler yer vermemektedirler.

2.3.6. Yönetim Bir Yetki ve Otorite Faaliyetidir


Yetki, emir verme hakkı ve karşılığında itaat sağlama gücüdür. “Yetki hukuksal açıdan bakıldığında emir – komuta yetkisi ve gücünü ifade eder.”[31]

Otorite ise; “Bir grup insanın belirli bir konu üzerinde anlaşıp harekete geçmeleri, astlara aldıkları kararları, programları kabul ettirmeleridir.”[32]

Yönetimin en büyük özelliği karşılıklı bağlılıktır. Bir işletmede iş yapanlar ve iş yaptıranlar diye adlandırılan iki grup çalışan vardır. İş yaptıranların yaptırım gücü yetkidir.

“Yetki, kişiye örgüt tarafından verilen karar verme ve başkalarının davranışlarını belirleme hakkıdır.”[33] 

Yetki, kişiye işgal ettiği mevkii için verilmiştir. Yetki kişinin değil o mevkiinindir. Bu nedenle yetki devredilemez. Yetkiyle birlikte sorumluluk da verilir. Sorumluluk, makam nedeniyle kullanılan yetki bakımından hesap verme durumudur. Diğer bir ifade ile sorumluluk kendisine görev verilen kişinin bu görevi yapma zorunluluğudur. Sorumluluk ast-üst ilişkisinden kaynaklanır. Şayet yetki ve sorumluluk olmasaydı yönetenle yönetilen arasında bazı konularda anlaşmazlıklar çıkabilirdi. Yetki, her çalışan bireye verilemez. Yetki, bireylerin kendi istekleriyle koordine olamamalarından dolayı kullanılmaktadır. Yönetim kademeleri yükseldikçe yetki ve sorumluluk artar.

2.3.7. Yönetim Rasyonel Bir Faaliyettir


Yönetim sürecinin temel amacı işletmede etkinlik ve verimliliği arttırmaktır. Etkinlik ve verimliliğin arttırılması ile rasyonellik sağlanır.

Rasyonellik; en az girdi ile en fazla çıktı elde etmektir. Çağdaş Yönetim düşüncesinde; etkinlik, verimlilik ve rasyonellik esastır. Rasyonel, etkin ve verimli olmayan hiçbir faaliyet işletmeciliğin konusu olamaz.

İnsan ihtiyaçlarının sınırsız olması, bunları karşılayacak kaynakların sınırlı olması rasyonellik ilkesinin oluşmasının temel nedenidir. Kaynakların sınırlı olması sonucu yönetim bu kaynaklardan maksimum yararlanmayı hedefler. Bu da verimli iş yapılması ve amaca uygun şekilde hareket edilmesini gerektirir.

Günümüz yönetim anlayışının en belirgin özelliği, yönetimde belirli tekniklerin ve metotların kullanılmasıdır. Böylece verimli ve etkin çalışma özelliği de kendiliğinden ortaya konmuş olur. Yönetim kullanacağı yönetim teknik ya da metotlarının hepsinin neler olduğunu, nasıl kullanılması gerektiğini, araştırır, inceler, analiz eder ve sonra verimlilik açısından senteze tabi tutar.

Yönetim sürecinin her safhasında değişik teknikler kullanılır. Bunlar:

-          Bilgi toplama, araştırma, analiz ve tahmin teknikleri

-          Ölçme ve karşılaştırma teknikleri

-          Planlama teknikleri

-          Motivasyon teknikleri

-          Kontrol teknikleri

-          Organizasyon teknikleri

-          İletişim teknikleri

-          Koordinasyon teknikleridir.

2.3.8. Yönetim Evrensel Özelliğe Sahiptir


Bütün işletmeler insan ihtiyaçlarına cevap vermek üzere kurulmuş organizasyonlardır. Bütün organize olmuş faaliyetler yönetimi gerektirir. Günümüzde globalleşme sürecinde bütün işletmeler birbirleriyle ilişki içerisine girmişlerdir. Bu nedenle yönetimin önemi daha da artmıştır. Dünyanın neresinde olursa olsun işletmelerin kuruluş amacı sınırlı kaynaklarla amaca ulaşmaktır. Yönetim bu sınırlı kaynaklarla amaca ulaşmada verimlilik ve etkinliği sağlar. Dünyanın her yerinde bu faaliyetler vardır. Bu nedenle yönetim evrenseldir.

2.3.9. Yönetim Basamaksal (Hiyerarşik) Özelliğe Sahiptir.


Bir işletmede değişik amaçlara sahip çalışanlar ve değişik faaliyetlerin yürütüldüğü bölümler vardır. Değişik amaçlara sahip çalışanlar ile değişik faaliyetlerin bütünleşmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekir. Bir işletmede en alt düzeyde çalışanlarla en üst düzeyde görev yapanların hiyerarşik bir düzen içerisinde olması gerekir. Her hiyerarşik kademenin yetki ve sorumlulukları farklı olacaktır. Ayrıca her kademedeki yöneticinin yetki ve sorumluluklarının açık ve seçik bir şekilde ortaya konması gerekir. Bir işletmede çalışanlar aynı kademede düşünülürse kargaşa söz konusu olur.

2.3.10. Yönetim Bir Karar Alma Sürecidir


İşletmenin her yönetim kademesinde bulunan yöneticilerin işletme amaçlarının gerçekleştirilebilmesi için sürekli karar almaları gerekir. Karar alma mevcut alternatifler içinden en uygun olanının seçilmesidir. Yöneticiler işletmenin çok değişken bir çevrede faaliyet gösterdiğini dikkate alarak karar verme tekniklerinden de yararlanarak işletmenin başarısı için en uygun kararı vermek durumundadırlar.

2.4. YÖNETİM TEKNİKLERİ


Günümüz işletmeleri çok fazla değişime tabi olan bir çevrede faaliyet göstermektedirler. Bu değişimleri yakından izleyen ve geleceği belirleyebilen yöneticilerin görev aldığı işletmeler değişimleri izleyemeyenlere göre daha başarılı olmaktadırlar. “Günümüzde çağdaş bir yönetici modern yönetim tekniklerini bilmeli, bunların ne zaman, nasıl hangi şartlarda ve kimlere uygulanabileceğini kestirebilmelidir”[34]

Yönetim faaliyetinin en önemli özelliklerinden birisi de belirli teknik ve yöntemlere yer vermesidir. Bu sayede verimli ve etkin çalışma gerçekleşmiş olur. Yönetim teknikleri sayesinde işlerin nasıl yapıldığını araştırma, inceleme, analiz etme ve sonuçta verim optimizasyonu açısından senteze ulaşma mümkün olur. Yönetim sürecinin her aşamasında değişik teknikler kullanılır.

2.4.1. Yönetim Tekniklerinin Tanımı ve Önemi


Yöneticiler yönettikleri sistemin başarısı için birçok teknikten yararlanırlar. “Bu teknikler özellikle karar alma, verimlilik ve etkinliğin geliştirilmesi yanında yönetim fonksiyonları içinde temel fonksiyon olan planlama ve denetimde kullanılan sistematik ve analitik metotlardır”[35]

Dictionnaire Larousse göre; “Teknik, bir sanat, meslek veya sanayi dalında kullanılan yöntem ve yordamların tümü ve / veya bilimsel bilgilere dayanan ve üretime yönelik yöntemlerin tümü”[36], şeklinde tanımlanmaktadır. Yönetim ise en genel tanımıyla bir amacın gerçekleştirilmesi için başkalarıyla iş yapmaktır.

Bu açıklamalardan sonra yönetim teknikleri kavramını, yönetsel faaliyetlerde yararlanılan yöntemlerin bütünü olarak tanımlamak mümkündür. Yönetim teknikleri yönetim faaliyetleri yanında yönetim fonksiyonlarının yerine getirilmesinde de başarı ile kullanılabilir. Örneğin, planlama fonksiyonunun yerine getirilmesinde çeşitli planlama tekniklerinden yaralanılabilir.

Yönetim teknikleri, tek tek kullanılabileceği gibi birlikte de kullanılabilir. Yönetim tekniklerinin başarısı kişisel beceriyle orantılıdır. Ortaya konulan performansın kalitesi beceri olarak ifade edilir. Yöneticilerde yönetim fonksiyonlarını yerine getirirken, teknik beceri, analitik beceri ve sosyal becerilerden yararlanırlar. yönetsel faaliyetlerde yararlanılan yöntemlerin bütünü olarak tanımlanabilir. Yönetim teknikleri, yönetim faaliyetleri yanında yönetim fonksiyonlarının yerine getirilmesinde de başarı ile kullanılabilir. Katz yöneticilerin dört tür beceriyi kullandığını ifade etmektedir. Bunlar;[37]

-          Teknik Beceri:      Verilen görevi yerine getirmek için etkin olan uzmanlık becerisi.

-          İnsancıl Beceri:    Diğer insanlarla ilişki kurabilmek için gereken sosyal ve beşeri ilişkili beceri.

-          Kavramsal Beceri: Sistematik ve bütünsel değerlendirebilme becerisi.

-          Yönetsel Beceri:   İlgi ve sorumluluk alanındaki faaliyetleri düzenleyebilme becerisi.

Bu beceriler eğitim ve deneyim ile gelişir. Başarısı kişisel yeteneğe bağlı olan koordine etme, haberleşme gibi faaliyetlerde yönetim tekniklerinden ziyade kişisel beceri ön plana çıkar. Diğer bir ifade ile yönetim teknikleri tecrübe ve kişisel yeteneklerle desteklenirse daha başarılı olarak uygulanır.

Yönetim tekniklerinin çoğu süreçlerden oluşur. Süreç birbirini izleyen faaliyetler bütünüdür. Her sürecin girdileri ve çıktıları vardır. Ayrıca süreçlerin bazılarının alt süreçleri vardır. Yönetim tekniklerinden sürece sahip olan tekniklerin başarısı da sürecin uygulanmasına bağlıdır.

Yönetim tekniklerinin uygulanmasının temel amacı işletme problemlerinin çözümüne analitik ve objektif yaklaşım getirmektir. Diğer yandan yönetim teknikleri belirlenen hedefin daha rasyonel, hızlı, verimli ve etkili gerçekleştirilmesine yardımcı olur.

Günümüzde teknolojik gelişmelerdeki hızlanma bilgi teknolojilerinin önem kazanması, sınırların ortadan kalkması, globalleşme ve insan haklarına olan saygının artması işletme faaliyetlerini genişletmiş ve karmaşıklaştırmıştır. Bu yüzden yöneticilerin bilgi kullanımı yanında işletme yönetim tekniklerinin kullanımı da önem kazanmıştır. “Yöneticilerin karşılaştıkları karmaşık sorunların çözümlenmesinde kullanılmak üzere bir takım kantitatif yönetim teknikleri geliştirerek özellikle planlama ve denetim faaliyetlerinde bunlardan yararlanma yoluna gidilmiştir”[38]. Diğer yandan yöneticiler rasyonel ve objektif kararlar alma durumundadır. Kararların objektif ve rasyonel olarak alınabilmesi yönetim tekniklerinin uygulanması ile mümkündür. İşletmelerin dinamik bir yapıya sahip olmaları, dinamik çevrede faaliyette bulunmaları esneklik ve dinamizm gerektirir. Bu sebepten yöneticiler yönetimi kolaylaştıran her türlü teknikten yararlanmak gereğini duyarlar.

Yönetim tekniklerinin işletmelerde uygulanması yöneticilerin analitik ve teknik becerilerinin artmasına objektif olmalarına yardımcı olur.

Yönetim tekniklerinin kullanımı işletmelerin departmanlar arası işbirliği ve koordinasyonun gelişmesine yardımcı olur. Yönetim teknikleri departmanlar arası bilgi alış verişini ve haberleşmeyi gerekli kılar. Yönetim teknikleriyle karmaşık ve güç hesapların yapılması mümkündür. Teknolojiler geliştikçe buna bağlı olarak yönetim teknikleri de gelişecektir. Yönetim tekniklerini uygulayan yöneticiler daha etkili karar verecekleri gibi daha etkili ve verimli çalışma olanağını elde ederler.

2.4.2. Yönetim Tekniklerinin Özellikleri


Bütün yönetim teknikleri sistemsel, çözümsel, nesnel ve niceldir. Bu dört özelliğin yanında yönetim teknikleri objektif olmaya çalışırlar. En azından karar almada öznelliğin miktarını en aza indirmeye çalışır. Bu özellikler aşağıda açıklanmaya çalışılmıştır.

2.4.2.1. Yönetim Teknikleri Sistemsel Özelliğe Sahiptirler


Bir faaliyetin usulüne ve kuralına göre yerine getirilmesi onun sistemsel özelliğe sahip olduğunu gösterir. Yönetim tekniklerinin sistemsel özeliğe sahip olduğunun diğer bir kanıtı ise yöneticiler olayları ve problemleri sistemsel olarak ele alıp sistem yaklaşımına göre çözümlemek durumundadırlar.

2.4.2.2. Yönetim Teknikleri Analitiktirler


Yöneticiler çözümlemek durumunda oldukları problemler için yeterince bilgiye sahip olmalıdırlar. İster işletme içinden, ister işletme dışından sağlansın bu bilgiler işletmelerin sahip oldukları yönetim bilgi sistemleriyle kullanılabilir hale getirilir. Genellikle bilgi olarak gözlemler, varsayımlar ile istatistiksel metotlarla elde edilen tahminler kullanılır.

Yönetim teknikleri iki nedenle analitiktir.  Birincisi, yöneticilerin analitik düşünme zorunluluğunda olmasıdır. Analitik düşünme; “Olayları matematiksel açıdan analiz ve sentez edebilme olarak ifade edilebilir”[39] Analitik düşünce ile mevcut veriler kullanılarak problemin çözümlenmesine olanak sağlanır. Yöneticiler başında bulundukları örgütün başarısı için, karşılaştıkları problemlerin çözümünde, olayları değerlemede analitik düşünmek zorundadırlar. “Bireylerin ve işletmelerin yaşamlarında başarılı olabilmeleri analitik düşünmeye sahip olmalarına bağlıdır”[40]

Yönetim tekniklerinin analitik olmasının İkinci nedeni ise, işletmelerin sistem kuramına göre sosyo – teknik yapıya sahip olmasıdır. Bu tür yapıya sahip işletmelerin yöneticilerinin karşılaştıkları problemler ve değerlemelerde komplikedir. Komplike durumların aşılması sistemsel ve analitik olarak ele alınmasını gerektirir. Eldeki bilgiler karmaşık olabilir, analitik yaklaşımla bu bilgiler mantıksal olarak ele alınarak sıralanır. Böylece bilgiler kullanılır hale getirilir. Bu da karar almayı kolaylaştırır.

2.4.2.3.Yönetim Teknikleri Kantitatifdir (Niceldir)


Kantitatif yaklaşımlar işletme yöneticilerinin yönetim fonksiyonunu yerine getirirken matematiksel ve istatistiksel modeller kurmak ve model üzerinde işlem yapmayı kapsar. “Model, gerçek sistemlerin idealize edilmiş bir temsilidir. İşletme yöneticileri olayları modeller üzerinde inceler elde ettiği sonuçları gerçek sisteme uygular”[41] Model kurulmasının nedenleri ise;

-          Zamandan tasarruf sağlamak,

-          Olayın model yardımıyla anlaşılır olmasını sağlamak,

-          Hatalarını anında görüp düzeltme.

Yöneticiler asırlar boyunca sayılara dayanarak yönetim fonksiyonunu yerine getirmişlerdir. Yönetim tekniklerinde kantitatif analizlerden yaralanılmak suretiyle daha iyi ve daha etkin faaliyet gerçekleştirilebilir. Özellikle yönetim fonksiyonlarında planlama, organize etme, yöneltme, koordinasyon ve kontrolde kantitatif tekniklerden yararlanılmaktadır.

Fazla değişimlerin olduğu çevrede karar alma ve uygulama oldukça zordur. Yönetim tekniklerinin kantitatif özelliği nedeniyle bu zorluk ortadan kaldırılabilir.

2.4.2.4.Yönetim Teknikleri Objektiftir (Nesneldir)


Yönetim tekniklerinin objektif esaslara dayandırılması esastır. Tekniklerin uygulanmasında bu esaslara uyulması gerekir.

En genel anlamıyla nesnellik; “Gerçeğe uygun olan, olayları doğrulukla betimleyen şeyin niteliğidir”[42] Yönetim tekniklerinin bu özelliğinden hareketle olayları sistemsel olarak analiz ederek analizleri ölçümleştirerek daha objektif olmalarına yardımcı olur.

2.4.3. Yönetim Tekniklerinin Sınıflandırılması


Yönetim teknikleri değişik kriterler dikkate alınarak tasnif edilebilir.

2.4.3.1. Uygulandığı Yönetim Kademesine Göre Yönetim Teknikleri


Bu kriter dikkate alınarak yönetim teknikleri üç grupta toplanabilir.

2.4.3.1.1. Tepe Yönetim Kademesince Kullanılan Yönetim Teknikleri

Bu teknikler işletmenin tümünü ilgilendiren olaylar ve çevre ile ilişkilerle ilgili konuların çözümlenmesinde belirlenmesinde uygulanan tekniklerdir. Örneğin, genel politikaların belirlenmesi, stratejik kararların alınması. Burada üzerinde durulması gereken husus tekniğin komplike olup olmamasından ziyade tekniğin sonuçlarının işletmenini bütününü ilgilendirip ilgilendirmediğidir. Her yönetim kademesinin başındaki yönetici karar alma durumundadır. Kararın riskli ve kapsamlı olması halinde bu karar tepe yönetimince alınır ve stratejik karar diye adlandırılır. Alt kademe yöneticisi de karar almak durumundadır. Fakat almış olduğu karar rutin günlük işlerle ilgili kararlardır.Bu kararlar taktik kararlar olarak isimlendirilir. Yöneticiler stratejik karar almada farklı, taktik kararlar almak için farklı teknikler kullanacaktır.

2.4.3.1.2.           Orta Yönetim Kademesince Kullanılan Yönetim Teknikleri:

Yönetim tekniklerini en çok kullanan yöneticiler genellikle orta yönetim kademesinde görev yapanlardır. Tepe yönetim planlar, hedef belirler, bu planların ve hedefin gerçekleştirilmesi orta yönetim kademesince gerçekleştirilir. Örneğin, tüm planlama teknikleri, Pazar araştırma teknikleri v.b.

2.4.3.1.3. Alt Yönetim Kademesince Kullanılan Yönetim Teknikleri

Alt yönetim kademesince kullanılan yönetim teknikleri fazla komplike olmayan, ölçme ve karşılaştırma yapabilmek, standartlara   uygunluğun belirlenmesi için kullanılan tekniklerdir. Örneğin ürünün kalite standartlarına uygunluğunun tespiti için elle, gözle, aletle kontrollerin yapılabilmesi için gerekli tekniklerin kullanılması v.b.

2.4.3.2. Sonuçları Kalitatif ve Kantitatif Olarak Ortaya Koyan Yönetim Teknikleri


Bu ayrım kapsamında yönetim teknikleri iki başlık altında incelenebilir.

2.4.3.2.1. Sonuçları Kalitatif Olarak Ortaya Koyan Teknikler

Daha önceki açıklamalarımızda yönetim tekniklerinin kantitatif özelliğe sahip olduğunu belirtmiştik. Yönetimde bazı olayların sonuçlarını kantitatif olarak açıklamak yeterli olmayabilir. Bu durumda sonuçlar iyi kötü, uygun – uygun değil şeklindeki ifadelerle açıklanabilir.

2.4.3.2.2. Sonuçları Kantitatif Olarak Ortaya Koyan Teknikler

Yönetimde kullanılan tekniklerde sonuçları sayısal olarak açılayabiliyorsak bu teknikler kantitatif teknikler olarak ifade edilebilir.

2.4.3.3. Departmanlara Göre Yönetim Teknikleri


Bu tasnifte işletmedeki çeşitli işler ihtisas konularına göre, fonksiyonel faaliyetler dikkate alınarak gruplandırılır. Örneğin; pazarlama işleri gruplandırılarak pazarlama departmanı oluşturulur. Her fonksiyonel departmanın kendine özgü yönetim teknikleri uygulaması gerekir. Bu açıdan yönetim teknikleri departman özelliklerine göre değişir.

2.4.3.3.1. Pazarlama Faaliyeti İle İlgili Yönetim Teknikleri

Pazarlama departmanının uyguladığı pazarlama araştırmaları, ürün analizleri, tüketici analizleri ve benzer faaliyetler için uyguladığı tekniklerdir.

2.4.3.3.2. Üretim Faaliyeti İle İlgili Yönetim Teknikleri

Özellikle üretim departmanının uyguladığı tekniklerdir. Örneğin; bilgisayar destekli üretim teknikleri, üretim sonuçlarının değerlendirilmesinde kullanılan kalite kontrol teknikleri.

2.4.3.3.3. İnsan Kaynakları Departmanının Uyguladığı Teknikler

İnsan kaynakları departmanının, personel seçme, yerleştirme, harekete geçirme, değerleme için kullandığı tekniklerdir.

2.4.3.3.4. Finans Departmanının Uyguladığı Teknikler

Mali işler departmanında uygulanan teknikleri kapsar. Örneğin; fon akım analizi, proje değerleme için kullandığı tekniklerdir.

2.4.3.3.5.           Araştırma – Geliştirme Departmanınca Uygulanan Teknikler

Gerek süreçlerin yenilenmesi gerekse yeni ürünler yaratılması için uygulanan tekniklerdir.

2.4.3.4. Genel ve Özel Amaçlı Yönetim Teknikleri


Yönetim teknikleri işletmenin bütünün ilgilendiriyorsa bu teknikler genel amaçlı teknikler, sadece belirli bir amaç için uygulanıyorsa bu teknikler özel amaçlı teknikler olarak ifade edilir.

2.4.3.5. Yönetim Fonksiyonuna Göre Yönetim Teknikleri


Yönetim birbirini izleyen değişik fonksiyonlardan oluşur. Planlama, organizasyon, yöneltme, koordinasyon ve kontrol fonksiyonlarının yerine getirilmesinde her fonksiyon için farklı teknikler uygulanır. Örneğin; planlamada kullanılan CPM, PERT gibi teknikler.

2.4.3.6. Kurulan Modele Göre Yönetim Teknikleri


Modeler; uyuşum, benzeşim ve sembolik (matematik) modeller olmak üzere üç başlık altında toplanabilir[43].

2.4.3.6.1. Uyuşum Modeli

Bu tür modeller temsil ettikleri durumun fiziksel özelliklerini kapsar. Diğer bir ifade ile durum fiziksel olarak küçültülerek diğer özellikleri değiştirilmeden kurulan modellerdir. “Fizik, bir büyüklüğün belirli bir ölçekle temsilidir”[44]. Örneğin; fabrika maketi, çocuk oyuncakları v.b.

2.4.3.6.2. Benzeşim Modeli

Bu tür modeller gerçek büyüklüklerin tasviri ve üzerinde işlem yapılması mümkün olan diğer büyüklükler ile temsil edilmesidir. “Modeli kurulacak sistem veya süreçle bir paralellik kuracak şekilde gerçek duruma ilişkin bileşenlerin yerine geçebilecek elemanlar desteğinde kurulan modellerdir”[45]. Örneğin; grafikler, proses akış diyagramları, PERT ve CPM şebeke diyagramları.

2.4.3.6.3. Sembolik veya Matematik Modeller

Bu tür modellerde gerçek sistem veya durum semboller ile ifade edilir. “Matematik modeller diğer modellere göre daha çok işleme tabi tutulma, analiz edilme olanağı sağlar”[46].

2.4.3.7. Kantitatif Modellerin Çözümünde Kullanılan Teknikler


Yönetim tekniklerinin kantitatif özelliğe sahip olduğunu daha önce açıklamıştık. “İşletme problemlerinin çözümünde yöneticilerin kullandıkları kantitatif yöntemler üç ana başlık altında toplanabilir”[47].

2.4.3.7.1. Analitik Çözüm Teknikleri

Matematiksel düşünce ile elde edilen çözümdür. Matematik model kurularak sabit ve değişkemler belirlenir ve çözüme gidilir. Örneğin; basit faiz hesabı için faiz formülleri kullanılır.

2.4.3.7.2. Nümerik Çözüm

Analitik çözümün söz konusu olmadığı durumlarda nümerik çözüme başvurulur. Örneğin; a=f(x) bağlantısında x’e değişik değerler verilir ve buna karşı gelen a değeri bulunur.

2.4.3.7.3. Simülasyon Çözüm Tekniği

Gerçek sistem hakkında karar vermek için sistem modeli kurulup deney yapmak suretiyle çözüm aranır. “Simülasyon, bir sistemin analitik modelinden çözüm bulunmayacak kadar karmaşık olduğu hallerde veya bir sistemin analitik modelinin kurulamadığı hallerde kullanılır”[48].

2.4.4. Yönetim Tekniklerinin Uygulanabilirlik Şartları


İşletmelerde yönetim tekniklerinin yönetim faaliyetlerine etkin bir katkısı olabilmesi için uygulamada dikkate alınması gereken hususlar aşağıda açıklanmıştır.

Yönetim tekniklerinin başarılı olarak uygulanabilmesi her şeyden önce tepe yönetim kademesinin bu tekniklere ve uygulanmasının yararlı olacağına inanmış olması gerekir. Ayrıca alt kademelerde bu teknikleri uygulamaları için teşvik edilmelidir.

Yönetim tekniklerinin başarı ile uygulanabilmesi yöneticilerin analitik düşünme yeteneğine sahip olmalarına bağlıdır. Günümüzde yöneticiler inisiyatif kullanma ve çare buluculuk yanında komplike konuların çözümü için matematiksel düşünceye sahip olmaları gereklidir. Bunun yanında tarafsızlık da önemlidir.

Yöneticiler hangi konuda ve ne zaman hangi tekniği kullanacağını iyi analiz etmeli, ne, nerede, ne zaman, niçin, kim diye adlandırılan 5NK1 formülüyle gerekli sorgulamayı yapmalıdır.

Yönetim tekniklerinin sadece biri kullanılacağı gibi birkaçı da bi arada kullanılabilir. Bu durum yöneticiler tarafından dikkate alınmalıdır. Ayrı ayrı birbirini tamamlayan tekniklerin yanı sıra yönetim teknikleri alt teknikleri de kapsayabilir. Teknikler bu nedenle bir bütün olarak kullanılmalıdır.

Yönetim teknikleriyle elde edilen sonuçların işletmeye yararlı olabilmesi için teknikleri uygulayan yöneticilerin yönetsel becerisi yanında sezgi, yorumlama ve delegasyonda önemlidir. Tekniğin salt uygulanması bir anlam ifade etmeyebilir. Yönetici tekniğin uygulanmasına ve sonuçta elde edilenlere katkıda bulunmalıdır.

Yöneticinin tecrübesi ve olaylar karşısındaki tutum ve davranışları da tekniklerin uygulanabilirliği açısından önemlidir.

Yöneticiler teknikleri uygulamaya koymadan önce fayda – maliyet, zaman ve ekonomiklik analizleri yapmalıdırlar.

Günümüzde toplumlar bilgi toplumu olma yolunda çalışmalar içerisindedirler. İşletmelerde bilgiye dayalı olarak faaliyet göstermektedirler. Bilgisayar kullanımının yaygınlaşması sonucu yönetim fonksiyonlarının yerine getirilmesinde bilgisayardan yararlanılmaktadır. Bu nedenle yönetim tekniklerinin kullanılmasında da bilgisayarlara yer verilmektedir. “Bilgisayar kullanımı planlama ve kara verme sürecinde kullanılmak üzere, bir dizi yönetim tekniklerinin geliştirilmesine neden olmuştur”[49].

Yöneticiler sürekli değişen ve gelişen teknolojileri yakından izleyerek bu teknolojilere bağlı teknikler geliştirerek değişime ayak uydurmak zorundadırlar. Yenilikçi, atılımcı, geleceği bu günden belirleyip gelecekteki trendi belirleyen yöneticiler başarılı olacaklardır.

2.5. YÖNETİM BİLGİ SİSTEMLERİ


Günümüzde yöneticiler; işletmelerin büyümesi, ekonomik, sosyo – politik ve teknolojik çevrenin gelişmesi, tüketici talep ve davranışlarının hızla değişmesi sonucu hızlı karar almak durumuyla karşı karşıya gelmişlerdir. Hızlı kararlar beraberlerinde riski, doğru ve çabuk bilgiye olan ihtiyacı getirirler. Diğer taraftan değişik kaynaklardan gelen, çeşitli bilgileri değerlendirmek, yerinde kullanmak ve saklamak zorunluluğu vardır. Ayrıca örgütlerin amaçlarına ulaşabilmeleri sahip oldukları haberleşme sisteminin etkili ve güçlü olmasını gerektirir.

Yönetim fonksiyonları içerisinde planlama ve kontrol fonksiyonunun başarılı olarak yerine getirilebilmesi eldeki bilgi ile doğru orantılıdır. Bütün bu hususlar dikkate alındığında; bir işletmede ve onun başarısını etkileyecek bilgi miktarı ve bu bilgilerin değişme hızı ile yönetimin bilgi toplama ve bu bilgileri değişme hızı ile yönetimin bilgi toplama ve bu bilgileri işleme ve değerleme konusunda gelişmiş metotları kullanmaları kaçınılmazdır.

İşletmeler büyüdükçe bilgi miktarı ve buna bağlı problemler doğru yönde artar. İşletmelerin iç ve dış çevreleriyle uyum içerisinde olmaları gerekir. Bilhassa dış çevre oldukça değişkendir. Bilgi miktarı yöneticilerin kontrolünde olmasına karşın çevredeki değişiklikler yönetimin kontrolü altında değildir. Bir çok hallerde bilgi miktarı yöneticiler için problem olmazken değişikliklerden ileri gelen bazı durumlar yönetim için sorun olur. Şayet dış çevre değişken ve sorunlu ise bu durum örgütün ayakta kalmasını zorlaştıracak olaylar hıza gelişebilir “Hızlı gelişen teknoloji, rekabet, hızlı Pazar doyumu bütün bunlar özellikle ileri teknoloji işlerin başarılmasını her gün biraz daha zorlaştırır”[50].

Eğer yönetici bu değişikliklerden zamanında haberdar olmazsa sonuç başarısız olabilir. Yönetimin etkili kararlar vermesini ve kuruluşu başarıya götürebilmesini gerekli kılacak şekilde bilgi akış miktarını sağlamak ancak Yönetim Bilgi Sistemler (Y. B. S.) sayesinde olabilir.

2.5.1. Tanımı


Yönetim bilgi sistemleri kavramlarına değişik yazarlar tarafından farklı bakış açısıyla yaklaşılmıştır. “Bu yaklaşımları üç ana başlık altında toplamak mümkündür”[51].

-          Yönetim bilgi sistemlerini bir donanım düzeni olarak gören tanımlar.

-          Yönetim bilgi sistemlerini bir yazılım sistemi olarak gören tanımlar.

-          Yönetsel karaları destekleyen bir sistem olarak görenler.

Bu üç yaklaşıma göre değişik tanımlar aşağıdaki gibidir;

En geniş anlamıyla yönetim bilgi sistemleri; yöneticiye karar vermesi için gerekli bilgiyi sağlayan resmi bir sistemdir. Yönetim bilgi sistemi ile ilgili diğer bir tanım ise; “Bir örgütün yönetiminde kullanılan bilgilerin işlenmesi ve iletilmesini sağlayan bir sistemdir”[52].

Tanımlar incelendiğinde birinci tanımın yönetim bilgi sistemlerinin yönetsel kararları destekleyen bir sistem olduğu, ikinci tanımda ise donanım ve yazılım sistemleri olduğu görülecektir. Bu üç yaklaşım ve tanımlar doğrultusunda yönetim bilgi sistemlerinin özelliklerini aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür.[53]

-          Yönetim bilgi sistemleri işletme içerisinde yer alır,

-          Bilgi sağlamak için vardır,

-          Özellikle işletme faaliyetlerini, yönetimi, analiz yapmayı, karar vermeyi destekler,

-          Analiz, planlama, kontrol ve karar verme için modeller kullanır,

-          Entegre bir makine-kullanıcı sistemidir,

-          El ile kullanılan usulleri de içerir,

-          Veri tabanına sahiptirler.

Bu açıklamalardan sonra Yönetim Bilgi Sistemini Şekil 1 deki gibi göstermek mümkündür.



 


VERİ            BİLGİSAYAR            BİLGİ          YÖNETİCİ             KARAR

Şekil 1 Yönetim Bilgi Sistemi

2.5.2. Amacı


Yönetim bilgi sisteminin amacı bir işletmede değişik yönetim kademelerinde görev yapan yöneticilerin hızlı, objektif karar almalarına yardımcı olacak bilgileri sağlamaktır.

Bir işletmede yöneticilerin ihtiyaç duydukları bilgiler yönetim kademelerine göre değişiklik gösterir.

Yönetim Bilgi Sistemi Şekil 2’de gösterildiği gibi bir piramit yardımıyla temsil edilir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Şekil 2 Yönetim Bilgi Sisteminin Piramit Yapısı

Genellikle yöneticilerin değişik bilgi ihtiyaçlarını aşağıdaki gibi ana başlıklar altında toplamak mümkündür.

a)      Stratejik Planlama ile İlgili Bilgiler: İşletmenin hedeflerini belirleme, bu hedeflerde değişiklik yapma bu hedefleri gerçekleştirmek için kullanılacak kaynaklar hakkında karar verebilmek için ihtiyaç duyulan bilgilerdir. Bu tür bilgiler tepe yönetim kademesince kullanılır, genellikle dış çevrede ve gelecekte olacak ilişkileri kapsar. Bu bilgiler eğilimleri de gösterecek şekilde ayrıntılı olmalıdır.

b)      Yönetsel Kontrol ile İlgili Bilgiler: Orta kademe yöneticilerinin ihtiyaç duyduğu bilgilerdir. Bu bilgiler genellikle iç kaynaklardan sağlanmakla beraber zaman zaman da dış kaynaklara müracaat edilir.

c)      Orta kademe yöneticileri bölümlerinin performansı hakkında bilgiye ihtiyaç duyar; aynı zamanda rakiplerinin durumları hakkında kendi bölümünün performansı ile karşılaştırma yapmak ister. Bu tür bilgiler stratejik planlama ile ilgili bilgilere kıyasla daha ayrıntılı ve kapsamlı olmalıdır.

d)      Alt kademe yöneticilerinin günlük faaliyetlerle ilgili işletme kontrolü için gereken bilgi çok doğru, dar kapsamlı ve güncel geçerli olmalıdır. Bu tür bilgilerin tamamı hemen hemen iç kaynaklardan sağlanmalıdır.

Tablo 2’de çeşitli kademelerdeki yöneticilerin ihtiyaç duydukları bilgiler ve özellikleri gösterilmiştir.

Tablo 2  Bilgilerin kullanılan kademelere göre dağılımı ve özellikleri

Bilginin Kullanım Alanı
Yönetim Kademesi
Kapsamı
Kullanım Hızı
Kaynağı
Miktarı
Stratejik Planlama
Tepe
Dar
Hızlı
Dış
Çok
Yönetsel Kontrol
Orta
Ayrıntılı
Hızlı
İç-Dış
Çok
Performans Karşılaştırma
Orta
Ayrıntılı
Hızlı
Dış-İç
Çok
Günlük Kontrol
Alt
Dar
Çok Hızlı
İç
Az

2.5.3. Yönetim Bilgi Sistemlerinin Alt Sistemleri


Yönetim bilgi sistemleri alt sistemlerden meydana gelmiştir. “İşletmelerde Yönetim Bilgi Sistemleri dört ayrı sistemden oluşur”[54].

2.5.3.1. Bilgi İşlem Sistemleri


1950’li yılların başında işletmeler rutin işlerini sürdürmek üzere bilgisayar kullanmaya başladılar. Genellikle Envanter ve stok işlemleri ile müşteri hesaplarının izlenmesinde bilgi işlem sistemine geçildi.

2.5.3.2. Enformasyon Rapor Sistemleri


1960’lı yıllarda gelişmeye başlayan karar verme amaçlı olarak hazırlanan önceden planlanmış yazıcı çıktılarını kapsar.

2.5.3.3. Karar Destek Sistemleri


Kolay kullanım, raporlama ve düzeltme fonksiyonlarına sahip olan karar destek sistemleri karar verme sürecinde yöneticilere ihtiyacı olan kararlarını destekleyici bilgileri sağlar. Karar destek sistemleri “İşletme yönetimine bilgi sağlarken yöneticilerde bu gruplara bilgi ve yönergeler verirler”[55].

2.5.3.4. Ofis Sistemleri


Daha çok ofis otomasyonu olarak da bilinen, kelime, işlem, yayıncılık, elektronik posta, video ile telekonferans ve bunlar gibi bir çok sistemi kapsar.

Yönetim bilgi sisteminin alt sistemleri şekil-3 de görülmektedir.

 



 

 

 

 

 

 

 


Şekil 3  Yönetim Bilgi ve Alt Sistemleri

Yönetim bilgi sistemleri alt sistemler alt sistemler tarafından iyi desteklendiği takdirde yönetim; doğru, uygun zamanda, kapsamlı, geçerli, eksiksiz bilgi ile amaçlarını gerçekleştirmesi daha kolay olacaktır.

Bu sayede rekabet üstünlüğü sağlayacak ve değişimlere uyum sağlaması kolaylaşacaktır.

2.5.4. Yönetim Bilgi Sisteminin Tasarımında İzlenecek Sıra


Bir yönetim bilgi sisteminin nasıl tasarlanması konusunda bir çok görüş söz konusudur. Bunların en önemlilerinden birisi Russel L. Ackoff’un görüşüdür.

“Ackoff’un görüşüne göre yönetim bilgi sistemi beş adımlık bir proses olarak tanımlanır”[56].

2.5.4.1. Karar Sisteminin Analizi


Bu aşamada bilgi gerektirecek olan bütün kararların belirlenmesi gerekir. Örgütteki yönetim kademelerinin seviyeleri ve fonksiyonları göz önüne alınmalıdır.

2.5.4.2. Bilgi İhtiyacının Analizi


Bu aşamada birinci aşamada anılan her çeşit karar için ne türlü bilgi gerektiğine karar verilir.

2.5.4.3. Kararların Birleştirilmesi


Her bir karar için ayrı bir Y.B.S. Gerekseydi sistem yararlı olmayabilirdi. Bu yüzden aynı ve çoğunluk kısmı aynı olan bilgiyi gerektiren kararlar yöneticinin görevi olarak bir araya getirilmeli. Bu bir yöneticinin işini yürütebilmesi için gereken bilginin miktarını azaltır, daha iyi anlamasına sebep olur. Diğer bir ifade ile Y.B.S. İşletmenin yapısı ile koordine edilmeli ve birleştirilmelidir.

2.5.4.4. Bilgi Prosesleme Tasarımı


Bu aşamada bilginin toplanması, depolanması, nakledilmesi ve kullanıcının eline geçmesi için gereken esas sistemin ortaya konulmasını içerir. Sistemde bilgisayar kullanılacaksa programcılardan gerekli yardım alınır.

2.5.4.5. Kontrol Sisteminin Tasarımı ve Kontrolü


Y.B.S. tarafından üretilen bilgileri değerlendirecek ve yetersizlikleri tanımlayıp düzeltecek şekilde tasarlanacak kontrollerin kurulması ve uygulanması gerekli son işlemlerin yapılması bu aşamada yerine getirilir.

Y.B.S. esnek ve değişikliklere uyabilecek şekilde planlanmalıdır.

Yönetim bilgi sistemlerinin tasarlanmasında izlenecek bu sıranın yanında veri bankasında oluşturulacak bilgilerin güvenilirliği, güncelliği ve geçerliliği ile kapsamı Y.B. Sisteminin başarısı için önemlidir.

2.5.5. İşletmelerde Yönetim Bilgi Sistemini Etkili Kılmak


Yönetim bilgi sistemlerinin tasarımı incelenirken yöneticilerin karar vermek için ihtiyacını duyduğu tipteki bilgileri sağlamak için atılması gereken aşamaları ve her bir aşamada yapılması gerekenleri açıklamaya çalıştık.

Yönetim bilgi sistemini örgütte etkili kılmak için aşağıdaki hususların da dikkate alınması gerekir. Çünkü sistem ayrı bir olay sistemi etkili kılmak ayrı bir olaydır.

Yönetim bilgi sistemlerini etkili kılmak için aşağıdaki hususların yerine getirilmesi gerekir.

2.5.5.1. Kullanıcıların Katılımını Sağlamak


Yönetim bilgi sistemlerini tasarlayanlar konularında uzman olan kişiler olduğu muhakkaktır. Fakat sistemi tasarlayanlar kullanıcı olmayacakları için sistem tasarımcılarının bu sistemden yaralanacak ve uygulayacak olanlarla daha sistemin tasarımı aşamasında bir arada çalışmaları sistemi etkili kılacaktır. Kullanıcılar kritik kararların hangileri olduğunu en iyi bilenlerdir. Diğer bir husus ise eğer bilgileri kullanacak olan yöneticilerin tasarım girdilerinin aynı bilgilerine sahip olmazlarsa sistem onlara istenilen bilgiyi sağlamayabilir.

2.5.5.2. Kullanıcıların Eğitimi


Değişikliklere karşı direnç yöneticileri sistemin kullanılışı konusunda gerçekçi şekilde eğitmekle kırılabilir. Ayrıca karmaşık bir yönetim bilgi sisteminin doğurabileceği belirsizlik korkusu eğitimle azaltılabilir. “Eğitim yöneticilerin sistemi tam kapasite ile kullanmalarını sağlar ve sistemin sınırlılıklarından doğabilecek tuzaklara düşmekten kurtarır”[57].

2.5.5.3. Maliyet-Etkinlik İlişkisi


Herhangi bir sistemin sağladığı yararlar, zararlarını geçmezse o sistem etkili kabul edilebilir. En iyi yönetim bilgi sistemi yönetimin istediği bilgiyi, belirli miktarda, kaliteli olarak istenilen zamanda en düşük maliyet ile sağlayandır.

Yönetim bilgi sisteminin maliyeti; tasarım, tesis, eğitim için harcanan zamanla beraber, bilgi toplama ve biriktirme, prosesleme için geçen zaman ve maliyetleri kapsar.

2.5.5.4. Gerekli Bilgiler Üzerinde Yoğunlaşmak


Fazla ve kullanılmayan bilgi yöneticilerin zaman kayıplarına neden olur. İyi tasarlanmış bir yönetim bilgi sistemi yöneticilerin kendi belirli iş sahalarına göre seçilmiş özel bilgileri sağlayabilmelidir.

Bu uzmanlar ve operatörler işletme ile bütünleşmeli ve kendilerinin sorumluluğunu bilgisayarları kusursuz işletmek değil yönetim bilgi sistemlerinin hedeflerine varmasını sağlamak olduğu anlatılmalıdır.

2.5.5.5. Modernleştirme


Sistem kuramına göre açık sistemlerin çevrelerinden etkilenmemeleri söz konusu olamaz. Yönetim bilgi sistemleri de açık bir sistem olduğuna göre dış ve iç çevredeki olaylardan etkilenirler. Örgütte yapılacak bir değişiklik, genellikle bazı bilgilerin değişik şekilde dağıtılmasını gerektirir. Dış çevrede hükümet, tüketiciler, teknoloji ile ilgili değişiklikler yönetim bilgi sistemini etkiler.

Bu nedenle yönetim bilgi sistemleri değişikliklere esnek olacak şekilde düzenlenmelidir. Zaman zaman iç ve dış değişikliklere göre yönetim bilgi sisteminin yenileştirilmesi gereklidir.

İşletmeler yaşayan organizasyonlardır. Başarılı bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmeleri çevrelerinde oluşan olaylar hakkında bilgi sahibi olmalarına bağlıdır. İşletmeler açısından bilgisiz yaşamak olası değildir. Bu bilgilerin güncel ve yeterli düzeyde olması işletmelerin yaşam kaliteleriyle ve süresiyle doğru orantılıdır.

Kullanılabilir, yeterli kaliteli ve güncel bilgi işletmeye rekabet üstünlüğü sağlar. İşletmelere rekabet üstünlüğü sağlayacak olan yönetim bilgi sistemlerinin bütün işletmelerce kurulması kaçınılmazdır. Yönetim bilgi sistemleri planlama ve kontrol faaliyetlerinin daha etkili ve objektif olarak yerine getirilmesine yardımcı olur. Toplumların bilgi toplumu olma yolunda sürekli gayret içinde oldukları göz önüne alınırsa işletmelerin de toplumun bir parçası olarak bu gayreti hızlandırmaları gerekir.

2.6. İŞLETME YÖNETİMİNDE KÜLTÜR


İnsan ihtiyaçlarının fazla olması ve ihtiyaçlarını karşılayacak kaynakların eksikliğini tespit ettikleri andan itibaren ihtiyaçlarını birlikte karşılama ve birlikte yaşamak için toplumlar oluşturmuşlardır. “Her toplum bireylerin belirli durumlarda karşılaştığı sorunları çözümlemek ve gereksinimlerini gidermek için birçok araca ihtiyaç duyarlar”[58].

Bu toplumların oluşmasının temel amacı ihtiyaçları gidermektir. Bu toplumlar ister büyük ister küçük kabile olsunlar ortak bir olguları vardır. Bu da kültürdür. Kültür, toplumların ortak olgusu sonucu oluşur. Bu oluşumda iki etken önemli rol oynar. Bunlardan birincisi, toplumun ihtiyaçlarını birlikte karşılamak amacıyla oluşturulan sosyo-teknik sistemler, diğeri ise o toplumun insan ilişkilerinin düzenlenmesinde rol oynayan kurallar, örf ve adetler, fikirler, inançlar ve kişisel düşüncelerden oluşan değer sistemleridir. “Kültür hem demografik hem de topluma egemen olan değer sistemlerini içerir”[59]. Kültür bir milletin yaşatış tarzıdır. “Kültürün oluşması için insanların belirli esaslara göre bir araya gelmeleri gerekir”[60]. Bu toplumun büyük veya küçük olması önemli değildir. Kültür bir milletin dil, din, tarih, sanat, edebiyat, örf ve adetlerinden oluşur. Bu yönüyle kültür; bir milleti başka milletlerden ayıran maddi ve manevi değerler bütünüdür. Kültür soyut bir kavramdır. “Amerikan sosyologlarından Maciver’e göre kültür, maddi olmayan değer, inanç ve zihniyetleri kapsamaktadır”[61]. Kültür toplum içinde bireylerin ilişkileri sonucu oluşabilecek sorunların çözümü için gerekli olan kurallar ve düzenden oluşur. O toplum içerisindeki bireyler oluşan düzeni ve kuralları kabul etmek zorundadırlar.

Bu çalışmada kültürün işletme yönetimindeki önemi, fonksiyonları ve işletme yönetimine katkıları açıklanacaktır.

2.6.1. Kültürün Tanımı


Kültürle ilgili çok değişik tanımlara rastlamak mümkündür. Kültür ile ilgilenen bütün bilim adamlarının her biri yeni yeni tanımlar yapmışlardır. Fakat sonuçta yapılan tanımların her biri kültürden ne anlaşılması gerektiğini ortaya koymuştur. Şimdiye kadar ortaya atılan bütün tanımlar gözden geçirildiği takdirde, hepsinde ortak olan yönleri ve kültürden ne anlaşılması gerektiğini görmek mümkündür. Değişik tanımlar yapılması tanımı yapan bilim adamlarının çalışma alanlarının farklı olmasına bağlanmıştır. Nitekim Edwing B. Flippo bu konuda; ”Kültür tanımı yapanların farklı konularla ilgili olmaları ve kendi bilimsel çalışma alanlarıyla ilgili olmasındandır”[62] demektedir.

2.6.1.1. Terminolojik Açıdan Kültür


Klasik Latin dilinde kültür kelimesi bakmak veya yetiştirmek fiilinden gelen “Colore ve Cultura” dan geldiği kabul edilir. “XVIII. Yüzyıldan önce cultura sözcüğü ekip biçmek manasında kullanılıyordu”[63]. Fransızca’da aynı anlamda kullanılan bu kelime, “Almanca’ya cultur olarak geçmiş ve daha sonradan kültür haline gelmiştir”[64].

2.6.1.2. Fonksiyonel Açıdan Kültür Tanımı


En genel anlamıyla kültür, bilgi, inanç, ahlak ve töre ile ilgili olup tarih boyunca insanların kazandıkları sosyal alışkanlıkları içine alan soyut komplekstir.

Kültür ile ilgili en eski tanım E. B. Taylor’un tanımıdır. ”Taylor’a göre kültür bilgiyi, imanı, sanat ve ahlakı, örf ve adetleri, ferdin bağlı olduğu bir cemiyetin üyesi olması dolayısıyla elde etmiş olduğu alışkanlıkları ve bütün yetenekleri içine alan kompleks bir bütündür”[65]. Bu tanıma göre kültür dört değişkenin fonksiyonudur. “Bu değişkenler insan, toplum, muhteva ve öğrenme süreçleridir”[66].

Kültür = f (insan, toplum, muhteva, öğrenme)

Kültür ile ilgili diğer bir tanım A. Goodwin’e aittir. A. Goodwin kültürü, toplumdan alınan tepkiler ortak ele alır ona göre insanın doğuşundan sonra içinde yaşadığı toplumdan aldığı çeşitli etkilerin toplamıdır. Wissler’e göre kültür, bir halkın yaşam biçimidir. Bütün tanımlarda ortak noktalar şunlardır;

-          Kültür toplumlarla ilgili bir olgudur,

-          Kültür bireylere sorun çözümlemede, ihtiyaçlarını gidermeye yardımcı olur,

-          Kültür insan davranışlarını şekillendirir,

-          Kültür bireyler arasındaki bağı güçlendirmeye yardımcı olur.

2.6.2. İşletme Kültürü


İşletmeler açık sistem olarak insan ihtiyaçlarını karşılamak üzere belli bir çevrede, faaliyet gösterirler. İşletme ile çevre arasında bir ahenk, uyum kurulması işletmenin yaşaması için şarttır. Çevre işletmenin faaliyetlerini sürdürmek zorunda kaldığı ve etkilendiği bir ortamdır. “İşletme, çevreye açık birçok alt sistemin çevreyle karşılıklı etkileşimleri sonucunda başarıya ulaşabilmektedir”[67].

 

 

 

 

 

 

 

 


Şekil 4  İşletme ve Çevresi

Şekilde görüldüğü gibi işletmenin makro çevresi beş alt grupta toplanır;

-          Ekonomik çevre

-          Politik çevre

-          Ekolojik çevre

-          Sosyo-Kültürel çevre

Endüstri çevresi işletmenin çevreden direkt etkilendiği ve rekabetin yoğun olduğu çevredir. İçsel çevre ise, makro ve endüstri çevresiyle uyum sağlayabilmek ve etkili olabilmek için işletmenin içsel çevresinin güçlü olması gerekir. İçsel çevreyi oluşturan etmenler şunlardır;

-          Organizasyon yapısı,

-          İşletmenin mali gücü,

-          İşletme yöneticilerinin kalitesi ve sayısı,

-          Çalışanların kalitesi ve sayısı,

-          İşletmenin ürün pazar durumu,

-          Üretim potansiyeli,

-          Pazarlama potansiyeli,

-          Araştırma ve geliştirme potansiyeli.

Konumuz gereği makro çevre içerisinde sosyo-kültürel çevrenin önemi üzerinde durulacaktır. Sosyo-kültürel çevre; işletme çevresindeki toplumun sosyal ve kültürel yapısı ve özelliklerinin tanınması, değişme eğilimlerinin belirlenmesi ve bu değişimlerin analiz edilerek işletmeye yarar sağlayacak hale getirilmesidir.

Sosyo-kültürel çevre aşağıdaki etkenlerden oluşur.

-          Nüfusun insan yapısı,

-          Yaşam biçimleri

-          Tüketici tutum ve davranışları

-          Fikirler ve inançlar

-          Örf ve adetler

-          Nüfus artış oranı

-          İşgücünün bölgeler arasındaki hareketleri v.b.

İşletmeler toplumun bir parçası olarak o toplumla uyum sağlamak mecburiyetindedirler. “Uyum sağlamanın alt yapısını ise; ortak amaçlar, standartlar, değerler, alışkanlıklar, davranışlar, felsefe ve idealleri paylaşmak oluşturur”[68].

İşletme kültürü toplumsal kültürün alt kültürüdür. “Şirket Kültürü; bir grubun, dışa uyum sağlamak ve içte bütünleşmek için oluşturduğu temel varsayımlar demektir”[69]. Her işletme içinde bulunduğu toplumun kültür ve değerlerini doğrudan alacak, değiştirerek veya bunlara eklemeler yaparak kendine adapte eder. Bunun temel nedeni toplumla bir olma ve işletmenin başarılı olmasını sağlamaktır.

2.6.2.1. İşletme Kültürünün Tanımı


Günümüzde özelleştirmenin önem kazanması, devletçiliğin azalması aşırı rekabetin artması, tüketici isteklerinin ve tatmininin ön plana çıkması sonucu işletmelerde iyice kökleşmiş, yer etmiş alışkanlıklarını değiştirme gereksinimini doğurmuştur. “Bütün bunlar davranış biçimlerinde değişimi gerekli kılmaktadır. Bunu da ancak kültür ile gerçekleştirmek olasıdır”[70].

İşletmede çeşitli menfaat gruplarının oluşturduğu sosyo-teknik sistemdir. Menfaat grupları, çalışanlar, işletme sahipleri, müşteriler, tedarikçilerdir. Grupların hepsi kendi menfaatlerini korumak gayreti içindedirler. İşletme ise bu grupların menfaatlerinin dengelenmesini sağlamaya çalışır. Çalışanlar işletme içerisinde birlikte hareket etmek zorundadırlar. Bu birlikteliği ortak inanç, değerler ve dil oluşturur. Amaç birlikteliği çalışanların müşterek eylem yapmalarına olanak sağlar. Bu sayede işletme içinde bir kültürel yapı oluşmaya başlar. ”Örgüt kültürü, iş görenlerce yaratılarak, ileri kuşaklara iletilen, sürdürülen, örgüte; örgütün amaçlarına, işlevlerine ilişkin değer ve normlardan oluşan bir örüntüdür.”[71]

Yöneticiler işletmenin beşere sermayesini oluşturan çalışanlar ile mal ve hizmet üretimiyle ihtiyaçlarını karşıladığı müşterilerinin kültürel değerlerini bilmek zorundadırlar. Diğer bir ifade ile işletmenin sosyo-kültürel çevresini iyi tanımak zorundadırlar. Bu açıdan konuya yaklaşarak işletme kültürü ile ilgili bir tanımlama yapacak olursak; işletmenin çalışma şeklini ve faaliyetlerinin sonucunu etkileyebilecek çalışanlar, toplum ve diğer menfaat gruplarınca oluşturulan inançlar, değerler, örf ve adetler ile bireyler arası ilişkilerin sonuçlarının meydana getirdiği bir bütündür. “Örgüt kültürü, o örgütün çevrede tanınmasını,değerini, toplumsal standardını, çevredeki diğer örgüt ve bireylerle ilişki biçimlerini ve ilişki düzeylerini yansıtır.”[72]

2.6.2.2. İşletme Kültürünün Fonksiyonları


Genel olarak kültür insanın davranışlarına yön veren, toplumun ve toplumun bir parçası olan işletmenin performansını etkileyen önemli fonksiyonlara sahiptir. “Kültür örgütün işlevsel alt yapısını desteklemek güçlendirmek için kullanılır.”[73]

Bir işletmede kültürün iki önemli fonksiyonu vardır. Bunlardan birincisi, rehberlik etme fonksiyonu, ikincisi ise bütünleştirme fonksiyonudur.

2.6.2.2.1. Rehberlik Etme Fonksiyonu

Kültür yol göstericidir. İşletmeler belirsizliklerin ve değişimlerin fazla olduğu bir çevrede faaliyet gösterirler. Belirsizliğin ve değişimlerin fazla olduğu bir çevrede faaliyet gösteren işletmeler belirlenen amaçlarından istemeyerek de olsa vazgeçerler. “Kültür, değişen çevre koşullarında hedefin kaybolmamasını sağlar.”[74]

2.6.2.2. Bütünleştirme Fonksiyonu


Kültür bireylerin birbiriyle olan ilişkilerini bütünleştirir. “Kültür kişiler arasındaki bağı güçlendirir, paylaşılan değerleri artırır.”[75]

2.6.2.3. Diğer Fonksiyonlar


İşletme kültürünün yukarıda sayılan iki temel fonksiyonu yanında diğer yardımcı fonksiyonları ise şunlardır;

-          Çalışanların örgütsel sorunlarına yardımcı olmak,

-          İşletme kimliğinin oluşmasına katkıda bulunmak,

-          Davranış biçimlerini belirlemek,

-          İşletme amalarına katılımı artırmak,

-          Yönetime kolaylık sağlamak,

-          “İnanç ve değerlere bağlılık yaratmak”[76]

-          İşletmenin Pazar payını artırmak,

-          Verimli ve çalışanları tatmin edici bir ortam oluşmasına katkıda bulunmak.

Yöneticiler bu kadar önemli fonksiyonlara sahip olan işletme kültürünü yaratmak ve geliştirmek zorundadırlar.

Güçlü işletme kültürüne sahip olan işletmelerin başarıları göreli olarak ortaya konmuştur. İşletme kültürü işletmenin faaliyet gösterdiği toplumun ürünüdür. Bu nedenle çalışanlarca benimsenmiştir. “Herkes yarattığı ve yaratmak istediği kültüre karşı sorumluluk almak zorundadır”[77]

İşletme kültürü çalışanlarca yaratıldığı için çalışanların bu kültürü kabullenmeleri ve gerçekleştirmeleri için sorumluluk almak zorundadırlar. “Yapılan seçimlerin ve sonuçların sorumluluğunu yüklenmek son derece önemlidir.”[78]

2.6.3. İşletme Kültürünü Etkileyen Faktörler


İşletme kültürü çeşitli faktörler tarafından şekillendirilir. Bu faktörler işletme içerisinden olabileceği gibi işletme dışından, diğer bir ifade ile işletmenin faaliyet gösterdiği toplumdan etkileşim sonucunda ortaya çıkan faktörlerdir.

2.6.3.1. Karar Verme Biçimi


Bir işletmenin kültürünü belirleyen faktörlerden birisi yönetimin karar verme biçimidir. Şayet bir örgütte kararlar katılımla ve demokratik olarak alınıyorsa bu örgütün yönetiminin katılımcı olduğu, çalışanlara değer verildiği sonucu çıkar.

2.6.3.2. Amaçlar, Değerler, İnançlar


Bir işletmede çalışanların işletmenin amacını, değerlerini ve kabullenmeleri ve anlamaları kültür açısından önemlidir. Şayet amaca katılım fazla, yönetim ile değerler ve inançlar konusunda paylaşım var ise o işletmede işletme kültürünün güçlü olduğu söylenebilir.

2.6.3.3. İşletmenin Teknolojik Yapısı


Gelişmiş teknoloji kullanımı yeni ürün, yeni hizmet üretim demektir. “Sahip olunan teknolojinin ya da mevcut olan teknoloji ve üründe yapılan önemli bir yeniliğin şirket kültürü üzerinde büyük bir etkisi vardır.”[79]

2.6.3.4. Organizasyonel Yapı


İşletmenin sahip olduğu örgütlenme biçimi, hiyerarşik mi?, yatay mı?, dikey mi? Organizasyonel yapının bir sisteme göre yapılması işletme kültürünün güçlü olduğunu ortaya koyar.

2.6.3.5. Müşteriler


İşletmelerin yaşamlarının idamesi müşterilerine bağlıdır. Müşteri odaklı olan işletmeler müşteri profillerini belirleyerek mal ve hizmet üretiminde bulunurlar. Güçlü müşterilerin işletme kültürüne katkıları olabilir.

2.6.3.6. Bilgi Sistemleri


Güçlü kültüre sahip olan işletmelerin yönetim bilgi sistemlerine önem verdikleri görülmüştür. İşletmede bilginin paylaşılması, doğru ve zamanında kullanılması önemlidir.

2.6.3.7. Yasalar ve Çevre


İşletmenin makro çevresinde hukuki ve politik güçler yer alır. İşletme açık sistem olarak bu iki güçten etkilenir. Bu iki güç işletmenin kültürün de etkiler.

Bu faktörlere ödül sistemleri, rekabet üstünlükleri, çalışanların işletmeden beklentileri de eklenebilir.

 




[1]      Osman Yozgat, İşletme Yönetimi, İstanbul 1989, s.2.
[2]      Mümin Ertürk, İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, 2. Basım, İstanbul 1998, s.6.
[3]      William Waite, Personnel Administration, New York 1931, s.567.
[4]      Ertürk, a.g.e., s.7.
[5]      Sumru Tümer, “Neden Stratejik Yönetim”, Verimlilik Dergisi, MPM Yay., Ankara 1993, Sayı 1993/1,s.100.
[6]      Mehmet Şahin, İş İdaresinin Temel Kavramları, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Yayın No.104, Ankara 1984, s.83.
[7]      Yalçın Tiftik, Yönetim ve Organizasyon, Kazancı Hukuk Yayınları 43, İst.1985, s.1.
[8]      Hüsnü Erkan, Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Yayın No.326, İst.1997, s. 4.
[9]      Osman Yozgat, İşletme Yönetimi, İst.1989, s.8.
[10]     Erkan, a.g.e. , s. 6.
[11]     A.L. Allen, Management and Organization, Mc Graw Hill Book Company, New York, 1958, s.4.
[12]     Tamer Koçel, İşletme Yöneticiliği, Beta Yayınları, İst. 1998 S.10.
[13]     Tiftik, a.g.e., s. 2.
[14]     Atilla Baransel ,Çağdaş Yönetim Düşüncesinin Evrimi, İ.Ü. Yayını No.9, İst.1973, s. 6.
[15]     Koçel; a.g.e., S.11.
[16]     Harold Koontz ve Diğerleri, Essentials of Management, Third Edition, Mc Graw–Hill Publishing Co Ltd., New Delhi 1982 ,s. 15.
[17]     Koçel, a.g.e., s. 11
[18]     Şahin, İş İdaresinin Temel Kavramları, Ankara 1985, s. 284.
[19]     A.Zeynep Düren, Yönetim Bilimi Ders Notları, İst.1994, s. 3.
[20]     J.H. Sısk, Management and Organization, South-Western Publishing Company , Cincinati 1973, s. 13.
[21]     R.N.Osborn, “A.Hunt, Environment and Organizational Effectiveness”, Administrative Science Quarterly, June, V. 19, 1974, s. 237.
[22]     Russell L.Ackoff, Creating the Corporate Future–Plan or Be Planned For, John Willey and Sons Inc., New York 1981 s. 35.
[23]     Alan Lawlor, Pruductivity Improvement Manua , United–Kingdom 1985, s. 290.
[24]     Zühal Akal, İş Etüdü, MPM Yayını 29, Ankara 1991, s. 10.
[25]     Peter F. Drucker, Management, Tasks Responsibilites Practices, William Herneman Ltd, London 1974, s. 45.
[26]     Zeyyat Hatipoğlu, Temel Yönetim ve Organizasyon, Beta Yayınları, İst.1993, s. 70.
[27]     Peter F. Drucker, The Practice of Management, Heinemann, London 1955, s. 34.
[28]     Kemal Tosun, İşletme Yönetimi, İst. 1987, s. 183.
[29]     İnan Özalp, İşletmelerde Yönetim, Fonksiyonlar ve Organizasyon, Ankara 1985, s. 21.
[30]     Zeynep Düren, Yönetim Bilimi Ders Notları ., İstanbul 1994, s. 6.
[31]     Burhan Şener, Modern Otel İşletmelerinde Yönetim ve Organizasyon, 2.Basım Gazi Kitapevi, Ankara 1997, s. 33.
[32]     Düren, a.g.e., s. 7.
[33]     Koçel, a.g.e., s.385.
[34]     Tiftik, a.g.e., s.121
[35]     Michael Armstrong, A Handbook of Management Techniques, Kogan Page, London, 1986, s. 16.
[36]     Dictionnaire Larousse, Milliyet Yay., Cilt 6, İst., 1993, s. 2288.
[37]     James Paul, Total Quality Management, Prentice Hill Co., London, 1996, s. 13.
[38]     Hayri Ülgen, İşletme Yönetiminde Bilgisayarlar, İ.Ü. İşletme Fak. Yay. No:225, İst., 1990, s. 116.
[39]     Binnaz Gökçek, Bankacılıkta Matematiksel İşlemler, Garanti Bankası Yay., İst. 1996, s.414.
[40]     John Adair–David Despres, A Handbook of Management Training, Exercises, London 1980, s.18.
[41]     Osman Hallaç, Kantitatif Karar Verme Teknikleri, 3. b., Evrim Dağ., İst. 1991, s.17.
[42]     Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Gelişim Yay., İst. 1986, s.8606.
[43]     Öner Esen, İşletme Yönetiminde Sistem Yaklaşımı, İ.Ü. İşletme Fak. Yay., No:17, İst., 1985, s. 20.
[44]     Hallaç, a.g.e., s. 18.
[45]     Esen, a.g.e., s. 20.
[46]     a.g.e., s. 21.
[47]     G. E. Thomson, Management Science, Mc. Graw Hill Co., New York 1976, s. 38.
[48] Hallaç, a.g.e., s. 24.
[49]     Ülgen, a.g.e., s. 186.
[50]     Susan Fraker, High Speed Management for High Tec-Age, Fortune 1984, s. 62.
[51]     R. V. Head, Manager’s Guide To Management Information Systems, Prantice-Hall Inc, New York 1972, s. 2-6.
[52]     Ülgen, a.g.e., s. 74.
[53]     B. Davis Gordon,  Management Information System Conceptual Foundations Structure and Development, Mc Graw Hill, New York 1985, s. 1-20.
[54]     Charles S. Parker, Management Information Systems and Action, Mc Graw Hill International Editions, New York 1989, s. 8-10.
[55]     Ülgen, a.g.e., s. 88.
[56]     Russel L. Ackoff, “Management MIS Information Systems”, Management Science, Vol. 14 No.4, 1967.
[57]     Parker, a.g.e., s. 403.
[58]     İlhan Erdoğan, Davranış, İ.Ü.Yay. No.242, İst. 1991, s. 111.
[59]     Halil Can, Organizasyon ve Yönetim, Siyasal Kitabevi, 3. B., Ankara 1994, s. 5.
[60]     Erdoğan, a.g.e., s. 111.
[61]     Orhan Türkdoğan, “Prof. Dr. Ziya Gökalp ve İki Kültür Nazariyesi”, Türk Kültürü, Ağustos 1985, Say. 268, s. 43.
[62]     Edwing B. Flippo, Management: A Behavioral Approach, Boston, Allyn and Bason Inc. 1996, s. 76.
[63]     Erdoğan, a.g.e., s. 115.
[64]     Bozkurt Güvenç, İnsan ve Kültür, Ayyıldız Mat., Ankara 1972, s.96
[65]     Frencis E. Merrill, Society and Culture, 4.P., Englewood Cliffs., N.Y. 1969, s. 81.
[66]     Bozkurt Güvenç, Kültür Sorunu, Hacettepe Üniversitesi Yay., Ankara 1970, s.11
[67]     Erol Eren, İşeltmelerde Startejik Yönetim ve İşletme Politikası, Der. Yay., İst. 1998, s.43
[68]     Ülkü Uzunçarşılı, Meral Toprak ve diğ., Şirket Kültürü ve İş Prensipleri, İ.T.O. yay., Yay. No.2000-4, İst. 2000, s. 48.
[69]     Eren, a.g.e., s. 48.
[70]     Peter Drucker, Managing For The Future, Truman M. Talley Books, N: Y: 1992, s. 203.
[71]     Ethem Başaran, Örgütsel Davranış, A.Ü. Eğitim Fak. Yay., Ankara 1982, s. 110.
[72]     Uzunçarşılı ve diğ., a.g.e., s. 4.
[73]     Başaran, a.g.e., s. 4.
[74]     Uzunçarşılı ve diğ., a.g.e., s. 5.
[75]     a.g.e., s. 6.
[76]     a.g.e., s. 7.
[77]     Canan Çetin ve diğ., Toplam Kalite Yönetimi ve ISO 9000 Kalite Güvence Sistemi, Beta Yay., İst. 1998, s. 211.
[78]     Cordon Gatiss, Total Quality Management, Cassel, London 1996, s. 58.
[79]     Uzunçarşılı ve diğ., a.g.e., s. 15.

Hiç yorum yok: