BİRİNCİ
BÖLÜM
YÖNETİM VE YÖNETİCİ
1. YÖNETİMİN TARİHSEL GELİŞİMİ
Yönetim insanların var oluşuyla başlayıp tarih boyunca
değişik oluşumlardan geçerek günümüze kadar ulaşmıştır. Yönetim teorisinin
tarihsel gelişiminde konuyu, “İşletme kavramının öncesi dönem ve bilinçli bir
işletme kavramı geliştirildikten sonraki yönetim anlayışı biçimleri ” [1],
olarak incelemek yerinde olacaktır.
1.1 BİLİMSEL YÖNETİM ÖNCESİ (1880 ÖNCESİ)
“İşletme kavramı öncesi dönem 1880 öncesi dönemi kapsar”[2].1880
öncesi dönemde yönetim gereken kuruluşların çok az olması, kendi yönetim
anlayışlarına göre yönetilmeleri söz konusudur. Genellikle bu dönemde
köle-sahip ilişkisi, korkuya zora dayanan bir yönetim anlayışıdır. Nitekim eski
Mısır’da piramitlerin yapımında insanlar zor kullanılarak, kırbaçlanarak
çalıştırılmışlardır. Eski Mısır’da piramitlerin yapımı sırasında uygulanan
yönetim düşüncesi günümüz yönetim anlayışına iki önemli katkıda bulunmuştur.
Bunlardan birincisi, organizasyon anlayışında görülmektedir. Eski Mısır’da
yönetim kademeleri; oluşturulmuş üst kademede firavun ve çevresi, orta kademede
hür Mısır’lılar alt kademede esirlerden oluşturulmuştur. İkinci katkısı ise
piramitlerin yapımında stok ve gelir-gider kayıtlarının tutulduğu görülmüştür.
Roma’da yönetim ise; Roma’da ticaret ve askerlik
önemlidir. Askerlerin örgütlenmesi ve görev bölümlerinin yapılması sonucu
bugünkü anlamda yönetim, organizasyon ve iş bölümüne katkıları olduğu kabul
edilmiştir. Bu dönemde yönetim kavramının bugünkü anlamda olmaması o dönemdeki
toplumdaki oluşumdan da kaynaklandığı görülür. 1880 öncesi toplumlardaki yapıyı
incelediğimizde çalışanlar önce köle ve esirlerden oluşmaktaydı. Kölelik bir
bakıma iş gücüne duyulan ihtiyaçtan kaynaklanmaktaydı. Yine bu dönemde,“el
işlerinin ruhu kabalaştırdığına inanılırdı”[3].
Bu nedenle bütün el işleri kölelere yaptırılırdı. Toplumun diğer sınıfları ise
güzel sanatlar ve felsefe ile uğraşırlardı. Kölelik daha sonra yerini “serflik”
müessesesine terk etmiştir. Serf köleye göre daha fazla haklara sahipti. Serf
çalıştığı toprağın sabit kıymeti konumunda idi. Toprağa bağlı idi toprakla
alınır toprakla satılırdı. Daha sonraları loncalar teşkil edildi. Loncalar
kölelik ve serfliğin daha gelişmiş bir şeklidir. Sanayiinin hazırlığını bir
bakıma loncalar yapmıştır denilebilir. Çıraklık, kalfalık ve ustalık şeklinde
örgütlenen loncalar toplum içersinde gereken önemi görmemiş ve etkili
olamamıştır. Bu şartlar altında toplumlarda çalışanların “iletişim ve üretimde
sağladıkları günlük gelişmeleri görünce ümitlendiler ve etkili bir yönetim
ihtiyacını o zaman anladılar[4].
Adam Smith’in ekonomik alandaki fikirleri, James Watt’ın enerji kaynağını
bulması ve Fransa ihtilalini toplumlarda etkili olması sonucu bilinçli işletme
kavramının ortaya atılmasıyla birlikte yönetim ve örgüt kavramlarının bilinçli
olarak kullanılması dönemine gelindi.
1.2. BİLİMSEL YÖNETİM DÖNEMİ
1880 yılında başlayan yönetim hareketi endüstrinin
sorunlarının ortaya çıkmasını sağladığı gibi yönetim üzerine düşünen ve
uygulayıcıların çalışmalarının yoğunlaşmasına neden olmuştur. “Yönetim bilimsel
olarak 1880’li yıllarda başlamıştır. Klasik (geleneksel) yaklaşım olarak
adlandırılan bu dönemi neoklasik
(davranışsal) yönetim yaklaşımı ve modern yönetim yaklaşımı dönemleri
takip etmiştir”[5].
Aşağıda verilen şema bu dönemlere ait tarihsel sıralamayı vermektedir.
Tablo 1 Yönetimin
Tarihsel Gelişimi
1880
- 1930 Klasik ( Geleneksel ) Yaklaşım
|
Bilimsel
Yönetim Yaklaşımı
(Frederick Winslow Taylor) |
Yönetim
Süreci Yaklaşımı
(Henry Fayol) |
|
Bürokrasi
Yaklaşımı
(Max Weber) |
|
1930
- 1950 Neoklasik ( Davranışsal ) Yaklaşım
|
Hawthorne
Araştırmaları
|
X
ve Y Teorileri
|
|
C.
Argyrs Modeli
|
|
Maslow
|
|
1950
- 1970 Modern Yaklaşım
|
Sistem
yaklaşımı
|
İstisnalarla
Yönetim
|
|
Amaçlara
Göre Yönetim
|
|
Durumsallık
Yaklaşımı
|
|
Stratejik
Yönetim Yaklaşımı
|
|
1970
'den Günümüze (Post Modern Yaklaşım)
|
Toplam
Kalite Yönetimi
|
Yalın
Yönetim
|
|
Değişim
Mühendisliği
|
2. YÖNETİM
İnsanların bir arada yaşamaya başlamasıyla birlikte
yönetim kavramı ortaya çıkmıştır. İnsanların bireysel amaçlarını terk edip
ortak amaçlara yönelmeleri diğer bir ifade ile belirli bir amaca birlikte
ulaşma, başkalarına iş yaptırma, onların yardımını sağlama ile mümkündür. İşi
yaptıran (yönetici), işleri yapanlarda yönetilen olmaktadır.
“Yönetim dilinde iş yaptırana üst, işi yapana da ast adı
verilmektedir.[6]
İnsanlar doğası gereği faaliyetlerini kişisel amaçlara
yönelik olarak yürütme eğilimindedirler. Ancak grupça kabul görülmeleri kişisel
amaçlarının grubun genel amaçları ile çatışmaması gerekir. Bir gruba ait olma
insanın temel ihtiyaçlarından birisidir. İnsan grup içerisinde faaliyetlerini öylesine
planlamalıdır ki kendi amacına yaklaşırken diğer yönden grup amaçlarına da
hizmet edebilsin.
Örneğin insanların herhangi bir işte çalışmaları kendi
ihtiyaçlarını karşılamak için yani para kazanmak içindir. İnsan para kazanırken
mal ve hizmet üretmektedir. Dolayısıyla o işyerinin amacı olan insan ihtiyacını
karşılamaya da hizmet etmektedir.
“Bu durum insanlarda içgüdüler halinde olur ama, medeniyet
ilerledikçe sistemleşen ve gelişen bir yönetim kavramını ortaya çıkarmıştır.”[7]
İnsan içgüdülerinden yola çıkılarak 20.yüzyılın başında
yönetim kavramı üzerinde durulmaya başlanmıştır. İnsanlık tarihinde James
Watt’ın 1765’te buhar makinesini bulması teknolojik alanda, Adam Smith’in
1776’daki “Milletlerin Serveti” ekonomik alanda, 1789 “Fransız Devrimi” politik
alanda önemli ve belirleyici dönüm noktalarıdır. Buharın makineye uygulanması
Sanayi Devrimi olarak ta adlandırılır. Bu devrim sanayi toplumunu doğmasına
neden oldu. “Sanayi devrimini yaratan teknolojiler; üretimde, ekonomik alanda
artan ölçüde kullanılmasına ve yeni sosyal yapıların doğmasına yol açmıştır.
Oluşan yeni toplumsal yapı, kısaca Sanayi Toplumu olarak adlandırıldı.”[8]
Sanayi Devrimi aşağıdaki değişikliklere neden olmuştur:
Üretim evlerde el ile yürütülürken fabrikalarda yapılmaya
başlandı. Bunun sonucu köylerden fabrikaların olduğu kentlere akın başladı.
“Emek özgürleşti, endüstriyel hareketlilik fazlalaştı, yönetici ve
yönetilenlerin arasındaki ilişkiler değişti, yönetilenlerin örgüt içerisindeki
statüleri değişti, ihtisaslaşma önem kazandı.”
İnsanlık tarihindeki diğer önemli bir olay ise Adam
Smith’in 1776 da yayınlamış olduğu
“Milletlerin Serveti” isimli eserinde üretim faktörleri arasında müteşebbisin
yer almasıdır.
“İlkel anlayışa göre üretim faktörleri toprak ve emek
olmak üzere iki tanedir. Fizyokratlar buna tarım müteşebbisini eklerken Ticaret
ve Endüstriyi artık değer yaratmayan çalışmalar olarak nitelemiştir. Adam Smith
ise müteşebbisin varlığını kabul etmiştir.”[9]
1789 Fransız İhtilalinin insanlık tarihindeki rolü ise
şöyle açıklanabilir:
“Sanayi toplumunun temel felsefesi olan liberalizmi
yaratmış, aklın özgürleşmesi ve laikleşmesi ile bireyin özgürleşmesinde rol
oynamıştır.”[10]
1789 Fransız Devrimi ile liberal düşüncenin geri dönülmezliği kanıtlanmıştı.
Bu üç önemli olayla birlikte bilinçli bir işletme kavramı
ve buna bağlı olarak yönetim anlayışı geliştirilmiştir.
2.1. YÖNETİM KAVRAMI
Günümüze kadar ve hatta günümüzde bile üzerinde çok geniş
araştırmalar yapılmasına rağmen yönetimle ilgili alanların ortaklaşa kabul
ettikleri yönetim tanımı söz konusu değildir.
“Yönetim henüz tam anlamıyla açıklığa
kavuşturulamamıştır.”[11]
Önceleri doğuştan yetenekli ve insanları yönetenlerin
uyguladığı bir tür Sanat olarak görülen yönetim kavramı bu yönünü bir süre
korumuştur. “Sanatların en eskisi, bilimlerin en yenisi.”[12]
Sanayi Devrimi ile birlikte ortaya çıkan teknolojik
gelişme sonucu insanı bir makine gibi gören ekol yönetime mekanik bir proses
olarak bakmaya başlamıştır. Bu görüş açısı kantitatif tekniklerin bulunması ve yaygın bir biçimde kullanılmasını
savunmuştur. Birinci Dünya Harbinden bu yana ise insan ilişkileri ve
davranışlar üzerinde çalışmalar önem kazanmıştır.
“Böylece yönetimin sanat yönü üzerinde durulmuş ve
bilimsel hale getirilmiştir.”[13]
Bunun nedeni de yönetimle ilgili bilgilerin XX nci yüzyılda kullanılmasıdır.
“XX nci yüzyılda yönetim ve örgütlerle ilgili sistematik bilgi birikiminin
gerçekleşmeye başlaması ile yöneticilik, hekimlik, mühendislik ve avukatlık
gibi meslekler bir sanat haline gelmiştir.”[14]
Yönetim tanımının değişik yapılmasında üç önemli unsur rol
oynar. Birinci unsur, tanımı yapan kişinin yönetim kavramına yaklaşımı.
İkincisi unsur, örgütlerin amaçlarının birbirinden farklı olmasıdır. Üçüncü
unsur ise, iletişim ve bilgi işleme teknolojilerindeki gelişmeler ile
küreselleşme olayıdır.[15]
Yönetim yaklaşımları yönetim grubunun yönetime bakışını
ifade eder. İleride de açıklanacağı üzere Harold Koontz’un yaklaşımları
şunlardır:[16]
-
Yönetim süreci yaklaşımı
-
Deneysel yaklaşım
-
Kişiler arası ilişkiler yaklaşımı
-
Grup davranışı yaklaşımı
-
Sosyo-teknik sistemler yaklaşımı
-
Karşılaştırmalı sosyal sistem yaklaşımı
-
Karar teorisi yaklaşımı
-
Sistem yaklaşımı
-
Matematiksel yaklaşım
-
Durumsallık yaklaşımı
-
Yönetsel roller yaklaşımı
İkinci farklılık ise; yönetilen örgütlerin amaçlarının
birbirlerinden farklı olması.
Yönetim tanımlarını farklı kılan bu üç unsura rağmen
üzerinde görüş birliğine varılan tanım “Başkaları vasıtasıyla iş görmektir.”[17]
Diğer bir tanım ise; Yönetim; insanların işbirliğini
sağlayarak eldeki kaynaklarla amacı gerçekleştirme faaliyetidir.
Her iki tanım dikkatle incelendiğinde yönetim;
-
Başkaları ile birlikte çalışmayı gerektirir
-
Gerçekleştirilecek bir amacın olması
-
Kıt kaynaklardan maksimum yararlanmak
-
Değişen , dinamik ortamda faaliyette bulunmak
-
Verimlilik ve etkinliği sağlamak.
Yönetim ile ilgili geniş bir tanım verecek olursak:
Yönetim; bir örgütün elindeki kaynaklarla daha önceden belirlenmiş amaçlarına
ulaşacak şekilde faaliyetlerinin planlanması, yürütülmesi ve kontrol edilmesini
kapsayan sosyal bir faaliyettir.
2.2. ÖRGÜTLERDEKİ FAALİYETLERİN
DOĞASI, SINIFLANDIRILMASI VE YÖNETİM SÜRECİ
Endüstriyel örgütlerdeki faaliyetleri incelediğimizde bir
çok faaliyetin yerine getirildiğini görmekteyiz. Bu faaliyetlerin bazılarının
iç içe olduğunu ve birbirleriyle ilişkili olduğunu görürüz. Bu faaliyetler bir
sınıflamaya tabi tutulacak olursa “organizasyonel faaliyetler” ve “yönetsel
faaliyetler” olduğu görülür.
2.2.1. Organizasyonel Faaliyetler
Organizasyonel faaliyetlerden birbiriyle ilgili faaliyetlerin
bir araya getirilmesi anlaşılır. Örneğin Endüstriyel Örgütteki teknik
faaliyetler adı altında, üretim, üretim mühendisliği, tamir bakım onarım,
kalite kontrol ve araştırma geliştirme faaliyetleri.
Tipik bir endüstriyel kuruluşta faaliyetleri aşağıdaki şekilde
sınıflayabiliriz:
1.
Teknik çalışmalar
2.
Ticari çalışmalar
3.
Finansman çalışmaları
4.
Muhasebe çalışmaları
5.
Personel çalışmaları
Bütün bu faaliyetlerin etkili ve verimli bir şekilde
yönetilmesi gerekir. Bu faaliyetlerin kendi aralarında ve kendi içlerinde uyumlu
olmaları gerekir. Diğer bir ifade ile bu faaliyetler örgütün ana hedefini
gerçekleştirecek, optimum çalışma şeklinin bulunmasını gerektirir.
2.2.2. Yönetsel Faaliyetler
Yönetsel faaliyetler ana hatlarıyla 5 grupta toplanır.
-
Planlama
-
Örgütleme
-
Yürütme
-
Koordinasyon
-
Denetim / Kontrol
Her yönetici bu faaliyetleri yerine getirmek zorundadır.
Yönetsel faaliyetler yönetim sürecinin evrelerini
oluşturur. Süreç; “Durumdan duruma veya aşamadan aşamaya geçerek belirli bir
sona doğru akış”[18]
olarak tanımlanır.
Yönetsel faaliyetler belirli aşamalara göre yerine
getirilir. Bunun amacı organizasyonda etkinlik ve verimliliği arttırmaktır.
“Rasyonel olmayan hiçbir faaliyet işletmeciliğin konusu olamaz.”[19]
Bu açıklamalardan sonra yönetim “önceden belirlenmiş
amaçlara ulaşabilmek için mevcut kaynakların planlanması,
örgütleme/organizasyon, yürütme ve denetim fonksiyonlarıyla koordinasyonun
sağlanması” şeklinde tanımlanabilir.[20]
Rasyonellik; en az girdi ile en çok çıktı elde etme diğer
bir ifade ile girdi minimizasyonudur
Etkinlik; amaca ulaşma derecesidir.
Etkinlik = Erişilen Durum x
100
Amaç
Amacın ne oranda gerçekleştirildiğinin belirlenmesinde
kullanılır. Bir organizasyonda 2 tür etkinlikten söz etmek mümkündür: Yönetsel
Etkinlik ve Örgütsel Etkinlik
Yönetsel etkinlik; yöneticinin davranışları sonucunda
ortaya çıkan bir kavramdır. Örgütsel etkinlik ise daha iyi örgütlenme ve
yönetim tekniklerini kullanmak suretiyle daha yüksek performansa ulaşmaktır.
Diğer bir tanım ise; “işletmenin içinde bulunduğu şartlara uyum sağlayabilmesi
ile diğer örgütlerle işbirliği, aktiflerin karlı bir şekilde kullanılması ve
işletmenin çevresi üzerindeki etkisi gibi davranışlara yönelik ekonomik ve
finansal kriterler içeren daha geniş bir kavramdır.[21]
Örgütlerin diğer örgütlere karşı üstünlük sağlayabilmeleri kendilerine uygun
amaç belirlemeleri ile mümkündür. Ackoff’un belirttiği gibi “Tüm örgütler
mevcut durumda erişilmez gibi görünen amaçları benimsemeli, onlara ulaşmaya
çalışmalıdırlar.”[22]
Verimlilik; “Çıktının girdiye oranı olup, kaynakların ne
ölçüde kullanıldığına ilişkin bir ölçüdür.”[23]
Çıktı
Verimlilik =
Girdi
Bir örgütün çıktıları mal ve hizmettir. Girdileri ise;
örgütün elindeki kaynaklardır.
Mal üreten bir örgütün kaynaklarını aşağıdaki gibi
sıralayabiliriz:
-
Arazi ve Binalar; Örgütün çalışmaları için gerekli bina
ve diğer tesisatın kurulacağı uygun yerdeki arazi ve bu arazi üzerine kurulan
binalar.
-
Makineler; Örgütün faaliyetini sürdürebilmesi için
gerekli makine, tesisat, araç, büro eşyaları ve büro makineleri.
-
Malzeme; Örgütün ürettiği ürünün meydana gelmesinde
kullandığı hammadde, malzeme, yakıt.
-
İnsan gücü; “Bir hizmeti yada bir işlemi uygulamak,
planlamak ve denetlemek, yazışmaları yapmak, araştırmalarda bulunmak, alım
satım işlerine bakmak için erkek ve kadın personel.”[24]
Bu kaynakların bileşiminin kullanılması örgütün
verimliliğini ortaya koyar.
Verimlilik ve etkinlik kavramları günümüzde eşanlamlı
kullanılmaktadır. Gerçekte her iki kavram birbirinden farklıdır. Bu farklılığı
Peter F. Drucker şöyle ifade etmektedir; “Verimlilik işi doğru yapmak, etkinlik
ise doğru işi iyi yapmaktır.”[25]
2.3.YÖNETİM
SÜRECİNİN ÖZELLİKLERİ
Günümüzde ayrı bir bilim dalı olarak ortaya çıkan yönetim
faaliyetlerinin kendine özgü ve belirgin özellikleri vardır. Yönetim süreci
olarak adlandırdığımız yönetsel faaliyetler şu temel özelliklere sahiptir:
2.3.1. Yönetim Amaca Yönelik Bir Faaliyettir
Belli bir amaç olmadan yönetim olmaz. İşletme yönetimi
açısından amaç; “İşletmenin hangi yöne gideceğini gösteren, işletmenin ulaşmak
ve gerçekleştirmek istediği sonuçlardır.”[26]
Amaçlar geleceğe yönelik faaliyetlerin yönlendirilmesine yardımcı olur.
Stratejiler, planlar, çeşitli öncelikler kaynakların dağılımındaki temeller
amaçlara göre belirlenir. İşletmelerin özel amaçları farklı olmasına rağmen,
temel amaçları ortaktır. Bunlar:
-
Kar elde etmek
-
Satış geliri sağlama
-
Sosyal sorumluluk
-
Varlığını sürdürme ve büyüme
Peter Drucker’e göre “işletme amacının sadece bir geçerli
tanımı vardır. Müşteri yaratmak.”[27]
Yukarıda belirlenen amaçlar en uygun şekilde yönetim
tarafından koordine edilerek herkesin belirli ölçüde tatmini sağlanmalıdır.
2.3.2. Yönetim Bir Grup Faaliyetidir
Yönetim sürecinin uygulanabilmesi için birden fazla
insanın olması gerekir. Diğer bir ifade ile yönetimde gruba ihtiyaç vardır.
Yönetim sürecinin gerçekleşebilmesi için yöneten ve yönetilenin meydana
getirdiği grup söz konusudur. İnsan yalnız başına ihtiyacını karşılayabilir,
amaçlarını gerçekleştirebilir, bunun için girişmiş olduğu faaliyetler ekonomik
faaliyetler olarak adlandırılır. Dolayısıyla bu faaliyetler yönetsel faaliyet
olarak adlandırılamaz. Örneğin; Robenson Cruose adada tek başına yaşamını sürdürebilmek
için ekonomik faaliyetler içerisinde olmuştur. Ancak ada yerlilerinden Cuma ile
karşılaşması sonucu birlikte hareket ve iletişim içerisine girerek yönetsel
faaliyetlerde bulunmuşlardır. “Cuma ile işbirliği yaptıkları andan itibaren
aralarında oluşan sosyal ilişkiler sayesinde yönetim süreci doğmuş
bulunmaktadır.”[28]
2.3.3. Yönetim Faaliyetinin Beşeri Özelliği Vardır
Yönetim beşeri bir faaliyettir. Yönetim faaliyeti
insanlarla ilgilidir. Yönetim faaliyetinin gerçekleşmesinde temel unsur
insandır. Yöneten ve yönetilen insandır. Yerine getirilen faaliyette tarafların
diğer bir ifade ile yöneten ve yönetilen insan değilse bu faaliyet yönetime
konu olamaz. Yönetimde insanın motive edilmesi ve amaca sevk edilmesi söz
konusudur.
“Yönetilen bir araç ise “sürme”, hayvan ise “gütme” olgusu
söz konusudur.”[29]
Diğer bir ifade ile insanlar yönetilir, araçlar sürülür, hayvanlar ise güdülür.
2.3.4. Yönetim Bir İşbölümü ve Uzmanlaşma Faaliyetidir
İşletmeler önceden belirlenmiş amaç veya amaçların
gerçekleştirilmesi için kurulmuş sosyal organizasyonlardır. İşletmelerin
sermayesi beşeri ve maddi sermaye olmak üzere iki ana gruptan oluşur. Beşeri
sermaye çalışanlardan, maddi sermaye ise para ve paranın satın aldığı
maddelerden oluşur.
İşbölümünün temelinde insanların farklı oluşumu yatar.
İşbölümünde her birey belirli bir iş yapar. İşbölümüyle ifade edilmek istenilen
şey; insanların bilgi ve kabiliyetleri doğrultusunda işlerin dağıtılmasıdır.
Amacı ise işletme içinde işin yapılmasında karışıklığın ortadan
kaldırılmasıdır. “İşbölümü, işlerin, kişilerin yeteneklerine, bilgilerine ve
tecrübelerine göre dağıtılması olarak tanımlanabilir.”[30]
İşbölümü işletmede verimliliğin ve etkinliğin artmasına
yardımcı olur.
İnsanlar eğitimi ve kabiliyetleri ile orantılı işlerde
çalışırlarsa verimli olurlar. İşbölümü beraberinde uzmanlaşmayı getirir.
İşbölümü sayesinde o işi yapan kimse işinde uzmanlaşır. Uzmanlaşma sayesinde
verimlilik artar. Verimliliğin artması masrafların azalmasına neden olur.
Masraflar azalınca da karlılık yükselir. Uzmanlaşma belirlenen hedeflere
minimum masrafla ulaşılmasına olanak sağlar.
2.3.5. Yönetim Bir Koordinasyon ve Haberleşme Sürecidir
Bir işletmede çalışanlar işbirliği nedeniyle yaptıkları
faaliyetler hakkında rapor verme zorunluluğundadırlar. İşbirliği içerisinde
olan bireyler birbirleriyle sürtüşmeden çalışma olanağını elde ederler.
Birbirleriyle sürtüşmemeleri için koordinasyon sisteminin kurulması gerekir.
Böylece yönetim koordinasyon sayesinde yürütülen faaliyetlerin belirlenen amaca
uygunluğunu ve bu faaliyetlerin istenilen şekilde yürütülüp yürütülmediğini
denetler. İyi bir haberleşme koordinasyon için şarttır. Bireyler arasında
koordinasyonun sağlanması her zaman mümkün olamaz. Bunun en önemli nedeni ise
bireylerin fikir, duygu ve amaçlarının birbirlerinden farklı olmasıdır. İyi bir
koordinasyon işletmede işlerin uyum içinde yerine getirilmesine yardımcı olur.
İyi bir koordinasyon ancak çalışanların çoğunun katılımıyla sağlanır. Yönetim
yetkisini kullanarak koordinasyonu zorla sağlayabilir. Ancak bugünkü yönetim
anlayışında zorlamaya yönetimler yer vermemektedirler.
2.3.6. Yönetim Bir Yetki ve Otorite Faaliyetidir
Yetki, emir verme hakkı ve karşılığında itaat sağlama
gücüdür. “Yetki hukuksal açıdan bakıldığında emir – komuta yetkisi ve gücünü
ifade eder.”[31]
Otorite ise; “Bir grup insanın belirli bir konu üzerinde
anlaşıp harekete geçmeleri, astlara aldıkları kararları, programları kabul
ettirmeleridir.”[32]
Yönetimin en büyük özelliği karşılıklı bağlılıktır. Bir
işletmede iş yapanlar ve iş yaptıranlar diye adlandırılan iki grup çalışan
vardır. İş yaptıranların yaptırım gücü yetkidir.
“Yetki, kişiye örgüt tarafından verilen karar verme ve
başkalarının davranışlarını belirleme hakkıdır.”[33]
Yetki, kişiye işgal ettiği mevkii için verilmiştir. Yetki
kişinin değil o mevkiinindir. Bu nedenle yetki devredilemez. Yetkiyle birlikte
sorumluluk da verilir. Sorumluluk, makam nedeniyle kullanılan yetki bakımından
hesap verme durumudur. Diğer bir ifade ile sorumluluk kendisine görev verilen
kişinin bu görevi yapma zorunluluğudur. Sorumluluk ast-üst ilişkisinden
kaynaklanır. Şayet yetki ve sorumluluk olmasaydı yönetenle yönetilen arasında
bazı konularda anlaşmazlıklar çıkabilirdi. Yetki, her çalışan bireye verilemez.
Yetki, bireylerin kendi istekleriyle koordine olamamalarından dolayı
kullanılmaktadır. Yönetim kademeleri yükseldikçe yetki ve sorumluluk artar.
2.3.7. Yönetim Rasyonel Bir Faaliyettir
Yönetim sürecinin temel amacı işletmede etkinlik ve
verimliliği arttırmaktır. Etkinlik ve verimliliğin arttırılması ile rasyonellik
sağlanır.
Rasyonellik; en az girdi ile en fazla çıktı elde etmektir.
Çağdaş Yönetim düşüncesinde; etkinlik, verimlilik ve rasyonellik esastır.
Rasyonel, etkin ve verimli olmayan hiçbir faaliyet işletmeciliğin konusu
olamaz.
İnsan ihtiyaçlarının sınırsız olması, bunları karşılayacak
kaynakların sınırlı olması rasyonellik ilkesinin oluşmasının temel nedenidir.
Kaynakların sınırlı olması sonucu yönetim bu kaynaklardan maksimum yararlanmayı
hedefler. Bu da verimli iş yapılması ve amaca uygun şekilde hareket edilmesini
gerektirir.
Günümüz yönetim anlayışının en belirgin özelliği,
yönetimde belirli tekniklerin ve metotların kullanılmasıdır. Böylece verimli ve
etkin çalışma özelliği de kendiliğinden ortaya konmuş olur. Yönetim kullanacağı
yönetim teknik ya da metotlarının hepsinin neler olduğunu, nasıl kullanılması
gerektiğini, araştırır, inceler, analiz eder ve sonra verimlilik açısından
senteze tabi tutar.
Yönetim sürecinin her safhasında değişik teknikler
kullanılır. Bunlar:
-
Bilgi toplama, araştırma, analiz ve tahmin teknikleri
-
Ölçme ve karşılaştırma teknikleri
-
Planlama teknikleri
-
Motivasyon teknikleri
-
Kontrol teknikleri
-
Organizasyon teknikleri
-
İletişim teknikleri
-
Koordinasyon teknikleridir.
2.3.8. Yönetim Evrensel Özelliğe Sahiptir
Bütün işletmeler insan ihtiyaçlarına cevap vermek üzere
kurulmuş organizasyonlardır. Bütün organize olmuş faaliyetler yönetimi
gerektirir. Günümüzde globalleşme sürecinde bütün işletmeler birbirleriyle
ilişki içerisine girmişlerdir. Bu nedenle yönetimin önemi daha da artmıştır. Dünyanın
neresinde olursa olsun işletmelerin kuruluş amacı sınırlı kaynaklarla amaca
ulaşmaktır. Yönetim bu sınırlı kaynaklarla amaca ulaşmada verimlilik ve
etkinliği sağlar. Dünyanın her yerinde bu faaliyetler vardır. Bu nedenle
yönetim evrenseldir.
2.3.9. Yönetim Basamaksal (Hiyerarşik) Özelliğe Sahiptir.
Bir işletmede değişik amaçlara sahip çalışanlar ve değişik
faaliyetlerin yürütüldüğü bölümler vardır. Değişik amaçlara sahip çalışanlar
ile değişik faaliyetlerin bütünleşmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması
gerekir. Bir işletmede en alt düzeyde çalışanlarla en üst düzeyde görev
yapanların hiyerarşik bir düzen içerisinde olması gerekir. Her hiyerarşik
kademenin yetki ve sorumlulukları farklı olacaktır. Ayrıca her kademedeki
yöneticinin yetki ve sorumluluklarının açık ve seçik bir şekilde ortaya konması
gerekir. Bir işletmede çalışanlar aynı kademede düşünülürse kargaşa söz konusu
olur.
2.3.10. Yönetim Bir Karar Alma Sürecidir
İşletmenin her yönetim kademesinde bulunan yöneticilerin
işletme amaçlarının gerçekleştirilebilmesi için sürekli karar almaları gerekir.
Karar alma mevcut alternatifler içinden en uygun olanının seçilmesidir.
Yöneticiler işletmenin çok değişken bir çevrede faaliyet gösterdiğini dikkate
alarak karar verme tekniklerinden de yararlanarak işletmenin başarısı için en
uygun kararı vermek durumundadırlar.
2.4. YÖNETİM TEKNİKLERİ
Günümüz işletmeleri çok fazla değişime tabi olan bir
çevrede faaliyet göstermektedirler. Bu değişimleri yakından izleyen ve geleceği
belirleyebilen yöneticilerin görev aldığı işletmeler değişimleri
izleyemeyenlere göre daha başarılı olmaktadırlar. “Günümüzde çağdaş bir
yönetici modern yönetim tekniklerini bilmeli, bunların ne zaman, nasıl hangi
şartlarda ve kimlere uygulanabileceğini kestirebilmelidir”[34]
Yönetim faaliyetinin en önemli özelliklerinden birisi de
belirli teknik ve yöntemlere yer vermesidir. Bu sayede verimli ve etkin çalışma
gerçekleşmiş olur. Yönetim teknikleri sayesinde işlerin nasıl yapıldığını
araştırma, inceleme, analiz etme ve sonuçta verim optimizasyonu açısından
senteze ulaşma mümkün olur. Yönetim sürecinin her aşamasında değişik teknikler
kullanılır.
2.4.1. Yönetim Tekniklerinin Tanımı ve Önemi
Yöneticiler yönettikleri sistemin başarısı için birçok
teknikten yararlanırlar. “Bu teknikler özellikle karar alma, verimlilik ve
etkinliğin geliştirilmesi yanında yönetim fonksiyonları içinde temel fonksiyon
olan planlama ve denetimde kullanılan sistematik ve analitik metotlardır”[35]
Dictionnaire Larousse göre; “Teknik, bir sanat, meslek
veya sanayi dalında kullanılan yöntem ve yordamların tümü ve / veya bilimsel
bilgilere dayanan ve üretime yönelik yöntemlerin tümü”[36],
şeklinde tanımlanmaktadır. Yönetim ise en genel tanımıyla bir amacın
gerçekleştirilmesi için başkalarıyla iş yapmaktır.
Bu açıklamalardan sonra yönetim teknikleri kavramını,
yönetsel faaliyetlerde yararlanılan yöntemlerin bütünü olarak tanımlamak
mümkündür. Yönetim teknikleri yönetim faaliyetleri yanında yönetim
fonksiyonlarının yerine getirilmesinde de başarı ile kullanılabilir. Örneğin,
planlama fonksiyonunun yerine getirilmesinde çeşitli planlama tekniklerinden
yaralanılabilir.
Yönetim teknikleri, tek tek kullanılabileceği gibi
birlikte de kullanılabilir. Yönetim tekniklerinin başarısı kişisel beceriyle
orantılıdır. Ortaya konulan performansın kalitesi beceri olarak ifade edilir.
Yöneticilerde yönetim fonksiyonlarını yerine getirirken, teknik beceri,
analitik beceri ve sosyal becerilerden yararlanırlar. yönetsel faaliyetlerde
yararlanılan yöntemlerin bütünü olarak tanımlanabilir. Yönetim teknikleri,
yönetim faaliyetleri yanında yönetim fonksiyonlarının yerine getirilmesinde de
başarı ile kullanılabilir. Katz yöneticilerin dört tür beceriyi kullandığını
ifade etmektedir. Bunlar;[37]
-
Teknik Beceri: Verilen
görevi yerine getirmek için etkin olan uzmanlık becerisi.
-
İnsancıl Beceri: Diğer insanlarla ilişki kurabilmek için gereken sosyal ve beşeri
ilişkili beceri.
-
Kavramsal Beceri: Sistematik ve bütünsel değerlendirebilme becerisi.
-
Yönetsel Beceri: İlgi ve sorumluluk alanındaki faaliyetleri düzenleyebilme becerisi.
Bu beceriler eğitim ve deneyim ile gelişir. Başarısı
kişisel yeteneğe bağlı olan koordine etme, haberleşme gibi faaliyetlerde
yönetim tekniklerinden ziyade kişisel beceri ön plana çıkar. Diğer bir ifade
ile yönetim teknikleri tecrübe ve kişisel yeteneklerle desteklenirse daha
başarılı olarak uygulanır.
Yönetim tekniklerinin çoğu süreçlerden oluşur. Süreç
birbirini izleyen faaliyetler bütünüdür. Her sürecin girdileri ve çıktıları
vardır. Ayrıca süreçlerin bazılarının alt süreçleri vardır. Yönetim
tekniklerinden sürece sahip olan tekniklerin başarısı da sürecin uygulanmasına
bağlıdır.
Yönetim tekniklerinin uygulanmasının temel amacı işletme
problemlerinin çözümüne analitik ve objektif yaklaşım getirmektir. Diğer yandan
yönetim teknikleri belirlenen hedefin daha rasyonel, hızlı, verimli ve etkili
gerçekleştirilmesine yardımcı olur.
Günümüzde teknolojik gelişmelerdeki hızlanma bilgi
teknolojilerinin önem kazanması, sınırların ortadan kalkması, globalleşme ve
insan haklarına olan saygının artması işletme faaliyetlerini genişletmiş ve
karmaşıklaştırmıştır. Bu yüzden yöneticilerin bilgi kullanımı yanında işletme
yönetim tekniklerinin kullanımı da önem kazanmıştır. “Yöneticilerin
karşılaştıkları karmaşık sorunların çözümlenmesinde kullanılmak üzere bir takım
kantitatif yönetim teknikleri geliştirerek özellikle planlama ve denetim
faaliyetlerinde bunlardan yararlanma yoluna gidilmiştir”[38].
Diğer yandan yöneticiler rasyonel ve objektif kararlar alma durumundadır.
Kararların objektif ve rasyonel olarak alınabilmesi yönetim tekniklerinin
uygulanması ile mümkündür. İşletmelerin dinamik bir yapıya sahip olmaları,
dinamik çevrede faaliyette bulunmaları esneklik ve dinamizm gerektirir. Bu
sebepten yöneticiler yönetimi kolaylaştıran her türlü teknikten yararlanmak
gereğini duyarlar.
Yönetim tekniklerinin işletmelerde uygulanması
yöneticilerin analitik ve teknik becerilerinin artmasına objektif olmalarına
yardımcı olur.
Yönetim tekniklerinin kullanımı işletmelerin departmanlar
arası işbirliği ve koordinasyonun gelişmesine yardımcı olur. Yönetim teknikleri
departmanlar arası bilgi alış verişini ve haberleşmeyi gerekli kılar. Yönetim
teknikleriyle karmaşık ve güç hesapların yapılması mümkündür. Teknolojiler
geliştikçe buna bağlı olarak yönetim teknikleri de gelişecektir. Yönetim
tekniklerini uygulayan yöneticiler daha etkili karar verecekleri gibi daha
etkili ve verimli çalışma olanağını elde ederler.
2.4.2. Yönetim Tekniklerinin Özellikleri
Bütün yönetim teknikleri sistemsel, çözümsel, nesnel ve
niceldir. Bu dört özelliğin yanında yönetim teknikleri objektif olmaya
çalışırlar. En azından karar almada öznelliğin miktarını en aza indirmeye
çalışır. Bu özellikler aşağıda açıklanmaya çalışılmıştır.
2.4.2.1. Yönetim Teknikleri Sistemsel Özelliğe Sahiptirler
Bir faaliyetin usulüne ve kuralına göre yerine getirilmesi
onun sistemsel özelliğe sahip olduğunu gösterir. Yönetim tekniklerinin
sistemsel özeliğe sahip olduğunun diğer bir kanıtı ise yöneticiler olayları ve
problemleri sistemsel olarak ele alıp sistem yaklaşımına göre çözümlemek
durumundadırlar.
2.4.2.2. Yönetim Teknikleri Analitiktirler
Yöneticiler çözümlemek durumunda oldukları problemler için
yeterince bilgiye sahip olmalıdırlar. İster işletme içinden, ister işletme
dışından sağlansın bu bilgiler işletmelerin sahip oldukları yönetim bilgi
sistemleriyle kullanılabilir hale getirilir. Genellikle bilgi olarak gözlemler,
varsayımlar ile istatistiksel metotlarla elde edilen tahminler kullanılır.
Yönetim teknikleri iki nedenle analitiktir. Birincisi, yöneticilerin analitik düşünme
zorunluluğunda olmasıdır. Analitik düşünme; “Olayları matematiksel açıdan
analiz ve sentez edebilme olarak ifade edilebilir”[39]
Analitik düşünce ile mevcut veriler kullanılarak problemin çözümlenmesine
olanak sağlanır. Yöneticiler başında bulundukları örgütün başarısı için,
karşılaştıkları problemlerin çözümünde, olayları değerlemede analitik düşünmek
zorundadırlar. “Bireylerin ve işletmelerin yaşamlarında başarılı olabilmeleri
analitik düşünmeye sahip olmalarına bağlıdır”[40]
Yönetim tekniklerinin analitik olmasının İkinci nedeni
ise, işletmelerin sistem kuramına göre sosyo – teknik yapıya sahip olmasıdır.
Bu tür yapıya sahip işletmelerin yöneticilerinin karşılaştıkları problemler ve
değerlemelerde komplikedir. Komplike durumların aşılması sistemsel ve analitik
olarak ele alınmasını gerektirir. Eldeki bilgiler karmaşık olabilir, analitik
yaklaşımla bu bilgiler mantıksal olarak ele alınarak sıralanır. Böylece
bilgiler kullanılır hale getirilir. Bu da karar almayı kolaylaştırır.
2.4.2.3.Yönetim
Teknikleri Kantitatifdir (Niceldir)
Kantitatif yaklaşımlar işletme yöneticilerinin yönetim
fonksiyonunu yerine getirirken matematiksel ve istatistiksel modeller kurmak ve
model üzerinde işlem yapmayı kapsar. “Model, gerçek sistemlerin idealize edilmiş
bir temsilidir. İşletme yöneticileri olayları modeller üzerinde inceler elde
ettiği sonuçları gerçek sisteme uygular”[41]
Model kurulmasının nedenleri ise;
-
Zamandan tasarruf sağlamak,
-
Olayın model yardımıyla anlaşılır olmasını sağlamak,
-
Hatalarını anında görüp düzeltme.
Yöneticiler asırlar boyunca sayılara dayanarak yönetim
fonksiyonunu yerine getirmişlerdir. Yönetim tekniklerinde kantitatif
analizlerden yaralanılmak suretiyle daha iyi ve daha etkin faaliyet
gerçekleştirilebilir. Özellikle yönetim fonksiyonlarında planlama, organize
etme, yöneltme, koordinasyon ve kontrolde kantitatif tekniklerden
yararlanılmaktadır.
Fazla değişimlerin olduğu çevrede karar alma ve uygulama
oldukça zordur. Yönetim tekniklerinin kantitatif özelliği nedeniyle bu zorluk
ortadan kaldırılabilir.
2.4.2.4.Yönetim
Teknikleri Objektiftir (Nesneldir)
Yönetim tekniklerinin objektif esaslara dayandırılması
esastır. Tekniklerin uygulanmasında bu esaslara uyulması gerekir.
En genel anlamıyla nesnellik; “Gerçeğe uygun olan,
olayları doğrulukla betimleyen şeyin niteliğidir”[42]
Yönetim tekniklerinin bu özelliğinden hareketle olayları sistemsel olarak
analiz ederek analizleri ölçümleştirerek daha objektif olmalarına yardımcı
olur.
2.4.3. Yönetim Tekniklerinin Sınıflandırılması
Yönetim teknikleri değişik kriterler dikkate alınarak
tasnif edilebilir.
2.4.3.1. Uygulandığı Yönetim
Kademesine Göre Yönetim Teknikleri
Bu kriter dikkate alınarak yönetim teknikleri üç grupta
toplanabilir.
2.4.3.1.1. Tepe Yönetim Kademesince
Kullanılan Yönetim Teknikleri
Bu teknikler işletmenin tümünü ilgilendiren olaylar ve
çevre ile ilişkilerle ilgili konuların çözümlenmesinde belirlenmesinde
uygulanan tekniklerdir. Örneğin, genel politikaların belirlenmesi, stratejik
kararların alınması. Burada üzerinde durulması gereken husus tekniğin komplike
olup olmamasından ziyade tekniğin sonuçlarının işletmenini bütününü
ilgilendirip ilgilendirmediğidir. Her yönetim kademesinin başındaki yönetici
karar alma durumundadır. Kararın riskli ve kapsamlı olması halinde bu karar
tepe yönetimince alınır ve stratejik karar diye adlandırılır. Alt kademe
yöneticisi de karar almak durumundadır. Fakat almış olduğu karar rutin günlük
işlerle ilgili kararlardır.Bu kararlar taktik kararlar olarak isimlendirilir.
Yöneticiler stratejik karar almada farklı, taktik kararlar almak için farklı
teknikler kullanacaktır.
2.4.3.1.2. Orta Yönetim
Kademesince Kullanılan Yönetim Teknikleri:
Yönetim tekniklerini en çok kullanan yöneticiler
genellikle orta yönetim kademesinde görev yapanlardır. Tepe yönetim planlar,
hedef belirler, bu planların ve hedefin gerçekleştirilmesi orta yönetim
kademesince gerçekleştirilir. Örneğin, tüm planlama teknikleri, Pazar araştırma
teknikleri v.b.
2.4.3.1.3. Alt Yönetim Kademesince
Kullanılan Yönetim Teknikleri
Alt yönetim kademesince kullanılan yönetim teknikleri
fazla komplike olmayan, ölçme ve karşılaştırma yapabilmek, standartlara uygunluğun belirlenmesi için kullanılan
tekniklerdir. Örneğin ürünün kalite standartlarına uygunluğunun tespiti için
elle, gözle, aletle kontrollerin yapılabilmesi için gerekli tekniklerin
kullanılması v.b.
2.4.3.2. Sonuçları Kalitatif ve
Kantitatif Olarak Ortaya Koyan Yönetim Teknikleri
Bu ayrım kapsamında yönetim teknikleri iki başlık altında
incelenebilir.
2.4.3.2.1. Sonuçları Kalitatif Olarak Ortaya Koyan Teknikler
Daha önceki açıklamalarımızda yönetim tekniklerinin
kantitatif özelliğe sahip olduğunu belirtmiştik. Yönetimde bazı olayların
sonuçlarını kantitatif olarak açıklamak yeterli olmayabilir. Bu durumda
sonuçlar iyi kötü, uygun – uygun değil şeklindeki ifadelerle açıklanabilir.
2.4.3.2.2. Sonuçları Kantitatif Olarak Ortaya Koyan Teknikler
Yönetimde kullanılan tekniklerde sonuçları sayısal olarak
açılayabiliyorsak bu teknikler kantitatif teknikler olarak ifade edilebilir.
2.4.3.3. Departmanlara Göre Yönetim Teknikleri
Bu tasnifte işletmedeki çeşitli işler ihtisas konularına
göre, fonksiyonel faaliyetler dikkate alınarak gruplandırılır. Örneğin;
pazarlama işleri gruplandırılarak pazarlama departmanı oluşturulur. Her
fonksiyonel departmanın kendine özgü yönetim teknikleri uygulaması gerekir. Bu
açıdan yönetim teknikleri departman özelliklerine göre değişir.
2.4.3.3.1. Pazarlama Faaliyeti İle İlgili Yönetim Teknikleri
Pazarlama departmanının uyguladığı pazarlama
araştırmaları, ürün analizleri, tüketici analizleri ve benzer faaliyetler için
uyguladığı tekniklerdir.
2.4.3.3.2. Üretim Faaliyeti İle İlgili Yönetim Teknikleri
Özellikle üretim departmanının uyguladığı tekniklerdir.
Örneğin; bilgisayar destekli üretim teknikleri, üretim sonuçlarının
değerlendirilmesinde kullanılan kalite kontrol teknikleri.
2.4.3.3.3. İnsan Kaynakları Departmanının Uyguladığı Teknikler
İnsan kaynakları departmanının, personel seçme,
yerleştirme, harekete geçirme, değerleme için kullandığı tekniklerdir.
2.4.3.3.4. Finans Departmanının Uyguladığı Teknikler
Mali işler departmanında uygulanan teknikleri kapsar.
Örneğin; fon akım analizi, proje değerleme için kullandığı tekniklerdir.
2.4.3.3.5. Araştırma –
Geliştirme Departmanınca Uygulanan Teknikler
Gerek süreçlerin yenilenmesi gerekse yeni ürünler
yaratılması için uygulanan tekniklerdir.
2.4.3.4. Genel ve Özel Amaçlı Yönetim Teknikleri
Yönetim teknikleri işletmenin bütünün ilgilendiriyorsa bu
teknikler genel amaçlı teknikler, sadece belirli bir amaç için uygulanıyorsa bu
teknikler özel amaçlı teknikler olarak ifade edilir.
2.4.3.5. Yönetim Fonksiyonuna Göre Yönetim Teknikleri
Yönetim birbirini izleyen değişik fonksiyonlardan oluşur.
Planlama, organizasyon, yöneltme, koordinasyon ve kontrol fonksiyonlarının
yerine getirilmesinde her fonksiyon için farklı teknikler uygulanır. Örneğin;
planlamada kullanılan CPM, PERT gibi teknikler.
2.4.3.6. Kurulan Modele Göre Yönetim Teknikleri
Modeler; uyuşum, benzeşim ve sembolik (matematik) modeller
olmak üzere üç başlık altında toplanabilir[43].
2.4.3.6.1. Uyuşum Modeli
Bu tür modeller temsil ettikleri durumun fiziksel
özelliklerini kapsar. Diğer bir ifade ile durum fiziksel olarak küçültülerek
diğer özellikleri değiştirilmeden kurulan modellerdir. “Fizik, bir büyüklüğün
belirli bir ölçekle temsilidir”[44].
Örneğin; fabrika maketi, çocuk oyuncakları v.b.
2.4.3.6.2. Benzeşim Modeli
Bu tür modeller gerçek büyüklüklerin tasviri ve üzerinde
işlem yapılması mümkün olan diğer büyüklükler ile temsil edilmesidir. “Modeli
kurulacak sistem veya süreçle bir paralellik kuracak şekilde gerçek duruma
ilişkin bileşenlerin yerine geçebilecek elemanlar desteğinde kurulan
modellerdir”[45].
Örneğin; grafikler, proses akış diyagramları, PERT ve CPM şebeke diyagramları.
2.4.3.6.3. Sembolik veya Matematik Modeller
Bu tür modellerde gerçek sistem veya durum semboller ile
ifade edilir. “Matematik modeller diğer modellere göre daha çok işleme tabi
tutulma, analiz edilme olanağı sağlar”[46].
2.4.3.7. Kantitatif Modellerin Çözümünde Kullanılan Teknikler
Yönetim tekniklerinin kantitatif özelliğe sahip olduğunu
daha önce açıklamıştık. “İşletme problemlerinin çözümünde yöneticilerin kullandıkları
kantitatif yöntemler üç ana başlık altında toplanabilir”[47].
2.4.3.7.1. Analitik Çözüm Teknikleri
Matematiksel düşünce ile elde edilen çözümdür. Matematik
model kurularak sabit ve değişkemler belirlenir ve çözüme gidilir. Örneğin;
basit faiz hesabı için faiz formülleri kullanılır.
2.4.3.7.2. Nümerik Çözüm
Analitik çözümün söz konusu olmadığı durumlarda nümerik
çözüme başvurulur. Örneğin; a=f(x) bağlantısında x’e değişik değerler verilir
ve buna karşı gelen a değeri bulunur.
2.4.3.7.3. Simülasyon Çözüm Tekniği
Gerçek sistem hakkında karar vermek için sistem modeli
kurulup deney yapmak suretiyle çözüm aranır. “Simülasyon, bir sistemin analitik
modelinden çözüm bulunmayacak kadar karmaşık olduğu hallerde veya bir sistemin
analitik modelinin kurulamadığı hallerde kullanılır”[48].
2.4.4. Yönetim Tekniklerinin Uygulanabilirlik Şartları
İşletmelerde yönetim tekniklerinin yönetim faaliyetlerine
etkin bir katkısı olabilmesi için uygulamada dikkate alınması gereken hususlar
aşağıda açıklanmıştır.
Yönetim tekniklerinin başarılı olarak uygulanabilmesi her
şeyden önce tepe yönetim kademesinin bu tekniklere ve uygulanmasının yararlı
olacağına inanmış olması gerekir. Ayrıca alt kademelerde bu teknikleri
uygulamaları için teşvik edilmelidir.
Yönetim tekniklerinin başarı ile uygulanabilmesi
yöneticilerin analitik düşünme yeteneğine sahip olmalarına bağlıdır. Günümüzde
yöneticiler inisiyatif kullanma ve çare buluculuk yanında komplike konuların
çözümü için matematiksel düşünceye sahip olmaları gereklidir. Bunun yanında
tarafsızlık da önemlidir.
Yöneticiler hangi konuda ve ne zaman hangi tekniği
kullanacağını iyi analiz etmeli, ne, nerede, ne zaman, niçin, kim diye
adlandırılan 5NK1 formülüyle gerekli sorgulamayı yapmalıdır.
Yönetim tekniklerinin sadece biri kullanılacağı gibi
birkaçı da bi arada kullanılabilir. Bu durum yöneticiler tarafından dikkate
alınmalıdır. Ayrı ayrı birbirini tamamlayan tekniklerin yanı sıra yönetim
teknikleri alt teknikleri de kapsayabilir. Teknikler bu nedenle bir bütün
olarak kullanılmalıdır.
Yönetim teknikleriyle elde edilen sonuçların işletmeye
yararlı olabilmesi için teknikleri uygulayan yöneticilerin yönetsel becerisi
yanında sezgi, yorumlama ve delegasyonda önemlidir. Tekniğin salt uygulanması
bir anlam ifade etmeyebilir. Yönetici tekniğin uygulanmasına ve sonuçta elde
edilenlere katkıda bulunmalıdır.
Yöneticinin tecrübesi ve olaylar karşısındaki tutum ve
davranışları da tekniklerin uygulanabilirliği açısından önemlidir.
Yöneticiler teknikleri uygulamaya koymadan önce fayda –
maliyet, zaman ve ekonomiklik analizleri yapmalıdırlar.
Günümüzde toplumlar bilgi toplumu olma yolunda çalışmalar
içerisindedirler. İşletmelerde bilgiye dayalı olarak faaliyet
göstermektedirler. Bilgisayar kullanımının yaygınlaşması sonucu yönetim
fonksiyonlarının yerine getirilmesinde bilgisayardan yararlanılmaktadır. Bu
nedenle yönetim tekniklerinin kullanılmasında da bilgisayarlara yer
verilmektedir. “Bilgisayar kullanımı planlama ve kara verme sürecinde
kullanılmak üzere, bir dizi yönetim tekniklerinin geliştirilmesine neden
olmuştur”[49].
Yöneticiler sürekli değişen ve gelişen teknolojileri
yakından izleyerek bu teknolojilere bağlı teknikler geliştirerek değişime ayak
uydurmak zorundadırlar. Yenilikçi, atılımcı, geleceği bu günden belirleyip
gelecekteki trendi belirleyen yöneticiler başarılı olacaklardır.
2.5. YÖNETİM BİLGİ SİSTEMLERİ
Günümüzde yöneticiler; işletmelerin büyümesi, ekonomik,
sosyo – politik ve teknolojik çevrenin gelişmesi, tüketici talep ve
davranışlarının hızla değişmesi sonucu hızlı karar almak durumuyla karşı
karşıya gelmişlerdir. Hızlı kararlar beraberlerinde riski, doğru ve çabuk
bilgiye olan ihtiyacı getirirler. Diğer taraftan değişik kaynaklardan gelen,
çeşitli bilgileri değerlendirmek, yerinde kullanmak ve saklamak zorunluluğu
vardır. Ayrıca örgütlerin amaçlarına ulaşabilmeleri sahip oldukları haberleşme
sisteminin etkili ve güçlü olmasını gerektirir.
Yönetim fonksiyonları içerisinde planlama ve kontrol
fonksiyonunun başarılı olarak yerine getirilebilmesi eldeki bilgi ile doğru
orantılıdır. Bütün bu hususlar dikkate alındığında; bir işletmede ve onun
başarısını etkileyecek bilgi miktarı ve bu bilgilerin değişme hızı ile
yönetimin bilgi toplama ve bu bilgileri değişme hızı ile yönetimin bilgi
toplama ve bu bilgileri işleme ve değerleme konusunda gelişmiş metotları
kullanmaları kaçınılmazdır.
İşletmeler büyüdükçe bilgi miktarı ve buna bağlı
problemler doğru yönde artar. İşletmelerin iç ve dış çevreleriyle uyum
içerisinde olmaları gerekir. Bilhassa dış çevre oldukça değişkendir. Bilgi
miktarı yöneticilerin kontrolünde olmasına karşın çevredeki değişiklikler
yönetimin kontrolü altında değildir. Bir çok hallerde bilgi miktarı yöneticiler
için problem olmazken değişikliklerden ileri gelen bazı durumlar yönetim için
sorun olur. Şayet dış çevre değişken ve sorunlu ise bu durum örgütün ayakta
kalmasını zorlaştıracak olaylar hıza gelişebilir “Hızlı gelişen teknoloji,
rekabet, hızlı Pazar doyumu bütün bunlar özellikle ileri teknoloji işlerin
başarılmasını her gün biraz daha zorlaştırır”[50].
Eğer yönetici bu değişikliklerden zamanında haberdar
olmazsa sonuç başarısız olabilir. Yönetimin etkili kararlar vermesini ve
kuruluşu başarıya götürebilmesini gerekli kılacak şekilde bilgi akış miktarını
sağlamak ancak Yönetim Bilgi Sistemler (Y. B. S.) sayesinde olabilir.
2.5.1. Tanımı
Yönetim bilgi sistemleri kavramlarına değişik yazarlar
tarafından farklı bakış açısıyla yaklaşılmıştır. “Bu yaklaşımları üç ana başlık
altında toplamak mümkündür”[51].
-
Yönetim bilgi sistemlerini bir donanım düzeni olarak
gören tanımlar.
-
Yönetim bilgi sistemlerini bir yazılım sistemi olarak
gören tanımlar.
-
Yönetsel karaları destekleyen bir sistem olarak
görenler.
Bu üç yaklaşıma göre değişik tanımlar aşağıdaki gibidir;
En geniş anlamıyla yönetim bilgi sistemleri; yöneticiye
karar vermesi için gerekli bilgiyi sağlayan resmi bir sistemdir. Yönetim bilgi
sistemi ile ilgili diğer bir tanım ise; “Bir örgütün yönetiminde kullanılan
bilgilerin işlenmesi ve iletilmesini sağlayan bir sistemdir”[52].
Tanımlar incelendiğinde birinci tanımın yönetim bilgi
sistemlerinin yönetsel kararları destekleyen bir sistem olduğu, ikinci tanımda
ise donanım ve yazılım sistemleri olduğu görülecektir. Bu üç yaklaşım ve
tanımlar doğrultusunda yönetim bilgi sistemlerinin özelliklerini aşağıdaki gibi
özetlemek mümkündür.[53]
-
Yönetim bilgi sistemleri işletme içerisinde yer alır,
-
Bilgi sağlamak için vardır,
-
Özellikle işletme faaliyetlerini, yönetimi, analiz
yapmayı, karar vermeyi destekler,
-
Analiz, planlama, kontrol ve karar verme için modeller
kullanır,
-
Entegre bir makine-kullanıcı sistemidir,
-
El ile kullanılan usulleri de içerir,
-
Veri tabanına sahiptirler.
Bu açıklamalardan sonra Yönetim Bilgi Sistemini Şekil 1
deki gibi göstermek mümkündür.
VERİ BİLGİSAYAR BİLGİ YÖNETİCİ KARAR
Şekil 1 Yönetim Bilgi
Sistemi
2.5.2. Amacı
Yönetim bilgi sisteminin amacı bir işletmede değişik
yönetim kademelerinde görev yapan yöneticilerin hızlı, objektif karar
almalarına yardımcı olacak bilgileri sağlamaktır.
Bir işletmede yöneticilerin ihtiyaç duydukları bilgiler
yönetim kademelerine göre değişiklik gösterir.
Yönetim Bilgi Sistemi Şekil 2’de gösterildiği gibi bir
piramit yardımıyla temsil edilir.
Şekil 2 Yönetim Bilgi
Sisteminin Piramit Yapısı
Genellikle yöneticilerin değişik bilgi ihtiyaçlarını
aşağıdaki gibi ana başlıklar altında toplamak mümkündür.
a)
Stratejik Planlama ile İlgili Bilgiler: İşletmenin
hedeflerini belirleme, bu hedeflerde değişiklik yapma bu hedefleri
gerçekleştirmek için kullanılacak kaynaklar hakkında karar verebilmek için
ihtiyaç duyulan bilgilerdir. Bu tür bilgiler tepe yönetim kademesince
kullanılır, genellikle dış çevrede ve gelecekte olacak ilişkileri kapsar. Bu
bilgiler eğilimleri de gösterecek şekilde ayrıntılı olmalıdır.
b)
Yönetsel Kontrol ile İlgili Bilgiler: Orta kademe
yöneticilerinin ihtiyaç duyduğu bilgilerdir. Bu bilgiler genellikle iç
kaynaklardan sağlanmakla beraber zaman zaman da dış kaynaklara müracaat edilir.
c)
Orta kademe yöneticileri bölümlerinin performansı
hakkında bilgiye ihtiyaç duyar; aynı zamanda rakiplerinin durumları hakkında
kendi bölümünün performansı ile karşılaştırma yapmak ister. Bu tür bilgiler
stratejik planlama ile ilgili bilgilere kıyasla daha ayrıntılı ve kapsamlı
olmalıdır.
d)
Alt kademe yöneticilerinin günlük faaliyetlerle ilgili
işletme kontrolü için gereken bilgi çok doğru, dar kapsamlı ve güncel geçerli
olmalıdır. Bu tür bilgilerin tamamı hemen hemen iç kaynaklardan sağlanmalıdır.
Tablo 2’de çeşitli kademelerdeki yöneticilerin ihtiyaç
duydukları bilgiler ve özellikleri gösterilmiştir.
Tablo 2 Bilgilerin
kullanılan kademelere göre dağılımı ve özellikleri
Bilginin Kullanım Alanı
|
Yönetim Kademesi
|
Kapsamı
|
Kullanım Hızı
|
Kaynağı
|
Miktarı
|
Stratejik Planlama
|
Tepe
|
Dar
|
Hızlı
|
Dış
|
Çok
|
Yönetsel Kontrol
|
Orta
|
Ayrıntılı
|
Hızlı
|
İç-Dış
|
Çok
|
Performans Karşılaştırma
|
Orta
|
Ayrıntılı
|
Hızlı
|
Dış-İç
|
Çok
|
Günlük Kontrol
|
Alt
|
Dar
|
Çok Hızlı
|
İç
|
Az
|
2.5.3. Yönetim Bilgi Sistemlerinin Alt Sistemleri
Yönetim bilgi sistemleri alt sistemlerden meydana
gelmiştir. “İşletmelerde Yönetim Bilgi Sistemleri dört ayrı sistemden oluşur”[54].
2.5.3.1. Bilgi İşlem Sistemleri
1950’li yılların başında işletmeler rutin işlerini
sürdürmek üzere bilgisayar kullanmaya başladılar. Genellikle Envanter ve stok
işlemleri ile müşteri hesaplarının izlenmesinde bilgi işlem sistemine geçildi.
2.5.3.2. Enformasyon Rapor Sistemleri
1960’lı yıllarda gelişmeye başlayan karar verme amaçlı
olarak hazırlanan önceden planlanmış yazıcı çıktılarını kapsar.
2.5.3.3. Karar Destek Sistemleri
Kolay kullanım, raporlama ve düzeltme fonksiyonlarına
sahip olan karar destek sistemleri karar verme sürecinde yöneticilere ihtiyacı
olan kararlarını destekleyici bilgileri sağlar. Karar destek sistemleri
“İşletme yönetimine bilgi sağlarken yöneticilerde bu gruplara bilgi ve
yönergeler verirler”[55].
2.5.3.4. Ofis Sistemleri
Daha çok ofis otomasyonu olarak da bilinen, kelime, işlem,
yayıncılık, elektronik posta, video ile telekonferans ve bunlar gibi bir çok
sistemi kapsar.
Yönetim bilgi sisteminin alt sistemleri şekil-3 de
görülmektedir.
Şekil 3 Yönetim Bilgi ve Alt Sistemleri
Yönetim bilgi sistemleri alt sistemler alt sistemler
tarafından iyi desteklendiği takdirde yönetim; doğru, uygun zamanda, kapsamlı,
geçerli, eksiksiz bilgi ile amaçlarını gerçekleştirmesi daha kolay olacaktır.
Bu sayede rekabet üstünlüğü sağlayacak ve değişimlere uyum
sağlaması kolaylaşacaktır.
2.5.4. Yönetim Bilgi Sisteminin Tasarımında İzlenecek Sıra
Bir yönetim bilgi sisteminin nasıl tasarlanması konusunda
bir çok görüş söz konusudur. Bunların en önemlilerinden birisi Russel L.
Ackoff’un görüşüdür.
“Ackoff’un görüşüne göre yönetim bilgi sistemi beş adımlık
bir proses olarak tanımlanır”[56].
2.5.4.1. Karar Sisteminin Analizi
Bu aşamada bilgi gerektirecek olan bütün kararların
belirlenmesi gerekir. Örgütteki yönetim kademelerinin seviyeleri ve
fonksiyonları göz önüne alınmalıdır.
2.5.4.2. Bilgi İhtiyacının Analizi
Bu aşamada birinci aşamada anılan her çeşit karar için ne
türlü bilgi gerektiğine karar verilir.
2.5.4.3. Kararların Birleştirilmesi
Her bir karar için ayrı bir Y.B.S. Gerekseydi sistem
yararlı olmayabilirdi. Bu yüzden aynı ve çoğunluk kısmı aynı olan bilgiyi
gerektiren kararlar yöneticinin görevi olarak bir araya getirilmeli. Bu bir
yöneticinin işini yürütebilmesi için gereken bilginin miktarını azaltır, daha
iyi anlamasına sebep olur. Diğer bir ifade ile Y.B.S. İşletmenin yapısı ile
koordine edilmeli ve birleştirilmelidir.
2.5.4.4. Bilgi Prosesleme Tasarımı
Bu aşamada bilginin toplanması, depolanması, nakledilmesi
ve kullanıcının eline geçmesi için gereken esas sistemin ortaya konulmasını
içerir. Sistemde bilgisayar kullanılacaksa programcılardan gerekli yardım
alınır.
2.5.4.5. Kontrol Sisteminin Tasarımı ve Kontrolü
Y.B.S. tarafından üretilen bilgileri değerlendirecek ve
yetersizlikleri tanımlayıp düzeltecek şekilde tasarlanacak kontrollerin
kurulması ve uygulanması gerekli son işlemlerin yapılması bu aşamada yerine
getirilir.
Y.B.S. esnek ve değişikliklere uyabilecek şekilde
planlanmalıdır.
Yönetim bilgi sistemlerinin tasarlanmasında izlenecek bu
sıranın yanında veri bankasında oluşturulacak bilgilerin güvenilirliği,
güncelliği ve geçerliliği ile kapsamı Y.B. Sisteminin başarısı için önemlidir.
2.5.5. İşletmelerde Yönetim Bilgi Sistemini Etkili Kılmak
Yönetim bilgi sistemlerinin tasarımı incelenirken
yöneticilerin karar vermek için ihtiyacını duyduğu tipteki bilgileri sağlamak
için atılması gereken aşamaları ve her bir aşamada yapılması gerekenleri
açıklamaya çalıştık.
Yönetim bilgi sistemini örgütte etkili kılmak için
aşağıdaki hususların da dikkate alınması gerekir. Çünkü sistem ayrı bir olay
sistemi etkili kılmak ayrı bir olaydır.
Yönetim bilgi sistemlerini etkili kılmak için aşağıdaki
hususların yerine getirilmesi gerekir.
2.5.5.1. Kullanıcıların Katılımını Sağlamak
Yönetim bilgi sistemlerini tasarlayanlar konularında uzman
olan kişiler olduğu muhakkaktır. Fakat sistemi tasarlayanlar kullanıcı
olmayacakları için sistem tasarımcılarının bu sistemden yaralanacak ve
uygulayacak olanlarla daha sistemin tasarımı aşamasında bir arada çalışmaları
sistemi etkili kılacaktır. Kullanıcılar kritik kararların hangileri olduğunu en
iyi bilenlerdir. Diğer bir husus ise eğer bilgileri kullanacak olan
yöneticilerin tasarım girdilerinin aynı bilgilerine sahip olmazlarsa sistem
onlara istenilen bilgiyi sağlamayabilir.
2.5.5.2. Kullanıcıların Eğitimi
Değişikliklere karşı direnç yöneticileri sistemin
kullanılışı konusunda gerçekçi şekilde eğitmekle kırılabilir. Ayrıca karmaşık
bir yönetim bilgi sisteminin doğurabileceği belirsizlik korkusu eğitimle
azaltılabilir. “Eğitim yöneticilerin sistemi tam kapasite ile kullanmalarını
sağlar ve sistemin sınırlılıklarından doğabilecek tuzaklara düşmekten kurtarır”[57].
2.5.5.3. Maliyet-Etkinlik İlişkisi
Herhangi bir sistemin sağladığı yararlar, zararlarını
geçmezse o sistem etkili kabul edilebilir. En iyi yönetim bilgi sistemi
yönetimin istediği bilgiyi, belirli miktarda, kaliteli olarak istenilen zamanda
en düşük maliyet ile sağlayandır.
Yönetim bilgi sisteminin maliyeti; tasarım, tesis, eğitim
için harcanan zamanla beraber, bilgi toplama ve biriktirme, prosesleme için
geçen zaman ve maliyetleri kapsar.
2.5.5.4. Gerekli Bilgiler Üzerinde Yoğunlaşmak
Fazla ve kullanılmayan bilgi yöneticilerin zaman
kayıplarına neden olur. İyi tasarlanmış bir yönetim bilgi sistemi yöneticilerin
kendi belirli iş sahalarına göre seçilmiş özel bilgileri sağlayabilmelidir.
Bu uzmanlar ve operatörler işletme ile bütünleşmeli ve
kendilerinin sorumluluğunu bilgisayarları kusursuz işletmek değil yönetim bilgi
sistemlerinin hedeflerine varmasını sağlamak olduğu anlatılmalıdır.
2.5.5.5. Modernleştirme
Sistem kuramına göre açık sistemlerin çevrelerinden
etkilenmemeleri söz konusu olamaz. Yönetim bilgi sistemleri de açık bir sistem
olduğuna göre dış ve iç çevredeki olaylardan etkilenirler. Örgütte yapılacak
bir değişiklik, genellikle bazı bilgilerin değişik şekilde dağıtılmasını
gerektirir. Dış çevrede hükümet, tüketiciler, teknoloji ile ilgili
değişiklikler yönetim bilgi sistemini etkiler.
Bu nedenle yönetim bilgi sistemleri değişikliklere esnek
olacak şekilde düzenlenmelidir. Zaman zaman iç ve dış değişikliklere göre
yönetim bilgi sisteminin yenileştirilmesi gereklidir.
İşletmeler yaşayan organizasyonlardır. Başarılı bir
şekilde yaşamlarını sürdürebilmeleri çevrelerinde oluşan olaylar hakkında bilgi
sahibi olmalarına bağlıdır. İşletmeler açısından bilgisiz yaşamak olası
değildir. Bu bilgilerin güncel ve yeterli düzeyde olması işletmelerin yaşam
kaliteleriyle ve süresiyle doğru orantılıdır.
Kullanılabilir, yeterli kaliteli ve güncel bilgi işletmeye
rekabet üstünlüğü sağlar. İşletmelere rekabet üstünlüğü sağlayacak olan yönetim
bilgi sistemlerinin bütün işletmelerce kurulması kaçınılmazdır. Yönetim bilgi
sistemleri planlama ve kontrol faaliyetlerinin daha etkili ve objektif olarak
yerine getirilmesine yardımcı olur. Toplumların bilgi toplumu olma yolunda
sürekli gayret içinde oldukları göz önüne alınırsa işletmelerin de toplumun bir
parçası olarak bu gayreti hızlandırmaları gerekir.
2.6. İŞLETME YÖNETİMİNDE KÜLTÜR
İnsan ihtiyaçlarının fazla olması ve ihtiyaçlarını
karşılayacak kaynakların eksikliğini tespit ettikleri andan itibaren
ihtiyaçlarını birlikte karşılama ve birlikte yaşamak için toplumlar
oluşturmuşlardır. “Her toplum bireylerin belirli durumlarda karşılaştığı
sorunları çözümlemek ve gereksinimlerini gidermek için birçok araca ihtiyaç
duyarlar”[58].
Bu toplumların oluşmasının temel amacı ihtiyaçları
gidermektir. Bu toplumlar ister büyük ister küçük kabile olsunlar ortak bir
olguları vardır. Bu da kültürdür. Kültür, toplumların ortak olgusu sonucu
oluşur. Bu oluşumda iki etken önemli rol oynar. Bunlardan birincisi, toplumun
ihtiyaçlarını birlikte karşılamak amacıyla oluşturulan sosyo-teknik sistemler,
diğeri ise o toplumun insan ilişkilerinin düzenlenmesinde rol oynayan kurallar,
örf ve adetler, fikirler, inançlar ve kişisel düşüncelerden oluşan değer
sistemleridir. “Kültür hem demografik hem de topluma egemen olan değer
sistemlerini içerir”[59].
Kültür bir milletin yaşatış tarzıdır. “Kültürün oluşması için insanların
belirli esaslara göre bir araya gelmeleri gerekir”[60].
Bu toplumun büyük veya küçük olması önemli değildir. Kültür bir milletin dil,
din, tarih, sanat, edebiyat, örf ve adetlerinden oluşur. Bu yönüyle kültür; bir
milleti başka milletlerden ayıran maddi ve manevi değerler bütünüdür. Kültür
soyut bir kavramdır. “Amerikan sosyologlarından Maciver’e göre kültür, maddi
olmayan değer, inanç ve zihniyetleri kapsamaktadır”[61].
Kültür toplum içinde bireylerin ilişkileri sonucu oluşabilecek sorunların
çözümü için gerekli olan kurallar ve düzenden oluşur. O toplum içerisindeki
bireyler oluşan düzeni ve kuralları kabul etmek zorundadırlar.
Bu çalışmada kültürün işletme yönetimindeki önemi,
fonksiyonları ve işletme yönetimine katkıları açıklanacaktır.
2.6.1. Kültürün Tanımı
Kültürle ilgili çok değişik tanımlara rastlamak mümkündür.
Kültür ile ilgilenen bütün bilim adamlarının her biri yeni yeni tanımlar
yapmışlardır. Fakat sonuçta yapılan tanımların her biri kültürden ne
anlaşılması gerektiğini ortaya koymuştur. Şimdiye kadar ortaya atılan bütün
tanımlar gözden geçirildiği takdirde, hepsinde ortak olan yönleri ve kültürden
ne anlaşılması gerektiğini görmek mümkündür. Değişik tanımlar yapılması tanımı
yapan bilim adamlarının çalışma alanlarının farklı olmasına bağlanmıştır. Nitekim
Edwing B. Flippo bu konuda; ”Kültür tanımı yapanların farklı konularla ilgili
olmaları ve kendi bilimsel çalışma alanlarıyla ilgili olmasındandır”[62]
demektedir.
2.6.1.1. Terminolojik Açıdan Kültür
Klasik Latin dilinde kültür kelimesi bakmak veya yetiştirmek
fiilinden gelen “Colore ve Cultura” dan geldiği kabul edilir. “XVIII. Yüzyıldan
önce cultura sözcüğü ekip biçmek manasında kullanılıyordu”[63].
Fransızca’da aynı anlamda kullanılan bu kelime, “Almanca’ya cultur olarak
geçmiş ve daha sonradan kültür haline gelmiştir”[64].
2.6.1.2. Fonksiyonel Açıdan Kültür Tanımı
En genel anlamıyla kültür, bilgi, inanç, ahlak ve töre ile
ilgili olup tarih boyunca insanların kazandıkları sosyal alışkanlıkları içine
alan soyut komplekstir.
Kültür ile ilgili en eski tanım E. B. Taylor’un tanımıdır.
”Taylor’a göre kültür bilgiyi, imanı, sanat ve ahlakı, örf ve adetleri, ferdin
bağlı olduğu bir cemiyetin üyesi olması dolayısıyla elde etmiş olduğu
alışkanlıkları ve bütün yetenekleri içine alan kompleks bir bütündür”[65].
Bu tanıma göre kültür dört değişkenin fonksiyonudur. “Bu değişkenler insan,
toplum, muhteva ve öğrenme süreçleridir”[66].
Kültür = f (insan, toplum, muhteva, öğrenme)
Kültür ile ilgili diğer bir tanım A. Goodwin’e aittir. A.
Goodwin kültürü, toplumdan alınan tepkiler ortak ele alır ona göre insanın
doğuşundan sonra içinde yaşadığı toplumdan aldığı çeşitli etkilerin toplamıdır.
Wissler’e göre kültür, bir halkın yaşam biçimidir. Bütün tanımlarda ortak
noktalar şunlardır;
-
Kültür toplumlarla ilgili bir olgudur,
-
Kültür bireylere sorun çözümlemede, ihtiyaçlarını
gidermeye yardımcı olur,
-
Kültür insan davranışlarını şekillendirir,
-
Kültür bireyler arasındaki bağı güçlendirmeye yardımcı
olur.
2.6.2. İşletme Kültürü
İşletmeler açık sistem olarak insan ihtiyaçlarını
karşılamak üzere belli bir çevrede, faaliyet gösterirler. İşletme ile çevre
arasında bir ahenk, uyum kurulması işletmenin yaşaması için şarttır. Çevre
işletmenin faaliyetlerini sürdürmek zorunda kaldığı ve etkilendiği bir
ortamdır. “İşletme, çevreye açık birçok alt sistemin çevreyle karşılıklı
etkileşimleri sonucunda başarıya ulaşabilmektedir”[67].
Şekil 4 İşletme ve Çevresi
Şekilde görüldüğü gibi işletmenin makro çevresi beş alt
grupta toplanır;
-
Ekonomik çevre
-
Politik çevre
-
Ekolojik çevre
-
Sosyo-Kültürel çevre
Endüstri çevresi işletmenin çevreden direkt etkilendiği ve
rekabetin yoğun olduğu çevredir. İçsel çevre ise, makro ve endüstri çevresiyle
uyum sağlayabilmek ve etkili olabilmek için işletmenin içsel çevresinin güçlü
olması gerekir. İçsel çevreyi oluşturan etmenler şunlardır;
-
Organizasyon yapısı,
-
İşletmenin mali gücü,
-
İşletme yöneticilerinin kalitesi ve sayısı,
-
Çalışanların kalitesi ve sayısı,
-
İşletmenin ürün pazar durumu,
-
Üretim potansiyeli,
-
Pazarlama potansiyeli,
-
Araştırma ve geliştirme potansiyeli.
Konumuz gereği makro çevre içerisinde sosyo-kültürel
çevrenin önemi üzerinde durulacaktır. Sosyo-kültürel çevre; işletme
çevresindeki toplumun sosyal ve kültürel yapısı ve özelliklerinin tanınması,
değişme eğilimlerinin belirlenmesi ve bu değişimlerin analiz edilerek işletmeye
yarar sağlayacak hale getirilmesidir.
Sosyo-kültürel çevre aşağıdaki etkenlerden oluşur.
-
Nüfusun insan yapısı,
-
Yaşam biçimleri
-
Tüketici tutum ve davranışları
-
Fikirler ve inançlar
-
Örf ve adetler
-
Nüfus artış oranı
-
İşgücünün bölgeler arasındaki hareketleri v.b.
İşletmeler toplumun bir parçası olarak o toplumla uyum
sağlamak mecburiyetindedirler. “Uyum sağlamanın alt yapısını ise; ortak
amaçlar, standartlar, değerler, alışkanlıklar, davranışlar, felsefe ve
idealleri paylaşmak oluşturur”[68].
İşletme kültürü toplumsal kültürün alt kültürüdür. “Şirket
Kültürü; bir grubun, dışa uyum sağlamak ve içte bütünleşmek için oluşturduğu
temel varsayımlar demektir”[69].
Her işletme içinde bulunduğu toplumun kültür ve değerlerini doğrudan alacak,
değiştirerek veya bunlara eklemeler yaparak kendine adapte eder. Bunun temel
nedeni toplumla bir olma ve işletmenin başarılı olmasını sağlamaktır.
2.6.2.1. İşletme Kültürünün Tanımı
Günümüzde özelleştirmenin önem kazanması, devletçiliğin
azalması aşırı rekabetin artması, tüketici isteklerinin ve tatmininin ön plana
çıkması sonucu işletmelerde iyice kökleşmiş, yer etmiş alışkanlıklarını
değiştirme gereksinimini doğurmuştur. “Bütün bunlar davranış biçimlerinde
değişimi gerekli kılmaktadır. Bunu da ancak kültür ile gerçekleştirmek
olasıdır”[70].
İşletmede çeşitli menfaat gruplarının oluşturduğu
sosyo-teknik sistemdir. Menfaat grupları, çalışanlar, işletme sahipleri,
müşteriler, tedarikçilerdir. Grupların hepsi kendi menfaatlerini korumak
gayreti içindedirler. İşletme ise bu grupların menfaatlerinin dengelenmesini
sağlamaya çalışır. Çalışanlar işletme içerisinde birlikte hareket etmek zorundadırlar.
Bu birlikteliği ortak inanç, değerler ve dil oluşturur. Amaç birlikteliği
çalışanların müşterek eylem yapmalarına olanak sağlar. Bu sayede işletme içinde
bir kültürel yapı oluşmaya başlar. ”Örgüt kültürü, iş görenlerce yaratılarak,
ileri kuşaklara iletilen, sürdürülen, örgüte; örgütün amaçlarına, işlevlerine
ilişkin değer ve normlardan oluşan bir örüntüdür.”[71]
Yöneticiler işletmenin beşere sermayesini oluşturan
çalışanlar ile mal ve hizmet üretimiyle ihtiyaçlarını karşıladığı
müşterilerinin kültürel değerlerini bilmek zorundadırlar. Diğer bir ifade ile
işletmenin sosyo-kültürel çevresini iyi tanımak zorundadırlar. Bu açıdan konuya
yaklaşarak işletme kültürü ile ilgili bir tanımlama yapacak olursak; işletmenin
çalışma şeklini ve faaliyetlerinin sonucunu etkileyebilecek çalışanlar, toplum
ve diğer menfaat gruplarınca oluşturulan inançlar, değerler, örf ve adetler ile
bireyler arası ilişkilerin sonuçlarının meydana getirdiği bir bütündür. “Örgüt
kültürü, o örgütün çevrede tanınmasını,değerini, toplumsal standardını,
çevredeki diğer örgüt ve bireylerle ilişki biçimlerini ve ilişki düzeylerini
yansıtır.”[72]
2.6.2.2. İşletme Kültürünün Fonksiyonları
Genel olarak kültür insanın davranışlarına yön veren,
toplumun ve toplumun bir parçası olan işletmenin performansını etkileyen önemli
fonksiyonlara sahiptir. “Kültür örgütün işlevsel alt yapısını desteklemek
güçlendirmek için kullanılır.”[73]
Bir işletmede kültürün iki önemli fonksiyonu vardır.
Bunlardan birincisi, rehberlik etme fonksiyonu, ikincisi ise bütünleştirme
fonksiyonudur.
2.6.2.2.1. Rehberlik Etme Fonksiyonu
Kültür yol göstericidir. İşletmeler belirsizliklerin ve
değişimlerin fazla olduğu bir çevrede faaliyet gösterirler. Belirsizliğin ve
değişimlerin fazla olduğu bir çevrede faaliyet gösteren işletmeler belirlenen
amaçlarından istemeyerek de olsa vazgeçerler. “Kültür, değişen çevre
koşullarında hedefin kaybolmamasını sağlar.”[74]
2.6.2.2. Bütünleştirme Fonksiyonu
Kültür bireylerin birbiriyle olan ilişkilerini
bütünleştirir. “Kültür kişiler arasındaki bağı güçlendirir, paylaşılan
değerleri artırır.”[75]
2.6.2.3. Diğer Fonksiyonlar
İşletme kültürünün yukarıda sayılan iki temel fonksiyonu
yanında diğer yardımcı fonksiyonları ise şunlardır;
-
Çalışanların örgütsel sorunlarına yardımcı olmak,
-
İşletme kimliğinin oluşmasına katkıda bulunmak,
-
Davranış biçimlerini belirlemek,
-
İşletme amalarına katılımı artırmak,
-
Yönetime kolaylık sağlamak,
-
İşletmenin Pazar payını artırmak,
-
Verimli ve çalışanları tatmin edici bir ortam oluşmasına
katkıda bulunmak.
Yöneticiler bu kadar önemli fonksiyonlara sahip olan
işletme kültürünü yaratmak ve geliştirmek zorundadırlar.
Güçlü işletme kültürüne sahip olan işletmelerin başarıları
göreli olarak ortaya konmuştur. İşletme kültürü işletmenin faaliyet gösterdiği
toplumun ürünüdür. Bu nedenle çalışanlarca benimsenmiştir. “Herkes yarattığı ve
yaratmak istediği kültüre karşı sorumluluk almak zorundadır”[77]
İşletme kültürü çalışanlarca yaratıldığı için çalışanların
bu kültürü kabullenmeleri ve gerçekleştirmeleri için sorumluluk almak
zorundadırlar. “Yapılan seçimlerin ve sonuçların sorumluluğunu yüklenmek son
derece önemlidir.”[78]
2.6.3. İşletme Kültürünü Etkileyen Faktörler
İşletme kültürü çeşitli faktörler tarafından
şekillendirilir. Bu faktörler işletme içerisinden olabileceği gibi işletme
dışından, diğer bir ifade ile işletmenin faaliyet gösterdiği toplumdan
etkileşim sonucunda ortaya çıkan faktörlerdir.
2.6.3.1. Karar Verme Biçimi
Bir işletmenin kültürünü belirleyen faktörlerden birisi
yönetimin karar verme biçimidir. Şayet bir örgütte kararlar katılımla ve
demokratik olarak alınıyorsa bu örgütün yönetiminin katılımcı olduğu,
çalışanlara değer verildiği sonucu çıkar.
2.6.3.2. Amaçlar, Değerler, İnançlar
Bir işletmede çalışanların işletmenin amacını, değerlerini
ve kabullenmeleri ve anlamaları kültür açısından önemlidir. Şayet amaca katılım
fazla, yönetim ile değerler ve inançlar konusunda paylaşım var ise o işletmede
işletme kültürünün güçlü olduğu söylenebilir.
2.6.3.3. İşletmenin Teknolojik Yapısı
Gelişmiş teknoloji kullanımı yeni ürün, yeni hizmet üretim
demektir. “Sahip olunan teknolojinin ya da mevcut olan teknoloji ve üründe
yapılan önemli bir yeniliğin şirket kültürü üzerinde büyük bir etkisi vardır.”[79]
2.6.3.4. Organizasyonel Yapı
İşletmenin sahip olduğu örgütlenme biçimi, hiyerarşik mi?,
yatay mı?, dikey mi? Organizasyonel yapının bir sisteme göre yapılması işletme
kültürünün güçlü olduğunu ortaya koyar.
2.6.3.5. Müşteriler
İşletmelerin yaşamlarının idamesi müşterilerine bağlıdır.
Müşteri odaklı olan işletmeler müşteri profillerini belirleyerek mal ve hizmet
üretiminde bulunurlar. Güçlü müşterilerin işletme kültürüne katkıları olabilir.
2.6.3.6. Bilgi Sistemleri
Güçlü kültüre sahip olan işletmelerin yönetim bilgi
sistemlerine önem verdikleri görülmüştür. İşletmede bilginin paylaşılması,
doğru ve zamanında kullanılması önemlidir.
2.6.3.7. Yasalar ve Çevre
İşletmenin makro çevresinde hukuki ve politik güçler yer
alır. İşletme açık sistem olarak bu iki güçten etkilenir. Bu iki güç işletmenin
kültürün de etkiler.
Bu faktörlere ödül sistemleri, rekabet üstünlükleri,
çalışanların işletmeden beklentileri de eklenebilir.
[1] Osman Yozgat, İşletme Yönetimi,
İstanbul 1989, s.2.
[2] Mümin Ertürk, İşletmelerde Yönetim ve
Organizasyon, 2. Basım, İstanbul 1998, s.6.
[3] William Waite, Personnel Administration, New York
1931, s.567.
[4] Ertürk, a.g.e., s.7.
[5] Sumru Tümer, “Neden Stratejik Yönetim”, Verimlilik
Dergisi, MPM Yay., Ankara 1993, Sayı 1993/1,s.100.
[6] Mehmet Şahin, İş İdaresinin Temel
Kavramları, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Yayın No.104, Ankara 1984,
s.83.
[7] Yalçın Tiftik, Yönetim ve Organizasyon,
Kazancı Hukuk Yayınları 43, İst.1985, s.1.
[8] Hüsnü Erkan, Bilgi Toplumu ve Ekonomik
Gelişme, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Yayın No.326, İst.1997, s. 4.
[9] Osman Yozgat, İşletme Yönetimi,
İst.1989, s.8.
[10] Erkan, a.g.e. , s. 6.
[11] A.L. Allen, Management and Organization,
Mc Graw Hill Book Company, New York, 1958, s.4.
[12] Tamer Koçel, İşletme Yöneticiliği,
Beta Yayınları, İst. 1998 S.10.
[13] Tiftik, a.g.e., s. 2.
[14] Atilla Baransel ,Çağdaş Yönetim
Düşüncesinin Evrimi, İ.Ü. Yayını No.9, İst.1973, s. 6.
[15] Koçel; a.g.e., S.11.
[16] Harold Koontz ve Diğerleri, Essentials of
Management, Third Edition, Mc Graw–Hill Publishing Co Ltd., New Delhi 1982
,s. 15.
[17] Koçel, a.g.e., s. 11
[18] Şahin, İş İdaresinin Temel Kavramları,
Ankara 1985, s. 284.
[19] A.Zeynep Düren, Yönetim Bilimi Ders
Notları, İst.1994, s. 3.
[20] J.H. Sısk, Management and Organization,
South-Western Publishing Company , Cincinati 1973, s. 13.
[21] R.N.Osborn, “A.Hunt, Environment and
Organizational Effectiveness”, Administrative Science Quarterly, June,
V. 19, 1974, s. 237.
[22] Russell L.Ackoff, Creating the Corporate
Future–Plan or Be Planned For, John Willey and Sons Inc., New York 1981 s.
35.
[23] Alan Lawlor, Pruductivity Improvement
Manua , United–Kingdom 1985, s. 290.
[24] Zühal Akal, İş Etüdü, MPM Yayını 29,
Ankara 1991, s. 10.
[25] Peter F. Drucker, Management, Tasks
Responsibilites Practices, William Herneman Ltd, London 1974, s. 45.
[26] Zeyyat Hatipoğlu, Temel Yönetim ve
Organizasyon, Beta Yayınları, İst.1993, s. 70.
[27] Peter F. Drucker, The Practice of
Management, Heinemann, London 1955, s. 34.
[28] Kemal Tosun, İşletme Yönetimi, İst.
1987, s. 183.
[29] İnan Özalp, İşletmelerde Yönetim,
Fonksiyonlar ve Organizasyon, Ankara 1985, s. 21.
[30] Zeynep Düren, Yönetim Bilimi Ders Notları
., İstanbul 1994, s. 6.
[31] Burhan Şener, Modern Otel İşletmelerinde
Yönetim ve Organizasyon, 2.Basım Gazi Kitapevi, Ankara 1997, s. 33.
[32] Düren, a.g.e., s. 7.
[33] Koçel, a.g.e., s.385.
[34] Tiftik, a.g.e., s.121
[35] Michael Armstrong, A Handbook of
Management Techniques, Kogan Page, London, 1986, s. 16.
[36] Dictionnaire Larousse, Milliyet Yay., Cilt
6, İst., 1993, s. 2288.
[37] James Paul, Total Quality Management,
Prentice Hill Co., London, 1996, s. 13.
[38] Hayri Ülgen, İşletme Yönetiminde
Bilgisayarlar, İ.Ü. İşletme Fak. Yay. No:225, İst., 1990, s. 116.
[39] Binnaz Gökçek, Bankacılıkta Matematiksel
İşlemler, Garanti Bankası Yay., İst. 1996, s.414.
[40] John Adair–David Despres, A Handbook of
Management Training, Exercises, London 1980, s.18.
[41] Osman Hallaç, Kantitatif Karar Verme
Teknikleri, 3. b., Evrim Dağ., İst. 1991, s.17.
[42] Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi,
Gelişim Yay., İst. 1986, s.8606.
[43] Öner Esen, İşletme Yönetiminde Sistem
Yaklaşımı, İ.Ü. İşletme Fak. Yay., No:17, İst., 1985, s. 20.
[44] Hallaç, a.g.e., s. 18.
[45] Esen, a.g.e., s. 20.
[46] a.g.e., s. 21.
[47] G. E. Thomson, Management Science,
Mc. Graw Hill Co., New York 1976, s. 38.
[48]
Hallaç, a.g.e., s. 24.
[49] Ülgen, a.g.e., s. 186.
[50] Susan Fraker, High Speed Management for
High Tec-Age, Fortune 1984, s. 62.
[51] R. V. Head, Manager’s Guide To Management
Information Systems, Prantice-Hall Inc, New York 1972, s. 2-6.
[52] Ülgen, a.g.e., s. 74.
[53] B. Davis Gordon, Management Information System Conceptual
Foundations Structure and Development, Mc Graw Hill, New York 1985, s.
1-20.
[54] Charles S. Parker, Management Information
Systems and Action, Mc Graw Hill International Editions, New York 1989, s.
8-10.
[55] Ülgen, a.g.e., s. 88.
[56] Russel L. Ackoff, “Management MIS
Information Systems”, Management Science, Vol. 14 No.4, 1967.
[57] Parker, a.g.e., s. 403.
[58] İlhan Erdoğan, Davranış, İ.Ü.Yay. No.242,
İst. 1991, s. 111.
[59] Halil Can, Organizasyon ve Yönetim, Siyasal
Kitabevi, 3. B., Ankara 1994, s. 5.
[60] Erdoğan, a.g.e., s. 111.
[61] Orhan Türkdoğan, “Prof. Dr. Ziya Gökalp
ve İki Kültür Nazariyesi”, Türk Kültürü, Ağustos 1985, Say. 268, s. 43.
[62] Edwing B. Flippo, Management: A
Behavioral Approach, Boston, Allyn and Bason Inc. 1996, s. 76.
[63] Erdoğan, a.g.e., s. 115.
[64] Bozkurt Güvenç, İnsan ve Kültür, Ayyıldız
Mat., Ankara 1972, s.96
[65] Frencis E. Merrill, Society and Culture, 4.P.,
Englewood Cliffs., N.Y. 1969, s. 81.
[66] Bozkurt Güvenç, Kültür Sorunu, Hacettepe
Üniversitesi Yay., Ankara 1970, s.11
[67] Erol Eren, İşeltmelerde Startejik Yönetim
ve İşletme Politikası, Der. Yay., İst. 1998, s.43
[68] Ülkü Uzunçarşılı, Meral Toprak ve diğ., Şirket
Kültürü ve İş Prensipleri, İ.T.O. yay., Yay. No.2000-4, İst. 2000, s. 48.
[69] Eren, a.g.e., s. 48.
[70] Peter Drucker, Managing For The Future,
Truman M. Talley Books, N: Y: 1992, s. 203.
[71] Ethem Başaran, Örgütsel Davranış, A.Ü.
Eğitim Fak. Yay., Ankara 1982, s. 110.
[72] Uzunçarşılı ve diğ., a.g.e., s. 4.
[73] Başaran, a.g.e., s. 4.
[74] Uzunçarşılı ve diğ., a.g.e., s. 5.
[75] a.g.e., s. 6.
[76] a.g.e., s. 7.
[77] Canan Çetin ve diğ., Toplam Kalite
Yönetimi ve ISO 9000 Kalite Güvence Sistemi, Beta Yay., İst. 1998, s. 211.
[78] Cordon Gatiss, Total Quality Management, Cassel,
London 1996, s. 58.
[79] Uzunçarşılı ve diğ., a.g.e., s. 15.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder